Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Hadi UzA kızım (!)

Hadi UzA kızım (!)
 

 
" Böylelikle, farklı iki kombinasyonun belki de hiç başlamaması gereken bir ilişkisi, uygun olanı yaptı ve bitti.. Elbette bu bir aldanış ve sevimli olmayan bir sonuç olması itibariyle üzücüdür.. Bu süreç içerisinde bana gösterdiğin alaka ve özene tüm kalbimle teşekkür ederim.. senin istediklerini yapamadığım için de özür dilerim.. Hayat, insana dilediğini dilediği zamanda yapma fırsatı vermiyor, ne yazık ki.. Muhtemeldir ki, aldığımız bu karar "zamanın" ve şartların beraberinde getirdiği en iyi karardır. Ancak kararların isabeti ve doğruluğu bütün bir hayat içinde değerlendirildiği zaman doğruluğundaki "isabet" anlaşılacaktır. Bu bütün insanların,elbette bizim için de geçerli bir yaşam özeti ve sonuçlarıdır... Ben, seni yaşamımın diğer yarısı olarak gördüm.
 
Kavgalarım, saçmalıklarım, kaprislerim, tutarsızlıklarım hep bu yüzden idi. Senin de sabrının, iç çatışmalarının bana yansıyan yansımayan bölümünde neler yaşadığını biliyorum ve sırf bu yüzden sana çok güvendim.. sen , kısa bir telefon konuşmasıyla uğurlanmayacak kadar değerlisin ve bu maili o yüzden yazmak ihtiyacı hissettim.. Yeni yolunda , yolculuğunda temiz yüreklerle karşılaşmanı dilerim.. Her şeyden önce sağlığının seni hiç üzmemesini.."
 
Yukarıdaki mektubun (mailin) bir veda olduğunu söylememe hacet yok.
Ben bu mektubu önemsedim ve buraya taşımak istedim..
Alalade bir vedadan farkı ne peki?
Bi kere alışılmışın ötesinde, nezaketle yazılmış, içinde hiç bir abartı ögesi barındırmayan, ancak ilişkinin hiç başlamaması gerektiğini ifade eden, cüretkar sözcüklerle, keşkelerle bağlanmamış bir veda.. Hırçın ve huysuz bir çatışma yok..
 
Kırıcı değil yıkıcı değil, tehdit ögesi yok, sitem yok, ben haklıydım sen haksızdın egoları yok..
Son zamanlarda alışık olduğumuz ahlar vahlar, yakarım lan yıkarım lan edebiyatı yok..
Buna karşın pişmanlık ta yok..
 
Aksine, hayattan huzurlu ve mutlu bir an dileyip ona kavuşmuş, fakat yok oluşunu da tefekkürle karşılamaya çalışan bir insanın duyguları var..
 
Alışılmışın ötesinde, olağan olmayan bir şey daha var o da şu;
İç konuşmalar yok, olsaydı gerçeği değiştirmek ve var olan duyguların esiri olmaktan başka ne işe yarayacaktı? Başa çıkamadığınız bir gerçeğin kölesi olmanın ötesinde..
Dostça konuşmalar var..
 
Arada bir   "zehirlenen" duygularıyla çarpışan , kızan, küsen, yorulan bunların neticesi olarak affedilmez düşmanlıklar yaratmaya çalışan ifadelerde yok..
Daha da önemlisi haklı çıkmak gibi bir endişe hiç yok..
 
Bilemiyorum ben bu veda'yı önemsedim; İçinde dostça konuşmalar olan ama "o’na" yeniden ulaşmak gibi bir çabası olmayan bu veda’yı önemsedim..
 
Ben olsaydım hadi "uza" kızım derdim, belki de ondandır (!)
 
Toplam blog
: 54
: 393
Kayıt tarihi
: 13.07.11
 
 

İstanbul'da yaşıyorum. Lise yıllarımdan beri minik denemeler yazıyorum. İnternetle tanışmamız biraz ..