Güzel yurdumun insanı

Doğar, dünyaya adım atar. Bilindiği üzere genellikle ağlayarak gelir dünyaya, ama bu ağlamanın nedenini bilemezsiniz. Başına geleceklere mi ağlıyordur yoksa başkalarının başına getireceklerinin peşin pişmanlığı mıdır, Allah bilir. Emer, süt içer, emekler, oyun oynar. Büyüdükçe evinde ve çevresinde gördüklerini kaydetmeye başlar. Bilemez beynine yaptığı bu kayıtların gelecekte kendisine neler sunacağını ve de başkalarının başına ne dertler açmasına neden olacağını. 

Öğrenci olur, okula gider. Okumayı ve yazmayı öğrenir. Ama nedense, yaşamının ileri yıllarında okuduğunu anlama, doğru algılama, yorumlama ya da düşüncelerini yazılı olarak aktarabilme aşamalarına taşıyamaz bu öğrendiklerini. Orta öğretimde ilköğretimde öğrendiklerini, yüksek öğretimde ise orta öğretimde öğrendiklerini unutmuştur sanki. Yüksek öğretimden sonra bakarsınız okul öncesi aşamasına geçmiş, öylesine beyin sıfırlanmış, almaya hazır bekliyor. 

Vatandaş olur, sokağa çıkar. Kaldırımı bırakır, yolun ortasından yürür. Kaza oluyor diye yol kapatır, üst geçit ister. Üst geçit yapıldıktan sonra ise tam onun altından kendini otoyola atmaya devam eder. Yasaklara karşı alerjisi vardır; ateş yakmak yasaktır denilen orman arazisinde mangal yakar, çöp atmak yasaktır denilen yere çöplerini atar, durmak yasaktır denilen yerde durur. Nerede bir TV kamerası görse oraya intikal eder. Görüntüye girmeye başladığı an arar arkadaşını cep telefonundan. Kanalın adını söyler ve sırıtmaya devam eder kameralara doğru. Bilmediği yoktur, mahalleyi adam eder, kenti yönetir herkesten iyi. Tüm sorunlara çözüm hazırdır. Öylesine yeteneklidir naçizane, doğuştan. Rahmetli Aziz Nesin yüzde 60 oranını koyar, o az bulur. Yüzde seksenlere çıkarır oranı. O denli emindir kalan yüzde yirmide olduğundan. 

Seçmen olur, bir partiye oy verir. Oy verdiği parti ülkeyi yönetmeye başlar. Aradan zaman geçer, ordu yönetime el koyar. Parti liderlerini hapse gönderir, yeni bir anayasa hazırlatır. Benim insanım onların hazırladığı anayasaya ezici çoğunlukla evet der. Bir yıl sonra seçimler yapılır, bu kez ordunun desteklediği söylenen partiye oy vermez. Aradan yıllar geçer. Takımını değiştirmez ama partisini kolaylıkla değiştirir, bazen beyaz gömlek giyene oy verir, bazen bayan olana. Bu kez de bunu deneyelim der, yeni birine fırsat verir. İşler yolunda gitmezse hiç o partiye oy vermemiş! olur, ne hikmetse. Anketler yapıldığında, mikrofon kendisine uzatıldığında son seçimlerde oy kullandığını söyler göğsünü gere gere. Ne seçimiydi geçen yıl oy kullandığınız diye sorulduğunda ise şaşalar. Genel seçim mi yapılmıştır, yerel seçim mi bilmez. Meclisteki milletvekili sayısını da bilmez, parti liderlerinin adlarını da. Adlarını bilmese de verilenlerin karşılığında mührünü nereye basacağını ezberler……..