Hadi öp beni

HADİ ÖP BENİ

Kardeşler iyi dinleyin anlatacaklarımı. Ben kendi halinde bir öpmeciyim. O da ne demek öyle diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Merak etmeyin anlatacağım. Hani kalabalık törenlerde ya da bayram günlerinde , mühim bir şahsiyet, bir çok kişiyle öpüşmek tokalaşmak zorunda kalır ya. İşte ben onun yerini alırım. bir bilseniz ne kadar zordur işim. Tokalaş öp, tokalaş öp…


İnsanın hem kolu yorulur hem de o kadar çok insanı öpe öpe sıkılır. Eve dönünce karısını bile öpmek istemez canı. Mola yok, öğle paydosu yok, çay saati yok, öp öpebildiğin kadar, arada bir, kaç kişi kaldı diye bakarım, inat gibi kuyruğun ne başı bellidir ne de sonu. Biriyle tokalaşıp öpmesem, öpmediğim kişi alınır, o beni öpmeye kalkar, işin kötüsü beni ne zaman nereye çağıracakları belli değildir. O yüzden sürekli hazırlıklı olmam gerekir. Sokağa çıktığımda tanıdık tanımadık, herkesle tokalaşır, şapır şupur öperim yanaklarından. İnsanlar bana deli derler. Kimi tokalaşır, güler, kimi öptürmek istemez. Onlara da hak vermiyor değilim, niye öpmeye kalkıyorsun elin adamını, ama öyle yağma yok, ne de olsa meslek sırrı söylenmez. Düne kadar keyfim pek yerindeydi. Hep uysal insanlarla karşılaşıyor, tokalaşıp öpüyordum onları. Ama dün başıma öyle bir şey geldi ki, sormayın gitsin. Ben diyeyim iş kazası siz deyin mangal tahtası. Neyse yine her zamanki gibi el sıka öpe dolaşıyordum çarşıda. Belli ki ters adamın birine çatmışım. Vatandaşı şapur şupur öptükten sonra, sen beni nasıl öpersin diye bir tokat atmaz mı? Dur kardeşim yanlış anladın dedim. Ne yanlış analaması be dedi. Şak diye bir tokat daha. Adama nasıl analatacağım şimdi ben öpmeciyim diye. Baktım papuç pahalı başladım ardıma bakmadan koşmaya. Ben koşuyorum. Vatandaşta arkamdan geliyor. Koş Allahım koş, koş Allahım koş. Herifçi yorulmak nedir bilmiyor. Ben yoruldum bittim. Elin oğlu hala peşimde. Seninki yetişir yetişmez niye kaçıyorsun diye şak diye bir tokat daha attı. Ama bu sefer ne oldu anlamadım. Bir hoşuma gitti ki o tokat. Bile bile yanağımı adama uzatmaya başladım. Şak, şak tokadı yedikçe ben gülüyorum. Güldükçe o sinirleniyor, bir tokat daha, bir tokat daha. Derken yoruldu besbelli. Bende öpmeye başladım onu. Bir baktım adam kuzu kuzu uzatıyor yanağını hadi bi daha öp, bi daha öp diyor, öpüldükçe keyfi yerine geliyor, o gülmeyen asık suratlı adam çocuklar gibi kıkır kıkır gülmeye başlıyor. Bir yandan da bana hikayesini anlatmaya başlıyor. Pavyon fedaisiymiş. Benim işim adam dövmek diyor. İnsanları dövdüğüm için kimse sevmez beni, öpmezde. Bende ona öpmeci olduğumu söylüyorum.

Kimse dövmez beni diyorum. Anlaşıveriyoruz oracıkta . Ne de olsa onun öpülmeye ihtiyacı var benimde dövülmeye.