Habip Aydoğdu'nun Yeni Dönem Resimleri

Resmin tanımını son dönem çalışmaları ile tamamlayan Aydoğdu "Beyin Rahatlatmada Usta"

Resmin tanımı yapılırken; herhangi bir yüzeye, değişik araç ve gereçlerle, duygu, düşünce ya da gördüklerimizi aktarmaya resim denir diyoruz ilköğretim okulu öğrencilerine. Sorular sorarak parçadan bütüne giderek tanımı kendilerine bulduruyoruz.

Soru 1- Resim neyin üzerine yapılır?

Gelen yanıtlar:

Yanıt 1- Kimi kağıt, kimi karton, kimi duvar, kimi taş, kimi cam… “Yüzey”diye bir yanıt almak çok zor. Verilen yanıtlar özelde yanıtlar. Verilen yanıtların genelde adı “Yüzey”dir. “Herhangi bir yüzeye resim yapılır diyoruz.

Soru 2- Ne ile resim yaparız?

Yanıt 2- Kimi fırça, kimi kalem, kimi renk, kimi çivi, kimi parmak… “Değişik araç ve gereç” diye bir yanıt verene rastlayamazsınız. Verilen yanıtlar özelde yanıtlar. Genelde “Değişik araç ve gereçlerle” yanıtını bulamazsınız.

Soru 3- Neyin resmini yaparız?

Yanıt 3- Kimi insanın, kimi hayvanın, kimi rüyalarımızın, gördüklerimizin kimi kuşların… gibi yine özelde yanıtlar alırız. Genelde “Duygu, düşünce, imgelem” diye bir yanıt alınamaz.

Bu üç sorunun genelde yanıtlarını düzgün bir tümce ile ifade edersek resmin tanımını öğrencilere kalıcı bir tanım olarak buldurabiliyoruz.

Ressam Habip Aydoğdu’nun “Düşler ve Buluntular” adlı yeni dönem resimlerini Lebriz.com'un sanal ortamında gördüğümde ilköğretim okulu öğrencilerine buldurmaya çalıştığımız resmin tanımının ne kadar doğru bir tanım olduğunun farkına vardım.

Aydoğdu’yu bildim bileli resmi tanımına uygun yapıyor. Şimdiye kadar kağıda, kartona, tuale, değişik araç ve gereçlerle yaptığı resimleri ile başyapıtlar vererek imza atan Aydoğdu; son dönem resimlerini bize göre genelde eksik kalan “yüzey”leri de kullanarak resmin tanımının hakkını verdi. Hem de izleyiciyi “Haz"a boğarak. Ahşap, Taş, metal vb. yüzeylerin sentezini kullanarak doyurucu ve beyin rahatlatan bir sunumla Grup Sanat Galerisi’nde izleyici ile buluşturdu. Sanal alemde bu denli doyurucu olan çalışmaları kim bilir sanat galerisinde ne denli kendinden geçirir izleyiciyi. Resimle heykeli sentezleyen doyurucu ilk sanaçtı olarak Aydoğdu’yu lanse etmek yanlış mı olur acaba? Bu sentezi yapmış olanlar olabilir ancak bu denli doyurucu olmadıklarından eminim. İstediği kadar ahşap, metal, taş akrilikle boyanmış olsun insanın yiyesi geliyor…

Sevgili Aydoğdu;

Seni, misyonunu, içten, uzun soluklu çabalarını kutluyor; kendi içinde, kendinle barışık çalışmalarının bir sonraki çalışmalarına basamak olma sürekliliği beklenedursun; bir ülke "Sanat Eseri"nde somut biçimini bulur diyorum ve "Sanat Eserleri" Bir ülkenin düşün hayatının görülür anıtları olduğu gibi, yaşayan toplumun da inkar edilmez delilleridir diye pekiştiriyorum.

Bu nedenledir ki :

Bu ülkenin sana ve senin gibilere ihtiyacı olduğu tüm sanat ve ülke sevenlerin olmazsa olmazıdır.

Mehmet Kapçak

http://www.seckinfirat.com/mehmetkapcak/