Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '08

 
Kategori
Güncel
 

Haberlerden ne haber?

Haberlerden ne haber?
 

Dünyayı boynuzunda sallayan öküzün genlerini uzaya gönderme deneyi.


Bu aralar, görsel ve işitsel tüm etkilerden uzak kalma eğilimine düştüm. Ramazan ayının da bunda etkisi var tabi ki. Hani, bütün azalarımla oruç tutayım gibi bir yönelim. Eskiler çaresini bulmuşlar. Zaten yenilerde de var bunlardan ama onlara eski kafalı, gerici deniyor. Adam “İtikâf”a çekiliyor. Ne rahat. Kimseye sövmek yok, harama bakmak yok, fazla hareket yok, enerji harcamayınca acıkmak da yok. Arada içi cennet rüyalarıyla geçince, aha da oldum diyor. Oldum deyince de hepten kaybediyor. İnsan hiçbir zaman Ben, Varım demeyecek. Bakın işte örneği; Kredi borcu yüzünden, merhamete gelen biri son anda tolerans tanıdı kendine de bir programda , ”VARIM” dedi. Sen misin diyen. 500.000 kaymeyi kaybetti. Ey nefis bir yok olmayı deneseydin de var ı o zaman anlasaydın ya.

Gördüğünüz gibi, yine de uzak kalamadım, kendimi uzak tutmaya çalıştıkça, üstüme üstüme geldi. Şu meşhur CERN deneyini, yıllardır, tasavvur et. Senin düşündüklerini birileri gerçekleştirsin. Bizim blok kardeşliğinde bazı arkadaşlar yazılarını paylaşırken noterden tasdik isteyip, bir de vukuatlı kayıt kaynağıyla, yazılarımı başkalarına ben yazdım diye naklede bilemezsiniz gibi diyaloglarla, bazı kardeşleri sürgüne yollatmaya çalışması gibi. İyi ki bilimsel bir çalışmaya girmediniz. Şimdi bizim fizikçiler, diğerleriyle birlikte, laboratuarda protonları çarpıştırıp, büyük patlamayı başlatmadan önce, şampanyayı patlatıyorlar. Ondan sonra birbirleriyle aziz bir peder edasıyla, gel kardeşim sarıl bana, eğer bayan ise , ”hadi deli oğlan, e hadi belime dolan diyor”.Böylece, “Sirrus” undan tut, “Nirvana” sına kadar, hak mı iddia edecek ki? Toptan, cennete yolculuk birlikte olursa ne fark eder ki? Blok kardeşliğinden, yüzük kardeşliğine geçenlerimiz de var, aramızda. Ama jurnal ve blok kalleşliği olmamalı. Burada birimiz hepimiz için yazmıyor muyuz? Birimiz hepimize bir şeyler anlatmak için oturup vaktini harcamıyor mu? E şimdi çıkıp ta “Aztek” lerin kutsal şefi, “bana bakın, bu bana aittir. Asırlar önce, mağaranın duvarına, İnsanlar, kıyameti ellerinizle getirecek ve dünyanızı ellerinizle yok edeceksiniz” diye yazmadım mı? Anlamazsınız diye de; duvara karşı işeyip, k..çından alevler saçan suretlerinizi de çizmiştim. Bunların patenti bana aittir. Telif hakkımı diğer mağaralara ve uygulamayı yapacak olan fizikçilerden çatır çatır alacağım .” dese..

Her teknoloji bir bedel istiyor nedense..Geçen yıl elim bir uçak kazasında, fizikçilerimiz toptan kavuştu ya , başlangıç noktasına. Hepsine Allah rahmet eyledi. İlim uğrunda ve gökyolunda şehit oldular. İyi ki yükseklik fobim var. Ben de olabilirdim aralarında meraktan sadece. Bir fıkra geldi aklıma. Fizikçinin biri deney yaparken yanlışlıkla zaman tüneline girer, bakar ki Azrail bir adamın canını almakta, Adam da yalvarıyor. “Ne olur şimdi alma, şu deneylerimi yapayım, insanlığımı tamamlayım bana biraz süre ver”. “Peki” der, Azrail. Bizim fizikçi, zamanı aşıyor ya, koşar bir süre ileriye, zaman tünelinde, meraktan. Azrail’i bir uçağı düşürmek üzereyken buluyor.İçinde yalvaran fizikçi de var.Bizimki soruyor.”Neden bir kişi için koca uçağı düşürüyorsun?” Azrail cevaplıyor. ”Saçmalama, ben bunları yıllardır bir araya getirmek için ne kadar çaba sarf ettiğimi sen biliyor musun?” Yine bir uçak düştü bugün. İçinde Türk de var çocuk da. Mevki Ural dağları... Doğa havadan, karadan, denizden taarruzda anlayana. Evvelki gün Amerika’yı, hem denizden hem havadan vurdu. Rusya zaten kendi Çernobilliyle sızıntılardan, genleri bozulmuş vaziyette. İşin tuhafı uçak hikayelerine ilgim fazla. Nedeni basit. Uçaktan ve yükseklikten çok korkarım. Bir arkadaşın “ISSIZ ADA” adlı bloğuna düşmüştüm bir ara uçaktan. Şimdi bu arkadaş benim bloğumu çaldı diye beni attırmasın. Ondan ne ilhamlar almış , ne galeriler yapmıştım. Bir kez saçmaları yükledim mi karabinama, atışlarım hiç bitmez. E ne edeyim , üstüne üstüne haber .UÇAĞA KUŞ ÇARPTI” AL bakalım haber.Kuş olup uçmak ta sakıncalı oldu artık. Bu pilotta da ne göz varmış. Kokpitten kuşu görüyor. Kuş da ne uçarmış, O irtifada koskoca uçağa çarpıyor. Çarptığı bir şey değil, Kokpiti delmiş. Kuşa bak sen .O hızla ivmesi mermi teorisi türetmiş de... Ya bu göktaşları da mermi görevi yapıyor bazen. Ne desinler başımıza taş yağacak diye türete türete yağdırıyorlar işte . Ah bu düşüncenin gücünü kötüye kullananlar. Ha bir de yağmayacak deyin.. Şimdi bu uçağa çarpan kuşu merak ediyorum türü neydi acep?

Aslında, sırada ne haberler vardı da, önce Word'de yazıp, buraya kopyalayınca, satırlar şaşıyor. Onay engelinde olaylar güncelliğini yitiriyor. Olaylar aynen tekrarlanınca da güncel aynen devam ediyor.

 
Toplam blog
: 165
: 856
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

Edebiyet fakültesi  mezunuyum. Öğrenmenin yaşı yoktur diyerek çeşitli kurslardan da el sanatları ..