Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '06

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Haç kolyeli müslümanlar...

Haç kolyeli müslümanlar...
 

Altı yıl boyunca din dersi öğretiyoruz diye benzer konuları evirip çevirip yedirdiler bize. Peygamberin savaşları, islamın şartları, namaz, zekat, sadaka, oruç, on sure ve on dua vs. vs…

Geçenlerde iki din dilgisi öğretmeni ile sohbet imkanım oldu. Uzun zamandır aradığım bir ortamdı bu, dedim ki!

- Hocam, çocukların zorunlu din eğitimi lise ile birlikte sona eriyor. Öğrencilere altı yıl boyunca evirip çevirip aynı kitabı yutturmak sizce de dini eğitimi geçiştirme sayılmaz mı?

- Biz, Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayladığı kitaplarla bize verilen müfredatı uygularız.

- Hocam, ben bunu sormadım!... Siz de bunu sormadığımın farkındasınız, ben gerçek fikrinizi merak ediyorum…

- Ne yapsaydık, Arapça öğretip Kuran’ı mı okutalım, okutalım da başımıza iş mi alalım…

- Evet hocam, evet. Yaklaştınız, Kuran’ı okutmayalım. Onlara okuyalım… Hemde Tefsirini…

Liseden mezun olduğunda geçiştirilmiş bir eğitimle dininin cahili gençler mezun etmeyelim. Kutsal kitabında ne yazdığını bilen, yorumlayan ve kutsal kitabını sindirmiş bir nesil mezun edelim.

Şimdi işi bilenler hemen soracaktır, iyi ama yüz çeşit tefsir var. Hangi birini okuyacağız çocuklarımıza? Cevap çok basit, Milli Eğitim Bakanlığın'dan onaylı olanları…

Milli Eğitim Bakanlığı, seçtiği tefsiri veya tefsirleri, kendi uzmanlarınca uygun görülmüş altı parçaya bölse ve altıncı sınıftan başlayarak onbirinci sınıfa kadar her sene bir bölümünü çocuklarımıza okusa fena mı olur?

Dikkat ettiyseniz okutsak demiyorum, okusak diyorum. Çocuklarımız sessizlik içerisinde sindire sindire dinleseler, anlamadıkları yerde öğretmenlerine sorularını yöneltseler fena mı olur?

Bu noktada, hızla negatif düşünecek bir gurup çıkacaktır. ''O öğretmenleri nerde bulacağız peki Kırkında Levent Efendi'' diye yükses sesle ve alaycı bir yüz ifadesi ile eleştireceklerdir beni. Şahsen bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum ama kanımca Türkiye Cumhuriyeti’nde bilen birileri vardır diye düşünüyorum. Bu bloğumla çözüm olamam ama belki çözümün bir parçası olabilirim. Bu konuda diğer insanların da ne düşündüğünü bilmek istiyorum. Yazdıklarımın okunmasını, eleştirilmesini ve yorumlanmasını istiyorum.

Konumuza geri dönelim. Bu metodla liseden mezun olan her öğrenci Kuran’ı sindirmiş olacaktır. Bir sorusu olduğunda cevabını kitabının neresinde bulabileceğini de biliyor olacaktır. Cevaplarını arkadaşlarından ve rastgele çevreden değil birinci kaynaktan öğrenme yetisine sahip olacaktır.

Her ne kadar yazımda Müslümanlık üzerine yoğunlaştı isem de diğer dinlere mensup ailelerin çocuklarının bu programın dışında bırakılacağı muhakkaktır.

Yeni kuşakları eğitemediğimiz için hızla dinden uzaklaşıyorlar. Saç rengini değiştirir gibi dinlerini de değiştirmenin moda olduğu günler uzakta olmasa gerek. Gençlerimizin şık ve farklı görünmek adına boyunlarında haç sembollü kolyelerle sokaklarda gezdiklerini görüyor ve üzülüyorum. Çünkü onlar bunu bilgisizlikten ve cahillikten yapıyorlar. Onları eğiten de eğitmeyen de bizleriz. Onlar bizim aynamız. Kutsal kitaplarını bilmeliler ki dini seçimlerini doğru ve mantıklı bir şekilde yapabilsinler, uygulayabilsinler...

Bizim buradaki görevimiz ise onları hurafelerden uzak tutup doğru bir şekilde eğitmek, bilgilendirmek ve sonrasında yapacakları seçime saygı göstermekten başka bir şey değildir.

 
Toplam blog
: 30
: 4628
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

1968 yılı Ocak ayında Bursa'da doğdum. Çiftçi bir babanın iki erkek çocuğundan biriyim. Askerliğim..