Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '10

 
Kategori
Siyaset
 

Hafıza ve sonuna yaklaşılan hikaye

Hafıza ve sonuna yaklaşılan hikaye
 

Ulus olarak en büyük problemimizin hafıza olduğunu bir kez daha burada tekrar etmeye gerek yok sanırım. Ama mutlaka bir örnek isterseniz, sizlere soracağım soru, ‘12 Eylül Anayasa referandumu öncesi AKP söylemlerini hatırlıyor musunuz?’ olur.

Hani, şayet ‘evet’ denirse, Türkiye’de demokrasi baharı yaşanacaktı ya.

Kişi hak ve özgürlükleri genişleyecekti.

Terör en büyük darbeyi yiyecekti.

Yargı bağımsızlaşacaktı.

Ekonomi düzelecekti.

Hem darbeciler yargılanacaktı.

Etnik ayrım son bulacaktı.

Daha neler neler…

AKP, gericiler, liberaller ve onların yanaşması solcular tarafından bu yalanlar halka dayatılırken; karşı grup, ülkenin Atatürkçüleri, gerçek solcuları, sosyalistleri, komünistleri ve hatta onurlu, ilkeli liberalleri söylenen bu yalanların halkı aldatmak için AKP tarafından sahneye konan son oyun olduğunu, ‘evet’ çıktığı takdirde, iktidar partisinin devlet içinde hakim olamadığı son noktalara da gözünü dikip, cumhuriyetin de, demokrasinin de canını okuyacağını anlatmaya çalıştılar.

Sonunda halkın çoğunluğu, bizlere değil onlara inandı ve ‘evet’ dedi.

Peki, referandum öncesi vaat edilen Türkiye’nin neresindeyiz bugün?

İşte hafıza bu noktada devreye giriyor.

Lütfen hatırlamaya çalışınız.

Referandum öncesi sıralanan vaatler arasında, bir dini cemaatin artık mutlak dokunulmazlığını ilan edeceği, kendisine karşı çıkan herkesin sıfatı ne olursa olsun derhal cezalandırılacağı, hayatıyla oynanacağı var mıydı?

Referandum öncesi sıralanan vaatler arasında, gece yarısı operasyonlarıyla eğitim ve öğrenim eşitliğine leke sürmek sözü var mıydı?

YÖK Başkanı’nın hukuk tanımazlığı, üniversite hocalarının tehdit edilmesi, hedef gösterilmesi var mıydı?

Kamuda türban var mıydı?

Laikliğin tartışmaya açılması var mıydı?

Üniversitelerde sivil polis var mıydı?

Lütfen biraz daha zorlayın hafızalarınızı…

Bağımsız yargıdan kastedilen şeyin kendi adamlarını tehditle korkutmayla kilit makamlara getirmek olduğu söylenmiş miydi size referanduma giderken?

‘Hayır’ oyu verenlerin etnik kimliklerinin sorgulanacağı, ırkçılığa maruz kalacakları vaat ediliyor muydu?

Terörist başının hücresine özel telefon isteyebilecek noktaya gelmesi var mıydı?

Köprülerin otoyolların, Milli Piyango İdaresi’nin, TPAO’nun, BOTAŞ’ın, özelleştirileceği var mıydı?

Dün 12 Eylül’cüleri yargılayacağız diye yeri göğü inleten iktidar yandaşlarının, bugün televizyon ekranlarında lafı geçiştirmek için kıvranıp duracakları var mıydı örneğin?

Yoktu değil mi?

Çünkü tam aksi iddialarla sizlerden oy isteyenler, toplumumuzun balık hafızasına güvenmişlerdi her zaman olduğu gibi. Nasıl olsa tüm o vaatler unutulur, yeni tartışma, yeni gerilim konularıyla toplum her seferinde yeni baştan uyutulurdu.

AKP iktidarı referandumdan aldığı güçle Cumhuriyet’in son kalelerine var gücüyle saldırıyor bugün…

Gerçekleri göremeyenler, dincilerin, gericilerin, liberallerin, yanaşma solcuların anlattığı masallarla derin uykularına devam etsinler.

Gerçekleri görenlerse, bu ülkeyi CHP’nin iç saçmalıklarına mahkûm etmeden ya bir araya gelip, seçimlere bir yıl kalmışken bu iktidar karşısında son ve en kararlı mücadelelerini ortaya koysunlar…

Ya da,

Cumhuriyete…

Atatürk devrimlerine…

Ve ilerici ideallerine veda etsinler…

Çünkü hepimiz biliyoruz ki,

Artık sona yaklaştık…

www.telgrafhane.com

 
Toplam blog
: 74
: 1874
Kayıt tarihi
: 06.05.07
 
 

Zonguldak’ta doğdu. On altı yaşından beri çeşitli yerel, bölgesel ve ulusal gazete-dergilerde, ay..