Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Güzin Abla

Güzin Abla
 

Gene Güzin Abla!


 Gene Güzin Abla!

Bilirsiniz, ben Güzin Abla köşesinin takipçisiyimdir. Ne hayatlar ne dramlar anlatılır orada, ne insanlar vardır bu hayatları yaşayan.

Bazı yazıları inanamayarak okurum, öylesine inanılmaz gözükürler çünkü. Ama doğru olduğunu bilirim; yazanın herhangi bir satırında samimiyet yakaladığımdan. Bu köşe ciddi bir köşedir, annesinden bayrağı devralan Feyza hanım da işini ciddiyetle yapmaktadır. Uyduruk hikâyeleri hemen anlar ve eler onları. Samimiyetine ve doğruluğuna inandıklarını yayınlar. Bu kadar kesin bir yargı yürüttüğümden anlaşılıyor sanırım nasıl bir takipçi olduğumsmiley

Genç kızlığımda dudak büküp tek satırını okumadığım bu köşeyi, yıllardır büyük bir merak ve özenle takip eder oldum. Bunda, Feyza hanımın değişen ve gelişen çağa uygun duyuş ve düşünüş tarzının payı büyük elbette. Tüm okurlarına aynı saygı çerçevesinde yaklaşıp, mümkün olduğunca doğru çözüme götürecek yorumlar yaptığını görmek keyifli oluyor.

Her konuda soru soruyor, yardım istiyor okurları. Gencecik bir kızın ailesiyle olan sorunları, kocasının aldattığı bir kadının hayal kırıklıkları, çevresindeki herhangi bir erkekten şiddet gören kadınların çığlığı, ilk gece korkusu yaşayan evlilik arifesindeki genç kızların yardım isteği, evli erkek avcısı kadınların pervasız yorumları, uyuşturucu batağına saplanmış çocuğunu kurtarmaya çalışan anne babanın feryadı, eşcinsel ilişki eğilimindeki gençlerin korku ve bunalımları, hepsinin yazdıkları bu köşenin konusunu oluşturuyor.

Arada bir de hayvan hakları ile ilgili yazılar yer alıyor; Feyza hanım hayvanları çok seviyor ve onlara zarar gelmesini hiç istemiyor.

Geçenlerde bir okur mektubu vardı, yirmi yaşında bir genç kız yazmış. Sevgilisi yirmi dört yaşındaymış, iki yıldır birliktelermiş ve onu hiç öpmemiş. Diyormuş ki bu sevgili müsveddesi, "Sana değer verdiğim için dudağından bile öpmüyorum. Ben değer vermediğim kızlara zarar veririm. Benim fiziksel ihtiyaçlarım var, tanıştığım ve değer vermediğim kızlarla günü birlik ilişkiye giriyorum." (?)

Kızcağız ne yapacağını şaşırmış bu 'danalık' karşısında.

Güzin Abla'nın yanıtı:

"Offf be güzel kızım, bunlar ne bayat sözler böyle! İnan benim gençliğimde de erkekler kızlara aynı bahaneleri sıralar, başkalarıyla ilişki kurmalarını haklı göstermeye çalışırlardı. O, erkek olarak fiziksel ihtiyaçlarını tatmin etmeliymiş de senin ihtiyaçların yok mu? Sana değer veriyor, bu nedenle seni öpmüyormuş, o kızlara da 'sana değer vermiyorum, bu nedenle seninle yatıyorum' mu diyormuş yoksa? Sevgi dokunmaktır, seven insan elbette sevdiğine dokunmak, saçlarını okşamak, hatta onu öpmek ister, bu zarar vermek midir? Yok canım, inanma bu sözlere kızım, yarın öbür gün de gelip sana, 'beni başkalarına itiyorsun, ben sevdiğim kızla her şeyi yaşamak isterim' derse şaşırma sakın."

Hiç eski Güzin Abla'dan eser var mı bu yanıtta?

Bence çok yerinde bir yorum. Eskiden geri kafalı olmakla suçladığımız yorumları olurdu, bu yüzden okumak istemezdim hiç. Şimdi hem bu yönden hem de benim artık çok arkamda kalmış olan sorunların hâlâ yaşanıp yaşanmadığını merak ettiğimden okuyorum.

Ve her seferinde şaşırmaktan kendimi alamıyorum. Ülkelerin siyasal tarihi nasıl tekerrür ediyorsa, toplumsal tarihi de aynı şekilde tekerrür ediyor. Aynı yaşlarda aynı sorunlar, aynı yörelerde aynı dramlar yaşanmaya devam edegeliyor hâlâ.

Oysa eğitim ne için?  

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..