Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Güzel halkım ve deve kemiği

Güzel halkım ve deve kemiği
 

en güzel resimler.com


Şimdiye kadar yazılarımla kimseyi kandırmadım. Hiçbir zaman yazım fazla okunsun, gibi bir endişe ve merakım da olmadı. Bu yüzden bu yazıyı mutlaka okumanızı salık veririm.

Yazıyı mizah kategorisine almıyorum. Çünkü, mizah yazılarında az çok bir katkı bulunur.

Bu yazı aynen olduğu gibi. İnsanın her gördüğü, her duyduğu yazılmaz. Bunun bilincindeyim.

Bu gün akşamdan sonra sıcaktan bunaldım çarşıya çıktım.

Avanos akşamları güzeldir. Ayrıca bir aya yakın kültür şenlikleri adı altında, belediyenin, açık havada düzenlediği şarkılı türkülü gecelere halkın ilgisi büyük. İş bedava olunca, geçim sancısı içinde kıvranan vatandaşa iyi geliyor.

Bu gece Avanos'ta şenlik yok. Ama vatandaş alışmış. ilçenin caddesi insan kaynıyor.

Tanıdık bir esnafın kapısına sandalyemi attım oturdum.

Bir kadın, iki erkek çekinerek yanıma yaklaştılar. Kısa boylu olanı selam verince selam aldım.

"Biz Kayseri'den geliyoruz, affedersiniz sizde bulunmadığını biliyoruz ama, bir soralım dedik."

"Buyurun" dedim. "dükkan sahibi ben değilim, nasıl yardımcı olabilirim?"

Adam, çekinerek,

"Deve kemiği" dedi. "Nerede bulabilirim"

Donup kaldım. Akşamın bu saatinde, Avanos gibi bir yerde.

Develi, deve dikeni, keçiboynuzu sözcükleri geçti kafamdan, nedenini bilmiyorum

Acaba yanlış mı anladım diye bir daha sordum.

60 yaşlarında, kısa boylu adam,

"Deve kemiği arkadaş" dedi.

"Hayrola ne yapacaksınız?"

"Bir hastamız var da, yarasına"

"Geçmiş olsun" dedim.

Ne yapacağımı, nasıl cevap vereceğimi bilemediğimden kapıda bekleyen yan komşuya gönderdim. O da benim gibi şaşırmasına rağmen işi ciddiye aldı.

"Uçhisar, Çavuşin ve Nevşehir Ürgüp arasında deveye bindiriyorlar. Eğer devenin biri ölmüşse oralarda bulabilirsiniz. Yalnız gecenin bu saatinde biraz zor."

iki adam ve bir kadının sevinçten gözleri parladı.

"Yeter ki, bir ihtimal olsun. Yarın yine geliriz." dediler.

Sözü edilen yerlerin nerede olduğunu ve kaç kilometrelik uzaklıklarda bulunduklarını öğrendikten sonra sevinçle yanımızdan ayrıldılar.

Bu bir kamera şakası değilse vay ülkemin haline. Yetmiş seksen yıl önce olsa, hadi diyeceğim.

Moralim bozuk markete girdim. Market ana cadde üzerinde.

"Ağabey" dedi tezgahtar, "bunlar ne ki, akşama kadar biz daha niceleri ile karşılaşıyoruz. Muskaya, hamaylıya, üfürükçüye, tükürükçüye, hurafeye tekrar geri dönüldü."

(*)Hikaye tamamen yaşanmış bir olaydır.

Hüseyin Seyfi

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..