Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '14

 
Kategori
Güncel
 

Güz ayrılığıydı, ışık içinde sonsuz yat. Talip Aydın'ı kaybettik.

Güz ayrılığıydı, ışık içinde sonsuz yat. Talip Aydın'ı kaybettik.
 

Fotoğraf Mehmet Erbil çekimidir. Talip Apaydın.


Onu bir daha yakından tanımadan, bir daha konuşmadan , bense Ankara'ya gelip koca çınarı Talip Apaydın ağabeyimi özel dinlemek için . Ne çok kayıp henüz çağdaş olmaya çok yol varken, o yolda koca çınar TALİP APAYDIN'a ihtiyaç varken...Bu nasıl haber, güz günü güz haberi sevgili Mehmet Erbil içim duygu seli...İnanmak, elbette gelecekti o gün hayat son bulacaktı ancak o koca çınar yaptıklarıyla, yazdıklarıyla çağdaş, engin kocaman yüreğiyle su gibi akıp gidecek aramızdan... Biz nasıl tutanacağız hala çağdaş yolu bulamadığımız. Dupduru, akıcı, etkileyici yazar koca çınar KÖY ENSTİTÜLÜ Talip Apaydın'ı kaybettik. Sonsuza ışık oldu. Işık dolu beynini bıraktı bize, vücudunu alıp götürdü, güz ayrılıkları doldu şimdi ülkemin dört bir yanında sevenlerine. Işık içinde yat emi Talip Apaydın beynin, yaptıkların, yazdıkların, ürettiklerin gibi emeğin alınterin Köy Enstitülü dev.(N.K)

 

Belki güz vaktiydi ayrılık. Ankara’nın haber sayfalarına düşen veda, hayata veda. Talip Apaydın’ı kaybettik. Sonsuz ışık içinde yat, Talip Apaydın.

Talip Apaydın’la nerede buluştum? O heyecanım nasıldı? O çağdaş olmak nedir yazmıştı bir öğretmen dünyası dergisinde. 98 li yıllar. Çağdaş insan olabilmek çok başka şey. Oraya varıncaya kadar yolumuz epey uzak.Daha epey çabalar gerekiyor. Kolay değil”.

Talip Apaydın’ı “Define’de ve “Hendek Başı’nda,” Toz Duman İçinde” buldum. Define’yi okuyun,hayran kalırsınız.

Muğla Üniversitesi’nin toplantı salonu. Atatürk Kültür Merkezi. Rektör sevgili Şener Oktik.

Talip Apaydın ve Mahmut Makal, Mustafa Gazalcı’yı getirir.

Sahneden geçiyordu, Apaydın, geçerken aydınlattığı yolun aydınlığa çıkan ucu. Çağdaş ve erdem birikimi bir duruş , sevgiyle selamlıyordu, izleyenlerini.

Birkaç kelime konuşabildim, tanıştım belki, Ankara’ya çağırdı telefonlaşalım, dedi.

Onunla ilgili kitapları okurken dupduru su gibi akar, beyniniz. Eğitimin canlandırılması için konuştular, o gün Muğla’da. Onlar hiç yorulmadılar, verdikleri çaba geldikleri yoldan çok daha yorucuydu. Ancak onlar yorulmadılar.

Ülkenin o güzelim coğrafyasının içerisinde bir bir dolaşıp durdular.Türkülerde, söyleşilerde buluştular.
Ankara’da yazılan destanı “Kurtuluş Savaşını” işlediler. Ve devamı ikinci destan “Köy Enstitüleri”ni...

Sevgili dost Mehmet Erbil’in sayfasından izledim , yakında okuduğum yazısında yaşadım Apaydın. Ancak elem vardı, bu kez .

Dedim ya, Talip Apaydın’lı bir toplantıya gitmek için tam da kolları sıvadığım şu güz günlerinde, o günün heyecanını hissederken içimde, birden gelen ölüm, apansız geldi, alıp gitti .

Belki de alıp gitti ölüm ancak içimizdeki , yolumuzdaki aydınlattığı, yaktığı ışıkları yakıp gitti.

Öylesine erdemle, öylesine çağlayan su, o duruşu, Talip Apaydın izlemek, durup izlemek. Onun yüzündeki açılan yolu, bir devrin tanıklığını bulabilirdiniz. Anlattığı anıların ondan bıraktığı erdemi görebilirdiniz.

O su getirmek için bayramda kolları sıvayıp kazdıkları kanalları, boruları döşedikleri çağdaş uygarlık yolu.

O Talip Apaydın çağdaş uygarlık yoluna taşıdı testileri. Bir On Kasım’da başladığı, okulda öyküsünü, yaşam öyküsüyle ördü.

Öyle ya büyük Ata’sının Mustafa Kemal Paşa’nın açtığı , zaferle taçlandırdığı Cumhuriyet’te eğitimli bir ülke yaratmak devrimlerin taçlandırılması, geleceğe taşınması, korunması ancak ve ancak durmadan çalışarak, ilerleyerek, kazanararak, üreterek var olacaktı.

Talip Apaydın işte bu yolun gerçek emekçisi, üreticisi idi. Kısa sürede ve ömür denen yolda yaptıkları, yazdıkları, yaşadıkları onun bir tek duruşu vardı, ERDEM VE DEVRİMCİ.

O ülküsü için çok çalıştı…Alınteri koydu. Harc koydu. Kucakladı kocaman yüreği ile, ülkesini böylesine zor, emekle.

Tüm sevenlerine ailesine, Halise Apaydın öğretmenimize, oğlu Güneş Apaydın. Sevgili dost Mehmet Erbil’e, Mahmut Makal ve Naciye Makal’a, Erdal Atıcı, Kemal Kocabaş’a üzüntülerimi, taziyelerimi iletiyorum.

Ulus bilinci yüksek, laiklik duruşu, çağdaşlık devrimdi. Yoldu…Işık içinde sonsuz yat, Talip Apaydın.

Sizi saygıyla selamlıyorum. Yaptıklarınız, yazdıklarınız, yaşattıklarınız daima yol ve gelecek olacaktır.

 

Kendi Şarkım / Talip Apaydın (Sevgili dost Mehmet Erbil'in sayfasından alıntıdır.)

Yalnızlık tarlasının geniş düzünde
Tek başına yaşıyan kuşlar gibi
Yaşadım dayanabildiğim kadar
Öğüncüm bu olacak yeryüzünde

Bir yol ki kendimizden başlar
Kolay olmıyan güzel olan
Gelecek Türkiye'ye gidecektir
Geçip yalnızlığın tarlasından

İnanıyorum gerçek bu tarafta
Öyle gecelerim oldu ki apaydınlık
Pişman değilim üzgün değilim
Git kafamdan yalnızlık

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..