Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '09

 
Kategori
Müzik
 

Güzel olanı yaşamak!

Güzel olanı yaşamak!
 

İlginç demi.!


İnsanların kendilerinden vazgeçecek kadar içip sonrada yaptıkları tüm hata ve olaylardan pişman olmalarına o kadar çok tanık oldum ki..

Herşey güzelken birden bire çirkinleşen bir insan oluveriyorsun..

Bağımlılıktan bahsetmiyorum o ayrı bir konu artık bunu hastalık olarak kabul edip tedavi olması gerektiğini herkes bilmekte.

Benim bahsettiğim zevk için içipte sınırı bilmeden yapılan hataların sonuçunda yaşamda katlanılamıyacak yaraların acılmasıdır.

Dikkatiniizi mutlaka çekmiştir gazetelerin üçüncü sayfa denilen haberleri okunduğunda ölüm haberleri hep içkili olarak yapıldığı ile ilgilidir.

Eğer içmesini bilmiyorsan içme bu kadar basit ya da
İçme sınırın neyse orda kal.. tadında güzellikle.

***

Bunu yazmanın nedeni ise bugün işyerinde çalışırken bir yandanda müzik dinliyordum.
Türküler benim oluşturduğum listede en favorilerim listesinedir... dinlerlerken bir türküye takıldım kaldım...

Öyle bir ağıt ki dinledikce can evinden vuruyor insanı.

Merak ettim kim için neden yakılmış bu ağıt diye.

http://www.dailymotion.com/video/x46970_sukriye-tutkun-uyan-sunam-uyan-by-a_music

Yukardaki linkte sizler türkü dinlerken bende hikayesini kısaca sizlere anlatacağım.

Uyan Sunam Uyan

Eski zamanlarda köyün birinde Suna isminde bir kız yaşarmış. Suna oraların en güzeli en alımlısıymış. O köyün en zengini olan Mehmet Ağa'da Suna tutulmuş ve çok sevmiş. Suna'nın da
Ağa'ya karşı ilgisi varmış. Mehmet Ağda Suna'yı ailesinden istetmiş ve kısa zamanda evlenmişler.
Lakin Mehmet Ağa'nın kötü bir huyu varmış her gece içip eve gelirmiş. Evlendiği günde aynı şeyi yapmış. Mehmet Ağa dışarda içer ve içkili olarak gelir kapıyı çalar yeni gelin içeri alır, yemeğini yedirir, pijamalarını giydirir yatırırmış. Günler hep böyle geçmeye başlamış Bir kaç ay sonra Suna gelin bir gece geç gelen kocasının kapıyı çalmasına karşılık açmamış uzun bir süre Ağa dışarda kalmış .. Uzun süre sonra Suna dayanamaz ve kapıyı açar. Sunayı karşısında gören Ağa bizde kapıyı geç açan kadın makbul sayılmaz deyip çeker vurur Sunayı. Suna tek kurşunla yere yıığılır. Ağa içkinin etkisiyle yanına sızar kalır. Sabah şafak vakti uyandığında MEhmer Ağa bakar sevdiği karısı yerlerde kanlar için yatar. Ve hiç birşey hatırlamaz. Şafak söktü yine, Sunam uyanmaz diye başlar ağıt yakama..

Şafak söktü yine sunam uyanmaz
Hasret çeken gönül derde dayanmaz
Çağırırım sunam sesim duyulmaz
Uyan sunam uyan derin uykudan

Çektiğim senin elinden
Usandım gurbet elinden
Hiç kimse bilmez halimden
Uyan sunam uyan derin uykudan

Bunca diyar gezdim gözlerin için
Niye küstün bana el sözü için
Dilerim Allah’tan sızlasın için
Uyan sunam uyan derin uykudan

Artık nafile giden gitmiştir. Mehmet Ağa bağrı yanık elinde sevdiği karısının kanı ile öylece kalmıştır.

**

Türküler hep gerçektir hep yalın ne anlatmak isterse açık ve nettir. Tıpkı bu türküdeki gibi.

***

Şimdi içkinin kötü ya da iyidir diye savunmuyorum.

Tadında lezzetinde güzeldir.

İçmek bir adaptır o ana bir güzellik katar.

Kendi adıma güzel masalarda içilen içkilerin sohbetlerin hazzını hep yaşadım... Kötü sonuçlarınıda gördüm ama onlar ayarlarını kaçıranlardı.

Yaşamda herşey yerinde zamanında ve güzellik içinde yapıldığında anlam kazanır.

Elindeki kadehi sağlığına kaldırıp o lezzette içmek vardır.
Ben bundan yanayım.

Güzelliklerin yaşamımızdan eksik olmamasını dilerim.

Sevgilerimle.

Gelincik.

 
Toplam blog
: 110
: 2117
Kayıt tarihi
: 18.10.08
 
 

Kendimle ilgili ne yazabilirim diye düşündüm uzunca... Aslen Malatyalıyım.. İstanbulda yaşıyorum ..