Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Güzel bir pazar geçirmenin sırrı…

Güzel bir pazar geçirmenin sırrı…
 

oğlumla


Güzel bir pazar için uzun bir güne ihtiyaç var. Öncelikle cumartesi günü beden iyice yorularak, akşam erkenden yatılır. Malum iki haftadır oğlum ve ben cumartesi günleri sabah 9’da kursta oluyoruz. Herkes kendi okuluna yola çıkıyor, o öğrenci, ben öğretmen olarak. Eşim de cumartesi çalıştığı için bizim çalışma günümüz altı oldu. Öğleye kadar okulda iyice yorulmuştum. Öğleyin oğlumu okulundan alıp yemeğe gittik. Bu arada arabamızı yıkattık, sonra markete uğradık, benzin aldık ve eve döndüğümüzde iyice yorulmuştuk. Evde de yemek, çamaşır vb. ile uğraşınca cumartesi yorgun bir şekilde erkenden yattık. Böylece Pazar sabahı 7.30 da hepimiz uyanıktık.

Kahvaltıdan önce semtimizde bir yürüyüş yapalım dedik. Bursa’nın yeni yerleşim yerlerinden Ertuğrulkent’te oturuyoruz. Taşınalı nerdeyse iki yıl oldu. Ne yollar bitti, ne bir park, ne bir yeşil alan yok. Semtimiz koca koca binalar, inşaatlar ve birkaç marketten oluşuyor. Yani güneşli bir pazar gününü burada geçirmek mümkün değil.

Bursa’nın en iyi yanı, kısa sürelerde istediğiniz yerlere ulaşmanız. Büyük bir kentin imkânlarına, küçük bir kentin rahatlığı ile ulaşmak mümkün. 15–20 dk içinde şehirde istediğiniz yere gidebilirsiniz. Hafta sonlarını kapalı mekânlarda veya evde geçirmekten sıkıldık. Daha doğrusu evde oturamayan eşim ve oğlum sıkıldı. Biz de bugün için Kültürpark’ı seçtik. Bursa’nın en eski yeşil alanlarından, görkemli ağaçları ve çocuk oyun alanları ile de aileler için ideal bir yer. Saat 11.30 da parktaydık. Pazar sabahı herkes o saatte kahvaltı telaşında olduğu için ortalıkta pek kimse yoktu. Doğa yeni yeni uyanmaya başlamış. Ağaçlar çiçek açmış, çimler yemyeşil. Hava güneşli, fakat soğuk bir rüzgâr esmekte, oturunca da üşütmekte. Oğlumuzun hatırına epeyce bir süre kaldık parkta.

Uzun süredir fotoğraf çekme olanağı bulamamıştım, ben de bir sürü fotoğraf çektim. Öğle saatlerinde park kalabalıklaşmaya başladı. Köşelerdeki banklarda sarmaş dolaş çiftler, çocuklu aileler çoğunlukta olmak üzere, yaşlılar, gençler, herkes kendi halinde parkta dolaşıyordu. Çay bahçeleri müzik sesini açmış, yollardan geçerken duyulan ritimler değişiyordu. Oğlumuz doyana kadar oynayamadı ki, doydum dediğini pek duymadım, yanaklarımız ve kulaklarımız buz gibi ayrıldık parktan. Açık havaya kendimizi atmak için 21 Martı beklemekte fayda var sanırım…

Önümüzdeki haftanın planları daha dönüş yolunda yapılıyordu. Haftaya Botanik Parkına gidecekmişiz. Bir pazar da Cumalıkızık’ta kahvaltıya gidelim dedik. Kıştan sonra baharın gelişi hepimizi heyecanlandırsa da, eşimle sık sık baharın kurak geçeceğinden ve yazın su sıkıntısı çekeceğimizden bahsettik. Artık doyasıya mevsimleri yaşamak zor olacak sanırım. Eskinin kırk ikindi yağmurları, yerini kurak günlere bıraktı.

Bu pazar hepimize iyi geldi. Yarın yeni haftaya pek bedenen dinlenmiş olarak başlamasak ta, en azından ruhlarımız dingin. Eh buna da şükür…
 
Toplam blog
: 111
: 5210
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

1997 yılında öğretmenliğe başlamış bir mühendisim. Bir oğlum var. Çocukları ve yaşamı seviyorum. ..