Ha İnegöl köfte ha Tekirdağ!

Belediyede biraz işim vardı, görüştüm, çıktım, baktım saat on iki on beş! Bir dilim ekmek bile yiyemediğimden sabah,

karnım zil çalıyor.

Kızımı aradım!

“Yemeğe çıkıyor musun kızım!”

“Az sonra çıkacağız baba! Neredesin?”

“Sahilden geliyorum!”

“Gel de beraber çıkarız yemeğe baba!”

Giderken bir de şans topu oynadım! Bakarsın zengin olurum! Zengin olursam hayır hasenat işlerine harcayacağım paramı!

Böyle bir düşünce var aklımda! Hiçbir illegal işte gözüm yok! Bakmayın işin esprisi haram parayı haram yolda harcarım

laflarıma! Paranın imanı ya da imansızı olmaz! Recep Abimden duymuştum bunu!

On beş dakika kadar bekledim kızımı! Bu kez az beklemiştim! Çantasını da unutmamasını söyledim!

Unutur yemeği biz öderiz sonra! Arkadaşıyla çıktı bankadan!

“Ne yiyelim baba?”

“Döner yerim!”

“Biz sulu bir şeyler yemeyi düşünüyorduk!”

“Ben sululuktan hoşlanmam bilirsin kızım!”

Gerçekten sulu yemeğe ekmeği bandırıp yiyenlere hasta olurum! Sonra garsona seslenirler!

"Az su koy şuna bilader!"

Tuza bandırıp yeseler neyse!

Buzdolabındaki köfteleri gördüm! Silindirik köfteler! Üzeri sargılı!

“Hemşerim bir porsiyon Tekirdağ alayım ben!”

“Abi bizde Tekirdağ yok!”

“Ne oradakiler?”

“İnegöl!”

“Nerelisin sen?”

“Bursalıyım!”

“Anladım!”

Tipik bir şartlanma var gibi geldi bana! Kardeşim ikisi de silindir şeklinde, bir buçuk santim çapında beş altı santim

boyunda köfteler! Tekirdağ’da Tekirdağ deniyor bunlara, Bursa’da İnegöl! Madde aynı! Gittim, gördüm, yedim! Tadı da aynı!

Kafama takıldı bu! Çıkışta kızım hesabı öderken ben de aşçıbaşının yanına vardım!

“Hemşerim, ben olsam bu köfteleri isteyene Tekirdağ, isteyene İnegöl diye satarım! Hepsi aynı kardeşim!”

Buradan şuna geleceğim!

Ben biliyorsunuz memleketimizin en mutena köşelerinden olan Sakaryalıyım! Bizim de köftemiz meşhurdur!

Islama köfte!

Mümkün değil taklidi olamaz! Allahın hikmeti işte! Olmaz!

Bir de üzerine kabak tatlısı yersin!

O da Allahın hikmeti!

Bunlar kimin hikmeti bilmem!

Kızdım işte dün!