Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Güzide Terör Örgütümüz…

Güzide Terör Örgütümüz…
 

Kaynak: trt.net.tr


Şöyle keyifli bir yazı yazmak geçiyordu kaç gündür içimden, yine olamadı maalesef!

Canlı bomba ve ardından gelişen durumlar canımı fazlasıyla sıkarken ne mümkün!

Zaten güllük gülistanlık değil yaşam, neresinden tutsak elimizde kalıyor; her okuduğumuz, duyduğumuz haberde bir kaşımız daha da fazla havaya kalkıyor…

Bir göğüs geçiriyoruz ve gözlerimizi taa uzaklara emanet ediyoruz…

Dudak kenarlarımızda bir kasılma…

******

Zamanlama hatası olmasaydı, diyor insan, mesela, kaç şehit verirdik acaba?

Ne zaman, nerede tekrarlanacaktır; pek kalabalık ortamlarda bulunmamak gerek diyor iç ses, “saçmalama” diyor mantık, bunun zamanı, mekanı var mı?

Korkulardan arınmalı diye bas bas bağıran kadına korku yüklenmek yakışır mı?

******

Canlı bomba olmaya gönüllü olabilmek için ne tarz beyin yıkamalardan geçmişlerdir acaba o kişiler diye de düşünmeden edemiyor insan; arkasından “Kahretsin, bir kişiyi bile öldüremedi diye lanet yağıyordur, muhtemelen, yıllarca alkışlanacağını düşünürken bombaları bedenine saranlar tarafından…

Garip tabii…

Bir sevgilisi de yoktur tahminen, yoksa elini tuttuğunda içinin titrediği güzel gözlü bir kız olsaydı yanında, içi pır pır etseydi ona baktığında, bu kadar kolay vazgeçebilir miydi yaşamından?

Hiç sanmam!

İnsanlığın hoş tarafları bilerek öğretilmiyor, yaşanmasına izin verilmiyordur bu yüzden!..

******

Taksim’deki olayı PKK üstlenmemiş, yeni bir terör örgütümüz mü oluyor yoksa?

İşe bakar mısınız, PKK güvenilir terör örgütümüz oluyormuş, “Biz yapmadık!” dediklerinde inanırmışız!

Ve farkında mısınız, git gide öyle resmiyet kazanıyor ve bizler de neredeyse pek bir seviniyoruz ki “Ohh çok şükür, bilmem ne tarihine kadar ateşkes ilan etmişler”!

“Ayy, ama o tarihte ne olacak”?

Ankara telaşlıydı, ateşkes tarihi bitiyor, vay aman!

Neyse, güzide terör örgütümüz seçimlere kadar süreyi uzatmış!

******

Hımm… Demek ki istendiğinde ateşkes yapılabiliyormuş, terör örgütümüz lütufta da bulunabiliyormuş!...

Bizler de teşekkürle kabul ediyoruz!

Yahu, ne oluyoruz, terör örgütünden söz ediyoruz!

Terör örgütü zamanlama hatası yapmadı demek ki, süre bitiminde gözdağını verdi, neye karşılıksa artık ateşkes süresini seçimlere kadar uzattı!

Ya da… Nasıl ifade etmeli?

Neyse…

Düşünen düşünür, anlayan anlar nasıl olsa!

******

Eee, durmayın ama düşünün!

Neden seçimlere kadar?

******

Şöyle keyifli bir yazı yazasım var, aşktan, böcekten; gençlik yıllarımdaki komikliklerden falan…

Komiklik dediysem, o zamanlarda utançtan yerin dibine girmiştim, bakmayın zaman geçince kahkahalar eşliğinde anlatıyor insan!

Mesela, bir test yaptırmak için gittiğim doktor ve yanındaki yardımcısıyla akşam saati test sonucunu beklerken sohbet ediyorum; toplumsal olaylardan söz ediyor, kibarlık olsun diye bir o beye dönerek konuşuyorum, bir diğer beye…

Bir mimikler var yüzlerinde ama çok normal! Konular ciddi, hatta böyle genç yaşımda bu kadar bilinçli olmama dahi şaşırmış olabilirler!

Eee, şakıdıkça şakıyorum, sonuçta toplum bilinci gelişmiş genç bir kadınım!

Yaşı olan doktor bey bir soluk almamda araya girerek: “Şeyyy, eteğinizi düzeltin isterseniz” demişti!

Ne?

Eteğiniz, hanımefendi…

Bir zamanlar pek moda olan kloş etek; hani belden sonrası bol dökülen cinsten…

Fazlasını anlatmayayım isterseniz, siyah kloş etek, üzerinde kırmızı bluz; siyah eteğin arka bölümü test için gerekli malzemeyi verirken siyah çorabın gazabına uğramış!

Çorap eteğin ucunu bünyesine almış!

Allahtan çorap siyahmış!

Altındaki ayakkabılar da topuklu ve siyahtı ya, neyse…

******

İnsan işte, aylarca utanıyorsun lakin gün geliyor komik bir anı olarak anlatıyorsun!

Oktay Ekşi’nin durumu aylar geçmesini gerektirmeyen bir cinstendi gerçi, yani ne demek istediğini aklı selim olan herkes anlamıştır!

Kaç kişi karşı çıkar?

Kültürümüzde olan bir ifadedir enikonu, işin abartılmasını anlatır; aynı düz mantıkla bakarsak ne çok siyasi yetkiliden daha ne ağır sözler duyduk!

Siyasi yetkililerden duyduklarımızı bir güzel yuttuk da, yılların gazetecisinin bir benzetmesine mi takıldık?

İsim vermeden araştırma yapılsa, merak ediyorum, kaç kişi Oktay Ekşi yanlış demiş der!

******

Korkuları bu yüzden sevmem ben!

Beynini ve yüreğini korkular sardıktan sonra sen “sen” olamazsın; yalnızca bir esirsindir artık!

“Sen” olamadıktan sonra kaybedecek bir şeyi de kalmaz insanın; sahibinin sesi istediğince yönlendirir!

Canlı bir bomba da olabilirsin, bir kukla da…

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..