Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '09

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Güzel sanatlar fakültesini bitirip işsiz kalacağına İlahiyatı bitir iş seni bulsun!

Güzel sanatlar fakültesini bitirip işsiz kalacağına İlahiyatı bitir iş seni bulsun!
 

Eğitimci Yazar, Öner Samanlı, İNATÇI olurum ama SANATÇI olmam dedi... GAZETELER


Çok sevdiğim bir Mimar Hanımefendi dostumun, oğlu ülkemizin büyük bir Güzel Sanatlar Fakültesinin Seramik Sanatçılığı - Heykel Bölümünü bitirdi, yıllardır işsiz.

Çocuğun ve annesinin iş bulmak umuduyla çalmadığı kapı kalmadı.

Eeeeee nihayetinde genç sanatçı, kendine göre bir sanatçılık onuru var....

Her işe de meyledemiyor, annede pek üstelemiyor, git eve ekmek getir gibilerden şimdilik bir sıkıntı da yok....

Bakalım o işi, iş onu ne zaman bulacak,

BEN GÜZEL SANATLARIN, RESİM, HEYKEL VB. GİBİ DALLARINI NEDEN SEVERİM

Tabi ki sevmeyeni döverim ya da severim gibi bir iddiam da yok.

BU MESLEKTE KALIPLA ÇALIŞILMADIĞINDA SANATTAN SÖZ EDEBİLİYORSUNUZ

Bu meslekte kalıpla çalışılmadığında, en beğendiğim olgu nedir biliyor musunuz..?

Eserin 2.ncisinin kesinlikle 1.ncisine benzemediği....

İşte o küçük gibi görünen büyük farkları algılatan bir meslek bence.

Ama sıkıntı var, sanata saygısız bir toplum, sanatçıyı desteklemeyen bir devlet....

Sanatçı n'apsın, para kazanacak kalıplardan nefret etse de, kalıplara mahkum, çünkü çoğaltacak, seri yoldan para kazanacak...

Bana sorsanız böyle bir sanatçı olmak istermisiniz diye...

Hayır asla sanatçı olmam, mızıkçı olurum....

Neden, sanatçı olmayacağımın nedenini, Madde 4 de yazdım.

DEVLET DEVLETLİĞİNİ YAPMAZSA, MEHMET DE MEHMETLİĞİNİ YAPMASIN

Bugün Çankaya'
daki (Süleyman Demirel'in bir zamanlar söylediği), yine bugün Hükümetin başı ve devamındakilerin çoğunun, eşleri ve kendileri, TC. Yasalarını açıkça ihlal ediyorlar, ama haklarında cezai bir hukuk süreci başlamıyor.

TC. nin, CUMHURİYET SAVCILARI GÖREV BAŞINDALAR AMA, BEN DURUMDAN BİRŞEY ANLAYAMIYORUM

Bakınız;

SAVCILARIMIZIN DİKKATİNİ ÇEKMEYEN AMA BENİM BİR YURTTAŞ OLARAK DİKKATİMİ ÇEKEN HUSUSLAR

KONU.1)

Şapka ve.Kıyafet Devrimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, halkın kılık ve kıyafetinin düzenlenerek batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 ve 1934 yıllarında çıkarılan iki kanunla yapılan düzenlemedir. Atatürk Devrimleri'nin bir parçası olan bu kanunla ile, başlık olarak sadece şapka takılması düzenlenmiş, belirli tipte kıyafetlerin giyilmesi ise yasaklanmıştır.

KONU.2)

İLKÖĞRETİM, LİSE VE DENGİ OKULLARIN, “TC İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ KİTABININ,
KIYAFETTE DEĞİŞİKLİK, KILIK KIYAFET KANUNUNUN KABULÜ, KIYAFETTE BİRLİK HAKKINDAKİ BÖLÜMÜ İLE ÖĞRENCİLERE ÖĞRETİLENLER"

Osmanlı toplumunda devlet tarafından belirlenen belirli bir kıyafet birliği yoktu. Atatürk her alanda çağdaşlığı hedefliyordu. Kıyafet konusunda da “Türk halkını çağdaş ve görünüşüyle Medeni” hale getirmek için kılık kıyafet ve şapka konusunda yenilik yaptı. Böylece Türk halkı dış görünüşüyle de modern bir toplum haline geldi. Şapka inkılabı Atatürk'ün Kastamonu gezisiyle başladı. 25 Kasım 1925'de “Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun” kabul edilerek erkeklerin şapka giymesi yasal zorunluluk haline getirildi. Şapka dışında başka başlıkların giyilmesi yasaklandı. Kıyafette değişiklik şapka ile yapıldı. Kıyafet konusunda kadınların giysilerine karışılmadı. Ancak Türk kadını çağdaşlaşmayla beraber modern kıyafetleri benimsedi.

1934'te çıkarılan bir kanunla da din adamlarının ibadethaneler dışında dini kıyafetle dolaşmaları yasaklandı. Ülkemizde sadece Diyanet işleri Başkanı, Fener Rum Patriği, Yahudi Hahambaşı, Ermeni Patriği dini kıyafetle dolaşabilir. Kıyafette değişiklik ile insanların modern bir görüntü kazanması ve giyim kargaşasının sona ermesi sağlanmıştır.

Diye yazıyor, Milli Eğitim Bakanlığımızın, Talim ve Terbiye Kurulu, bizlere müfredatında bu kitaptaki bilgileri öğrenmemizi belirlemiş.

Peki. nasıl oluyor o zaman,

Bugün Çankaya'
daki, Hükümetin başı ve devamındakilerin çoğunun, eşleri ve kendileri, TC. Yasalarını açıkça ihnlal ediyorlar, ama haklarında cezai bir hukuk süreci başlamıyor.

Yoksa bunlar yeterince Talim ve Terbiye almamış mı oluyorlarda, kendi başlarına buyruk yaşam tarzı ortaya koymaktalar...

KONU.3)

VALLAHİ YALAN BİLLAHİ YALAN, TÜRKİYE'DE FİLİ YUTTU BİR YILAN

Nasrettin Hocamıza
malederler, "DEDİĞİMİ YAP, GİTTİĞİM YOLDAN GİTME" eeee, zaman değişti, çağlar atladık,
Öner Hocamızda diyor ki; " GİTTİĞİMİZ YOLDAN GELİN, YAZDIĞIMIZA BAKMAYIN"

KONU.4)


Pes vallahi demek ki siz farkında değilsiniz,

Bana kızıyorsunuz, sanatçı olmak istemiyorum diye...

Kardeşim neden sanatçı olayım ki...

İNATÇI OLURUM İNATÇI

HATTA SE-Rİ - AT- ÇI...!

At binenin kılıç kuşanın değil mi, keyfimin kahyasını da aramıyorum ki...!

İMAM DA OLURUM, MÜEZZİN DE, MÜFTÜ DE, KURAN KURSU HOCASI DA, CAMİİ VE KURAN KURSU YAPTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞİ GENEL BAŞKANI DA...

Tamı tamına 30 yıldır ülkemde tüketici haklarıyla uğraşıyorum, aynı Güzel Sanatlar Fakültesi bitirmiş genç kardeşim gibi, Genel Başkanı olduğum dernekte de ekonomik sıkıntılarla boğuşuyorum, şahsiyetli, özverili, menfaati olmadan toplumsal ivmeye katılmak isteyen insan bulmak zor, kimisi muhasebeci, kimisi öğretmen, kimisi kimyager, kimisi emekli işçi, evde oturmayı, dizileri izlemeyi, kahvelerde işsiz güçsüz aylak aylak gezmeyi yeğlerler, gel şu toplumsal mücadelemize destek ver dersiniz, alacağınız yanıt ise, çok nettir, , , ,

BENİM, MENFAATİM NE OLACAK, BANA NE YARARI OLACAK....

BÖYLE YURDUM İNSANI OLMASIN ARKADAŞ, OLMASIN....

ŞEYTAN TÜKÜRSÜN YÜZÜNE SENİN VE SENİN GİBİLERİN, ŞARLATAN SENİ...!

SONRA ÇIK MEYDANLARA,

ATATÜRKÇÜLÜK ELDEN GİDİYOR,
CUMHURİYET GİDİYOR,
ŞERİAT GELİYOR...!

Diye boş boşuna bağır çağır, flama, bayrak, pankart taşı...

Gerçekler yayın şekilde ortada....

sorumluluk almaktan kaçanlar sol tarafımda, sağ tarafımda ise, islami davanın adamları, , ,
Hiç kızmayın er ve hanım kişiler, , ,

Yazı da burada, tura da.....
Yemem ve yemezler....
Mangalınızda kül yoksa ben yıllardır köşemde,

KÜL SATARIM KÜLLLLL,
MANGALINDAN KÜL SAVURUP DA, KÜLÜ BİTENLERE...!

Umutlarımız göle maya çalar gibi sıkıntılı, yüreklerimiz ve beynimiz yorgunlaşmış....

Çelişkiler yumağı olmuşuz....

Kitaplarda, "Şapka ve.Kıyafet Devrimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, halkın kılık ve kıyafetinin düzenlenerek batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 ve 1934 yıllarında çıkarılan iki kanunla yapılan düzenlemedir. Atatürk Devrimleri'nin bir parçası olan bu kanunla ile, başlık olarak sadece şapka takılması düzenlenmiş, belirli tipte kıyafetlerin giyilmesi ise yasaklanmıştır." diye, yazıyor, öğretmenler bunu öğrenip öğrenmediğimize dair yazılı ve sözlü sonavlar yapıyorlar... Bilgileri tam kavramayan zayıf alıyor....

Bunları öğrenip sınavlardan geçip, er ve hatun kişiler, büyük adamlar oluyorlar,

Sonra, sonra mı ne oluyor, , , ,

YUKARIDA YAZDIKLARIMIZ OLUYOR....

Rahmetli babam da sürekli yineler di; "Her hıyar diyene tuzu alıp koşmayın" öyle mi, böyle mi, bi-le-mi-yo-rum..!

Bugün için kaçırdık ama, kesinlikle yeniden dünyaya gelirsem eğer,

İMAM DA OLURUM, MÜEZZİN DE, MÜFTÜ DE, KURAN KURSU HOCASI DA,

YANINDA EŞANTİYONU DA VAR,

CAMİİ VE KURAN KURSU YAPTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞİ GENEL BAŞKANLIĞILYA....

Öyle olmamam için aklımı devşirmemem gerekir.


Adamlar hem ibadetlerini yapıyorlar hemde üstüne üstlük para alıyorlar...

Doğuyorsunuz kulağınıza imam efendi adınızı üflüyor, evleniyorsunuz nikah, ölüyorsunuz hatim mevlüt, , ,

eh diğer işler hariç tabi..


Ohhh. Ne güzel iş...

Boşver,

NE KALIPLA UĞRAŞ, NE FIRÇA BOYA
NE DE ÇAMURLA..!




ÖNER SAMANLI

http://www.ataturksitesi.com

TÜRKİYE VE DÜNYADA EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ
KURUCUSU VE EDİTÖRÜ



 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..