Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Süheyla Çalışkan

http://blog.milliyet.com.tr/haci

21 Aralık '15

 
Kategori
Deneme
 

Hadi bir daha gidelim

Hadi bir daha gidelim
 

alıntı


Çok zaman oldu ekran karşısına geçmeyeli, karaladığım birkaç şiire aylar öncesinden yapılan yorumlara ancak bu akşam yanıt yazabildim. Tembellikten mi, bir çeşit kabulleniş mi pek emin değilim aslında. Yaşım kırk beşi buldu, yani ömrün yarısını geçeli çok oldu, “aşk var oldukça dünya dönmeye devam edecek” diye yazdım az önce bir yoruma, pek de inanarak değil yani. Biraz müzik açtım, Mehmet Erdem “Acıyı sevmek olur mu” fonda hafiften duyuyorum şimdi, neme lazım güzel söylüyor adam, acı çekmeye alışan kalp yeniden sevmeye dayanmaz diyor, dayanır, dayanıyor, bir bakıyorsun ki o uğruna öleceğini sandığın insanı, anlık zamanlarda kolaylıkla ardında bırakabiliyorsun, geri dönmek kaydıyla tabii. “Alışmak” her şeye ve herkese alışıyor insan, her şeyin bir zamanı var çünkü, doğru demiş eskiler, hayat “asla” demeyi kabul etmiyor. Bu arada bir şiir karaladım;

karanlık yanım isyanda

deliksiz uykulara hasret bedenim

çığlığım sessiz, çığlığım sensiz

vazgeçemediğim…

dedim, devamı gelmedi, içimden gelmedi. Doğrusu şu aralar aşk üzerine yazamıyorum, yaşım kemali çoktan aştığı için diyelim bunu da şimdilik geçelim. Alışkanlık demiştim az önce; alışkanlıklar cesaretin önüne geçiyor çoğu zaman, alıştığı işi, evi, okulu, eşi arkasına bakmadan bırakıp gidebilen cesur insanların önünde saygıyla eğiliyorum, kendime de az buçuk pay çıkararak elbette. Kurak topraklara gül ekmek için değil de, güller açmış, hatta ayçiçekleri de olur, şöyle mis gibi, renkten renge diyarlara benim de başımı alıp gidesim var. Az olsun her şey, küçük olsun hayatım, yeşil olsun ama, yemyeşil ve sessiz, öyle sessiz ki rüzgarda çimen sesi duyabileyim. Olmasın 3g telefonlar, bilgisayarlar kalsın İstanbul da, bir cd çalar, zaman zaman Kayahan, Sezen, Nilüfer huzur versin şarkılarıyla, yeter.

Hava çoktan karardı, ev ahalisi henüz yok, yemekler hazır, ye , iç, yat, hayatın düzeni. Evlat, eş, dost, hepsi sağ olsunlar, var olsunlar ama benim çok isyan edesim var, çok çok şükrümün yanında. Kaşınıyorum galiba, ya da çok biriktim, taşasım var, zaman öyle bir geçiyor ki tutunamıyorum. Eskisinde hiç değilim yılın, geçsin gitsin de, yeni gelenin farkına varayım istiyorum. Her günü bırak, her anında “yaşadım” demektir isteğim, küçük olsun, sessiz olsun, her nefesi daha derin çekeyim içime, havanın tadı olur mu? Ciğerlerim doysun, ruhumu doyursun, çoğalayım, taşayım…

11 Mart 2009 da “çok karışıktım” yine, bu akşam gibi, karmakarışık yazmışım o günde bugün gibi, arada geliyorlar bana, anlamsızca, sebepsizce değil ama, marmaranın sularına atasım var yine ömrümü…

ey koca İstanbul

bu karanlık yakışıyor sana

karanlıklarında sakla beni

sayfaları çoktan dolan ömrümün defterini

sularına attım marmaranın

caddebostan sahilinde yeni umutlara daldım

 

diyerek bitirelim bu geceyi, inanmazsınız yüzümde bir gülümseme, neye, kime belli değil…

 

 
Toplam blog
: 58
: 550
Kayıt tarihi
: 15.10.08
 
 

Yeni başlangıçlar üzerine sınadı beni Yaradan, altından kalkacak gücü de beceriyi de verdi şükür,..