Güzel haberler

Geçen seneydi ve domuz gribi ülkemize henüz giriş yapmıştı.

Herkeste (bende de tabiki) büyük bir panik havası hakimdi. Domuz gribi olup öleceğimize dair bir inanç içten içe nerdeyse hepimizi esir almıştı.

Korkuyla bekliyorduk sıramızı. Nerdeyse ruhsal bir çöküntü içine girdik.

Ne zaman kanal değiştirsek, domuz gribinden kaç kişinin öldüğüne dair bir haber veriliyor veya mikrobun nasıl yayıldığına dair birileri birşeyler anlatıp duruyordu. Hangi gazeteyi elimize alsak, o gün domuz gribinden kimlerin öldüğünü okuyorduk. Üstelik bütün haberlerde birbirleriyle çelişiyor, bir haber diğerini doğrulamıyordu.

Sonra acaba aşı olunmalı mıydı ? Olunmamalı mıydı ? Aşı olmasak zaten mikroba yakalanıp ölecektik ! Ama aşı olsak da ölecektik, çünkü aşının yan etkileri sayılamayacak kadar çoktu... v.s v.s v.s.

Delirmemek işten bile değildi !

Hastalık hastası olmamama, dirençli bir insan olmama rağmen, psikolojim o kadar bozuldu ki, bir ara deliriceğimi bile sanmıştım. Kendimi bir çaresizlik içinde hissediyordum. Geceleri uyku uyuyamıyor ve sonumu düşünüyordum.

Tam ne yapacağımı bilemezken ve delirmek üzereyken, o an geldi ve ben sihirli cümleleri duydum ! Bir TV programında Ender Saraç konuşuyordu. Şöyle diyordu ;"Yayın organlarındaki kötü haberleri görmemeye, duymamaya, seyretmemeye çalışın. Kötü haber DNA'yı bozuyor ve hücrelerinizi öldürüyor."

Yani domuz gribi olmasam kurtulsam da, bu kötü haberler beni nasılsa er - geç bir gün öldürecekti. Ben de o gün bugündür hiç bir yayın organındaki kötü haberi görmemeye, duymamaya, seyretmemeye çalışıyorum.

Bu, haber seyretmediğim ve dünya ile ilişkimi kestiğim anlamına gelmiyor tabi ki. Elbette gündemi takip ediyorum ve ne olup bittiğinden haberim var. Ama bunu canımı acıtmadan ve zıvanadan çıkmadan yapıyorum.

Geçen seneden beri rahatım nefes aldım, kendime geldim adeta. Dünya varmış. Ender Saraç'a minettarım. Güzel haberler bulabiliyor muyum peki ?

Evet.

Artık konuyla ilgili odağımı değiştirdiğim için, nerde güzel haber var, onu görüyorum, duyuyorum veya okuyorum.
Mesela Burhan Şeşen'in "İyi Haberler" diye bir programı var Kanal 24'de. Türkiye'deki bütün pozitif haberleri buluyor ve seyirciyle paylaşıyor. Muhteşem birşey, pozitif enerji yükleniyorsunuz.

Budur işte, oh be dünya varmış, diyorsunuz.

Etrafımızda meydana gelen bütün kötü olaylara, savaşlara, ekonomik buhranlara inat, Türkiye'de güzel olayların da olduğunu izleyiciye sunuyor Şeşen. Bir nebze de olsa rahatlıyorsunuz.

Bu yazıyı okuyan herkese nacizane tavsiyemdir. Etrafınızdaki kötü haberlere odaklanmayın ki, güzel haberleri görebilesiniz.

Benim yaptığım gibi. Güzel haberlerle kalın, mutlu kalın.