- Kategori
- Deneme
Hadi GÜLÜMSE
Bir Sezen Aksu şarkısı gibi algılansa da bugünlerde gülümsemek bile hayli zorlaştı. İnsanların yüzündeki çizgiler hep yerçekimine yazgılı görünüyor. Oysa hayattan beklentilerimiz, ona verdiklerimizle doğru orantılıdır, bilirsiniz. Kısaca, ona gülümserseniz, o da size gülümser.
Ne güzeldir, yaşadığımız "an"a dokunmak, hissetmek, her gün gördüğünüz bir ağacın dalındaki çiçekleri ilk kez görüyormuş gibi sevinçle, hayranlıkla seyretmek...
Toprağın derinliklerinden gelip dalın ucundaki tomurcuğa kadar ulaşan öz suyun, kendi damarlarının içinde dolaştığını hissetmek...
Siz doğmadan önce de orada olan, sizden sonra da orada yaşamaya devam edecek olan bu ağaç için zamanın hiç önemi yoktur. Kaç yaşında olduğunu bilmez....Zamanı dert eden insanlardır. Yaşlılık her şeyin sonu sanırlar. Oysa bu yeni bir başlangıca doğru bir gidişte olabilir. Doğumdan öncesini bilmediğimiz gibi, ölümden sonrasını da bilemeyiz.
Bu yüzden, cennet sadece bir vaattir. Giderken aklımızın bu dünyada kalmaması için belki de bir teselli ikramiyesi...
Oysa gerçek cennet burada, yaşadığımız dünyadadır. Tanrı, insanoğluna doğayı yaratarak cenneti bağışlamıştır. Ama o ısrarla cehennemi yaşadığından cennetin farkına varamıyor...
Ve işte şimdi tam zamanı!
Mevsim bahar. Aylardan Nisan.
Erguvanlar açtı; salkımlar, leylaklar tomurcukta... Mineler utangaç, papatyalar şen şakrak uzanmış çimenlere. Güneşin yumuşacık, sıcak dokunuşuyla kıpır kıpır içimizdeki en mahrem duygular.
Dem bu demdir!
Hadi gülümse...