Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '11

 
Kategori
Anılar
 

Güzel markalar güzel kadınlarla çalışıyor.

Güzel markalar güzel kadınlarla çalışıyor. 

Çarşamba akşamı kankam Önder'le birlikte, Pendik Kurtköy'deki Viaport alışveriş merkezindeydik. Saat 9'u gösteriyordu; biz söz konusu alışveriş merkezine geldiğimizde. Mekanın kapanmasına 1 saat kaldığından, hızlandırılmış bir tur atmaktaydık mağzaların önünden... 

Derken, gözüm Bisse gömleklerinin satış mağazasına takıldı. Türkiye'de üretilmiş en iyi yerli marka gömlek olarak Bisse'yi bildiğimden, çoktandır o gömleklerden birer, ikişer alıp giymek düşüncesindeydim. 

Bu duygularla mağazaya yönelip, kapıdan içeri girmemle birlikte, mağza yöneticisi olduğunu düşündüğüm 30 - 35 yaşlarında, güleryüzlü o dünya tatlısı kadınla karşılaştım. İnanılmaz sıcakkanlı; ama nasıl beceriyorsa, bir o kadar da mesafeli ve kontrollüydü ve de inanılmaz ölçülü... 

- Gömleklerinizde fiyat aralığı nedir? 

diye baştan savma bir soru sorarken, gözlerimi alamadım bu dünya tatlısı kadından... 

- Gömlek fiyatlarımız 48 liradan başlıyor beyefendi 

derken, hanımefendi yönetici, ben onun mekanı ve beden dilini ne kadar iyi kullandığıyla ilgilenmekteydim. Nasıl hayran bakışlarsa benimkisi, kankam Önder, kolumu kopartırcasına beni çekiştirmekteydi. 

- Oğlum! Sen şimdi hatuna bakarken, cüzdanı boşaltıp çıkıverirsin işin içinden! Koptun sen; koptun kardeşim! Mağzadan çıkarken ben, aklım gömleklerde, gözlerimse dünya tatlısı kadının üzerinde kaldı! 

Arkadaşım Önder heralde beni Dalton kardeşlerden Avarel zannetmekteydi! Tamam... Hanımefendi yönetici olabildiğine alımlı, olabildiğine şık ve zarifti. Ama, ben de, aklımı peynir ekmekle yememiştim ya! Sırf güzel bir yöneticisi var diye, Bisse'den gömlek alacak değildim ya! Dava, gömlek güzel olsundu! Gerisi sadece o anda kalacak bir hoşluktu nasıl olsa; başka bir şey değil... 

Derken, bu öğleden sonra, saat 2 - 3 civarı, Pendik'teki müşterilerimden Kahvaltı Evi'ne giderken; hava birden bozdu. Şiddetli bir yaz yağmuru başladı... 

Tam Mavi Jeans mağzasının önünden geçmekteydim ki, epeydir Mavi Jeans'in o çok sevdiğim o yüksek bel kot pantolonlarından almadığımı farkettim. Hem yağmurdan sıkılmışlığımdan; hem de epeydir uğramadığım için mağzaya; 

- Şu yüksek bel kot pantolonun fiyatı nedir? diye soracak oldum görevliye. Hay sormaz olaydım! Sanki topu topu 2 gün arayla Viaport'taki sahne tekrarlanmaktaydı. 

25- 26 yaşlarında eli yüzü düzgün, gayet de iyi bir fiziği olan, işinin ehli olduğu her halinden belli, bayan satış görevlisi,  

-Sorduğunuz kot pantolonların fiyatı 100 liradan başlıyor efendim. 

diyordu; kulağımda çınlayan şiir gibi... 

- Peki herhangi bir kampanyanız var mı? diye sorduğumda hikayeden! 

- Aldığınız 2. üründe %20 indirim hakkınız var beyefendi derken; güzel ve saygılı satıcı... 

İç sesim bana: 

- Cem... Oğlum! Daha 2 gün önce aynı filmi görmedin mi sen? Titre ve kendine gel hemen! diye bas bas bağırmaktaydı; sadece benim duyduğum tiz, cayırtılı, yırtık sesiyle!... 

Neden sonra, kendime gelip, hızlı adımlarla mağzayı terkederken, 2 gündür üzerinde düşündüğüm şey olgunlaşıp meyvesini vermişti: 

Güzel markalar, güzel kadınlarla çalışmaktaydı. Bu da satışları öyle, ya da böyle, olumlu etkilemekteydi... Benim gibi aklı başında! bir adam bile, iki güleryüze, bir tatlı söze bu kadar alışveriş gönüllüsü olduysa eğer; vay parası çok olup da aklı kıt olanın haline! 

Hemen ordan bana " Parası çok olanın aklı kıt olur mu hiç? diye itiraz etme be canıııımm! 

Ürün güzel... Satış görevlisi kadın güzel... Ee, senin de paran var! Güzeli sevindirmek sevap! Bunu bilmiyon mu Allaseeen! 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..