Hafızalarımızı tazeleyelim

Allah ömür verirse yetmişe varmaya çok az kaldı. 

Bedenim şişmanlıyor, hafızam zayıflıyor. Hareket yeteneğim azalıyor, monotonluğum çoğalıyor, yalnızlığım artıyor, hayallerim zayıflıyor, uykularım azalıyor, anılara takılmam çoğalıyor…Kısaca dengemiz bozuluyor. 

Ben evrendeki muazzam denge üzerinde düşündüm zaman zaman. Okuya okuya insanın da evrenin küçük bir örneği olduğunu da öğrendim. Ama insandaki dengeyi gerçek anlamında fark edemedim. Gerçi denge kelimesini çok kullandık. Dengesiz, dengesizin biri gibi kelimeleri kullandık; ancak bunları münferit durumlar için kullandık. 

Şimdi anlıyorum ki insan organizması baştan başa denge demektir. Bu organizma kelimesini de çıkaralım. İnsan maddi ve manevi yönleriyle yani ruhuyla, kalbiyle, bedeniyle denge demektir. Buna sistem desek daha mı iyi olurdu bilmem. 

Toplum bilimlerde sistem yaklaşımı incelenirken sistemin bir noktasındaki bir hareketlenmenin, bir değişimin birbirine paralel olarak bütün sistemi etkilediği ispat edilmiştir. İşte bunun gibi insanın herhangi bir yerinde; bedeninin bir yerinde, kalbinin bir köşesinde ya da ruh dünyasının bir noktasında olan bir değişiklik zaman içinde insanın tamamını etkiliyor. 

Günaydın mı diyeceksiniz. Çoktan bulunmuş bir gerçeği böyle yeni bulunmuş gibi ileri sürenlere günaydın mı derler. 

İnsan denen meçhul hakkında hâlâ yeni yeni şeyler bulunuyor. Bugün bir gazetede okuduğum şu haberi bir de siz okuyun: “İngiliz independent gazetesinin internet sitesinde yayımlanan haberde, araştırmanın, 5-HTT adlı genin uzun versiyonuna sahip kişilerin mutlu doğduklarını ve yaşamlarından daha memnun olduklarını gösterdiği belirtildi.” (Hürriyet, 07. 05. 2011) Araştırın bu konularda daha bir çok araştırmaya rastlayacaksınız. 

İnsanının ilgi duyduğu konular zaman içinde değişiyor. Bu günlerde hafıza ile ilgili konulara takıldım. Bu konuda doktora bile gittiydim. Doktor gençlerden daha iyi olduğumu söylemişti. Ben de “Beni başkalarıyla kıyaslamayın. Beni eski bene göre kıyaslarsak hafızamda zayıflık.”var demiştim. Doktordan moral alarak ayrıldım. Ama bu konulardaki yazıları okumaya devam ettim. Bunları paylaşacak değilim. Yalnız bir paragrafı aktarmakla yetinelim: 

“Yapılan bir araştırma zekayı ve hafızayı %40 oranında artırmak mümkün olduğunu ortaya koymaktadır. Beynin egzersizler yardımıyla güçlendirilebileceği prensibinden yola çıkılarak hazırlanan araştırmaya katılan 100 kişinin, IQ puanlarında %40 oranına varan artış gözlemlendi. 1 hafta boyunca uygulanan egzersiz programı ise şöyle: 

•4.gün: Sözlükten bilmediğiniz birkaç kelime öğrenin ve gün içinde bunları kullanmaya çalışın. (www.zekatestimerkezi.com ) Haftanın diğer günlerinde yapılacakları almadım.Niye almadım? Çünkü konumuz bu değil. Konumuz sözlük çalışması. 

Konunun böyle yazı sonunda belirtildiği de hiç görülmedi mi diyeceksiniz. Buna da şükür. Çalışma konusunu hiç belirtmeyenler de var. 

Çalışma konunuzu veriyorum: 

Bugün “bumerang etkisi, kelebek etkisi “ kelime gruplarını sık sık kullanın. Hafızasının kuvvetli olduğunu zannedenlere sözüm yok. Onlar şimdilik, varsın bir şey yapmasın. Yumurta kapıya geldiği zaman nasılsa onlar da durumu kavrayacaklardır. 

Bugün yaptığınız ödevi, inşallah yarın değerlendirirsiniz. Şaşırmayın; yepyeni bir eğitim yöntemi kullanıyorum da… 

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 07. 05. 2011