Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Güzel bir ilişki, doğru iletişim kurmakla başlar 2

Güzel bir ilişki, doğru iletişim kurmakla başlar 2
 

Güzel bir ilişki de, doğru iletişim kurabilmek de ancak mutlu bir ailede, sağlıklı bir çocukluk geçirmekle mümkündür.


Bu dizinin ilk yazısında, güzel bir ilişki yaşamak için, doğru iletişim kurmak gerektiğini, zaman zaman yazacağım yazılarla, doğru bir iletişimi, nasıl kurabileceğimizi anlatacağımı belirtmiştim; özetlemem gerekirse...

Bu yazıda da konunun aile içi iletişimle ilgili bölümüne değinmek istiyorum izninizle.

Zamanı geldiğinde, sevdiği adamla duygusal bir ilişki kurmak isteyen genç bir kız ya da kadın, bu ilişkinin temellerini, taaaa 0 - 6 yaş grubunda bir bebek - çocukken, babasıyla atmaya başlar.

Çekirdek kişiliğinin oluştuğu, bebeklikle çocukluk arasında kalan bu dönemde, kadın, babasıyla ne kadar sağlıklı bir iletişim kurabilmişse, yaşamı boyunca seveceği adamlarla da o kadar sağlıklı iletişim kurabilir.

Çünkü kadının, 6 yaşına kadar bilinçaltında babasıyla ilgili farkında olmadan yaptığı kayıtlar, hayatındaki tüm erkeklerle kuracağı ilişkilerin de kalite düzeyini belirler. Hatta o ilişkilerin, biçimi süresi, ne kadar sağlıklı olacağı da baba - kız arasında ne kadar doğru bir ilk iletişim kurulduğuna bağlıdır.

Kadının, babasıyla kurduğu ilişkinin bir benzerini annesiyle kuran erkek de, hemen hemen aynı tehlikelerin tehdidi altındadır; söz konusu dönem boyunca.

0 - 6 Yaş döneminde annesinden şiddet gören erkek de, babasının şiddet uyguladığı kadın da, yetişmiş bir birey olduğunda, karşı cinsle kurduğu ilişkinin temeline şiddet olgusunu koyar. Dahası, hem ilişki içi şiddeti olağan karşılar, hem de ilişkisi her zora girdiğinde, şiddetin bunaltıcı etkisinden nemalanmaya çalışır.

Yine aynı dönemde, anne - babasının ölçüsüzce şımarttığı bir çocuk, aynı şımartılmayı hem duygusal filörtünden, hem de hayatındaki herkesten beklemeye başlar. Üstelik, bu problemli durumu, çok normal bir durummuş gibi algılayarak.

Bu dönemde, ebeveyninden sevgisizlik, ilgisizlik gören bir çocuk, kocaman bir adam olduğunda bile, aynı ilgisizlik ve sevgisizlik düzeyini kurduğu tüm ilişkilerine, yansıtır bir biçimde.

Anne - babası tarafından horlanarak, dışlanarak büyütülen bir çocuk, yaşamak zorunda kaldığı bu kendine güvensizlik duygusunu, tüm yaşamı boyunca - çok güçlü bir çaba göstermezse - üzerinden atamaz. Kurduğu ilişkinin türü ne olursa olsun, her ilişkisine özgüvensizlik aşılayan birisidir artık o.

Eğer kişi, hayatının ilk 6 yılında yeterince sorumluluk almamış, yaptığı her davranışın hesabını vermek zorunda olduğunu öğrenmemişse; alın size, yaşadığı sürece hayatının sorumluluklarını başkalarına taşıtacak, olmamış, olamamış bir insan daha...

Gelelim, ilk bakışta birbirinden bağımsızmış gibi gözüken bunca örneği niye verdiğime...

Tüm yaşamımız boyunca üzerimizde taşıyacağımız, olumlu yönlerinden fayda; olumsuz yönlerindense, zarar göreceğimiz kişiliğimizin temeli, tümüyle, bebek - çocuk olduğumuz, henüz kendimizin farkına varamadığımız 0 - 6 yaş grubu yıllarımızda atılır malesef...

İşte, yaşamımız boyunca güzel ilişkiler, doğru iletişim biçimleri geliştirip geliştiremeyeceğimizin bütün neden - sonuç ilişkileri, gelir, yaşamımızın bu ilk 6 yıllık dönemine dayanır.

Olgun bir insan olmanın da, hayat boyu sağlıklı ve mutlu ilişkiler kurabilmenin de bütün yaşamsal şifreleri, hayatımızın bu ilk 6 yıllık ailesel kara kutusunda saklıdır.

Kişinin, güzel ilişkiler kurabilmesinin, doğru iletişim biçimleri geliştirebilmesinin, yaşamının tamamında mutlu, doyumlu bir insan olabilmesinin temel şartlarını şu şekilde özetleyebiliriz bence:

- Her yönden sağlıklı ve doyumlu bir 0 - 6 yaş dönemi geçiren...

- Ebeveyn - çevre - çocuk üçgeninde, doğru anlam ve değer yargılarıyla zenginleştirilen...

- Yaşamın anlamını, özgüvenin önemini öğrenmeye başlayan, bireysel yetenek ve potansiyelinin desteklendiği...

- Bireysel olarak da, toplumsal yaşamın ilk basamağı olan ailesinin bir bireyi olarak da kendisini anlamlı, değerli, sevilmeye ve sayılmaya değer gören...

- Hayal gücü ve muhakeme yeteneği doğru şekilde desteklenen, hayal - gerçek dengesini iyi kurmaya başlayan...

- Kişisel ve sosyal yaşamın hiyerarşik kural ve gerçeklerinin iyi anlatıldığı, bu yaşamların etkin aktörlerinin bilincine varmaya başlayan bir çocuk;

Yaşamı boyunca doğru iletişim biçimleriyle donattığı güzel ilişkilerin en önemli hak edeni ve yaratıcısı olacaktır.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım doğru yaklaşım modellerinin tam tersi tutum, davranış ve olaylara muhattap olan çocuklarınsa, nasıl bir yaşam süreceklerini anlatmama, sanırım gerek kalmamıştır.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.


 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..