Hadi göreyim sizi (ABD Mısır'a üç savaş gemisi göndermiş)

HADİ GÖREYİM…

Mısır da darbe mi oldu olmadı mı?

“Müslüman kardeşler” örgütü terörist gurup mu değil mi?

El Mursi ABD nin ajanı mı değil mi?

AB ve Batı ülkeleri “darbe olduğunu” görmüyorlar mı?

Sorularından vazgeçin, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti,  bakın siz uyurken ABD ne yapmış;

(Haber kutuma yeni düştü)

“ABD Deniz Kuvvetleri’ne bağlı, Ortadoğu'da devriye görevi yapan

“San Antonio”, “Kearsarge” ile “Carter Hall” savaş gemilerinin Mısır kıyılarına gönderildiği açıklandı.”

***

Siz kendi kendinize Suriye de “ kimyasal silah” kullanıyor diye kendi kafanızdan bahaneler üretip ayaklarına kadar gidip hala niye müdahale etmiyorsunuz diye yalvarın…

“İmam” bildiğini okuyor görüyorsunuz…

ABD nin bugünkü davranışının arkasında yatan gerçek de şu;

“Mısır ordusunun ABD nin desteklediği “Müslüman kardeşler” de yaptığı tutuklamalar…”

Yani Mısır ordusu aslında farkında olmadan “dönen çarkın” içine çomak sokmuş…

***

Hadi eğer babayiğit delikanlı ve kabadayı iseniz;

Madem Irak da binlerce “Müslümanın” katledilmesine binlerce kadına tecavüz edilmesine sessiz kaldınız hatta sağ salim geri dönsünler diye dualar ettiniz,

Madem Suriye de Başar Esad’ın “Sünni Müslümanları” katlettiğini söyleyerek “Alevi” vatandaşlarını yok saydınız,

Madem ABD nin Afganistan’ı resmen işgalini normal sayıp takviye Türk askeri gönderdiniz,

Unutmuş veya ne iyi ettiniz demiş olalım…

Ama gördüğünüz gibi “müttefikimiz” ABD Mısır’a müdahale etmeye hazırlanıyor, itiraz edin dur deyin sen kimsin deyin, ne hakkınız var deyin HADİ GÖREYİM SİZİ…

***

Şimdi dönün ve bakın etrafınıza; önce kendi ülkenizde olan “halk hareketine” ve anlatmak istediklerine,

Sonra Suriye de sizin çıkardığınız kargaşalara “İslam âleminde” neden olduğunuz kaoslara…

Hemen ve hafife almadan; “Sıranın kimde olduğuna” karar verin olmaz mı?

Ama sakın unutmayın tarih boyunca olduğu gibi bu günde “İmam bildiğini okuyor…”

***

Bu güzel Ramazan’ın ilk Cumasında iftarlık bir fıkra;

ABD Başkanı Clinton bir gün Bağdat'a gider, Saddam Hüseyin’in ın karşısına oturur. Bir bakar ki Saddam’ın koltuğunda iki tane düğme var ve bunlar ne diye sorar;

Saddam:

“Bak göstereyim, demiş birincisine basmış alttan bir el çıkmış Clinton’u gıdıklamaya başlamış

Saddam gülerek ikinci düğmeye başmış bir el çıkıp Clinton’a vurmaya başlamış, Saddam kahkahalara boğulmuş.

Peki demiş Clinton haftaya da bizim oraya Amerika’ya gel bekleriz.

Bu kez Saddam Amerika’ya gitmiş. Clinton’un masasında da iki düğme varmış.

Saddam merakla bunların ne işe yaradığını sormuş. Clinton “kalk gel” göstereyim demiş ve düğmenin birine basmış basar basmaz da Başkan Clinton gülmeye başlamış.

Saddam şaşırmış ne olduğunu, anlamaya çalışırken Clinton ikinci düğmeye de başar. Clinton gülmekten ölecek durumdadır, yerlere yatarak debelenerek gülmektedir. Saddam bir şey anlamaz hatta çok bozulur…

Biraz sonra Saddam müsaade ister; “Ben artık Bağdat'a geri döneyim” deyince Başkan Clinton aniden ciddileşir ve  “Bağdat? Ne Bağdat'ı?” der…

***

Bilmem anlatabildim mi?

Atıp tutmadan sahte kabadayılık ve kahramanlık taslamadan önce iyi düşünün derim ben yine de…

Bu iş palayla kılıçla komplo teorileriyle sağa sola serseri mayın gibi döşenip ve saklanmayla olacak iş değil,

Yürek ister yürek…

Hayırlı Cumalar efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ