Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Güzelliğin bireyselliği, varlığın toplumsallığı.. güzellik başa bela mı? bölüm II

Güzelliğin bireyselliği, varlığın toplumsallığı..  güzellik başa bela mı? bölüm II
 

Bu nedenle gerçekleşen seçimlerde çözücü, zeki ve pratik erkekler hep çirkin kadınlara kalır.


Varlıklar içinde en çok, güzellik bireyselliği katkıda bulunur. Sahip olma anlamında -bedensel ortalama bağlamında- güzellik bireye, yüksek haz, çemberin dışında olma cesareti, baş koyma vb kişisel duruş özellikleri kazandırır. Güzel çocuk, daha çocukken bu duruşu edinir. En değerli varlığı saydığı bedeninin diğerlerinden daha güzel olduğu fikrine sıcacık bir yorgan gibi sarılarak o duygunun içinde uyur, rüyalar görür.

Varlıklar içinde en çok, güzellik başka bütün bağlamlardan ötede bir yerde kişiselliğe etki eder. Güzellik, toplumsal hiçbir oluşu, dönemi, yasağı vb içselleştirmek zorunda kalmadan onları teğet geçecek kendi oluş enerjisinin üzerinde durur. İnsanlığın her dönemi ve tarih aynı zamanda kadın güzelliğinin bu oluşa etki tarihidir.

Anaerkil zamanlarda kadının, toplumda her şey olduğu dönem, aynı zamanda sonsuz kargaşa demekti ve bu durum toplumun ilerlemesinin önünde engel teşkil etmeye başladığı anda da iktidar sembolik olarak güzellikten güce doğru kaydı. Sembolik olarak çünkü güzellik, arka planda iktidarların asıl gücü, gücü doğuran ve büyüten arka plan toplumsal ve kişisel yaşamı etkilemeye devam etti.

Varlıklar içinde güzellik, sonsuz bir sermaye gibi görünür. Para sahibi iseniz onu sayabilir, başka varlıklarla kıyaslayabilirsiniz. Nispeten büyük varlık sahibi olsanız bile daha büyük varlıklar karşısında kendinizi daha az varlıklı hissedebilirsiniz. Bir varlık olarak güzellik, kadın egosunun da devreye girmesiyle birlikte, kıyas kabul etmez bir yolculuk içerir. Güzelliği bir başkasıyla kıyası denemek ölümü denemek gibi bir şeydir.

Siz hiç güzel bir kadının güzelliğini, bir başka güzellikle kıyas etme deliliği gerçekleştirebilen birini gördünüz mü? Çok yüksek çatışma, meydan okuma halleri dışında bunu yapan kişi “ölüm” fermanının da imzalamış anlamına gelir. Ölüm, kadının iktidar içindeki yerine ve gücüne göre bir teknik kullanılarak infaz edilir. Ölenin ardından bir tören bile düzenlenmez, ihanet eden bütün sırlarıyla yok edilir, kalbe, deneyime gömülür.

Güzelliği bu denli dokunulmaz kılan ondaki efsanevi dokudur. Güzel kadın, iktidarın tipiyle, özgürlükle, baskıyla, faşistlikle, komünistlikle paylaşımla ilgili değildir. O, saydığımız bütün toplumsal statülerin onun güzelliğini tescilleyecek artı ne güç kazanacağının hesapları içindedir. Diktatör karısı olduğu halde dolaplara sığmayan sayıda ayakkabı, takı, elbise vb istekler bunun en önemli göstergeleridir.

Güzel kadın ve özgürlük asla yan yana gelmeyecek iki kavramdır. Güzel kadın, özgürlüklerin sınırlandığı durumları kendi gücünün başlangıç çizgisi olarak sayma eğilimde olduğu için Amerikan başkanının karısıyla, Afrika diktatörlerinden birinin veya Danimarka prensesinin bakışlarında şaşmaz irade, iktidar tutkusu ve yok ediciliği görebilirsiniz.

İktidara yakın olan kadının ulaşmak istediği yer tam da orasıdır. İktidarın biçimi, özgürlük sorunları onu ilgilendirmez. Güzel kadın için sosyal çözüm yüzyıllardır "Ekmek bulamıyorlarsa neden pasta yemiyorlar?" cümlesinde gizlidir. Onun için önemli olan iktidarın merkezine olan uzaklığının ne kadar olduğudur. Özellikle bir arada zaman geçirmiş olduğu bir başka kadının iktidar merkezine kendinden bir parça bile yakın olma ihtimali kadını delirten, çıldırtan bir duygudur, onun kabulleneceği affedebileceği bir şey değildir.

Bütün first ladylerin, iktidara geldikten sonra anında çevrelerini nispeten yönetimsel olarak daha alt perdeden başka kadınlar tarafından dolduruluvermesi, kadınların orada bulunarak sıranın kendilerine geleceği beklentilerinin yanında, merkeze yaklaşan kadının rakiplerine verdiği savaş mesajıdır.

Güzel kadın sanıldığı gibi sarılıp yanında huşu içinde uzanılabilecek kadın değildir. O, iktidar için yazılmış bir savaş programı gibidir. Adım attığı yere bu savaş koşullarını ve gerekliliklerini taşır, aile, toplum, sınıf farketmez, gereğini yerine getirir ve kendini bir şekilde yaratılan kaostan sıyıramaz ise de orada ölebilir. Çirkin kadının daha savaşçı olduğu fikri başta kabul görür ama gerçekçi değildir. Nispeten çirkin kadın daha işbirlikçi, daha tavizci bir yaklaşımla elde etme deneyimleri gerçekleştirir

Kadın, güzel olsun çirkin olsun hedeflendiği tek odak olan iktidar ve kaybettiği ilk tarih dönemindeki toplumsal durumun genlerinde yazılı haline geri dönme isteğidir. Bu onun gözünü öylesine karartır ki bu çatışmada bir başka kadınla işbirliği yapmak aklına bile gelmez. O, erkek saflığını içerek beslenen bir vampir gibidir. Güzel kadın gücünü erkek saflığında alır. Güzel kadın için bir erkeğin yakışıklı veya çirkin olmasının bir önemi yoktur. O, erkeğin saf niyeti ve onu yönetilebilirliğiyle ilgilenir.

Bu nedenle gerçekleşen seçimlerde çözücü, zeki ve pratik erkekler hep çirkin kadınlara kalır. Bu durum evrenin çirkin olmayı onurlandırması veya ödüllendirmesidir ki gerçekte geçerli bir güzellik, çirkinlik tanımı da yoktur. İnsanlık tarihi, coğrafi bölgelere bakıldığında kadın bedeni ne kadar değişirse değişsin kadının kendisini güzel bulma duygusu aynı kalmaktadır.

Akıllı erkek, genlerinde yazılı deneyimle (zaten ona akıllı diyebiliyoruz) yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı bedensel beğeni, istek duysa da son seçimlerini çirkin kadından yana yapar. Diğerini aklından bile geçirmez. Nispeten çirkin kadın potansiyel olarak kendinden güzelinin kapmaması içinde erkeğine sonsuz mutluluk iksiri sunmaya, ona bağlanmaya, yolunda ölmeye hazır ama daima savaş hali içinde olduğu içinde çoğu zaman yorgun ve kafası karışıktır.

Güzellik, yetenek, parasal zenginliklerin tümünün üzerinde başka ve önemli bir değerdir. İnsanın, evrene verdiği en önemli deneyim olmasına da şaşmamak gerekir.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..