Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '13

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Haftanın notları, 31 Mayıs 2013

Haftanın notları, 31 Mayıs 2013
 

Hafta içinde oltama takılanlar


- İzmir’de devam eden sözde casusluk davasında savcı ve mahkeme başkanı 31 sanık hakkında tahliye istemiş. Diğer iki üye hâkim ‘sanıklar serbest kalırsa Genelkurmay’dan beklenen raporu etkileyebilir’ gerekçesiyle tahliye istemini reddetmiş.

Demek oynanan Ortaoyunu’nda artık hem Kavuklu, hem de Pişekâr rolleri devletçe canlandırılıyor.

- Yine aynı davada yargılanan tutuklu sanık Y.Ö. savunmasında, eskort kız olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürmüş: "Benle bir araya gelene 'asker misin, bürokrat mısın' diyerek ne iş yaptığını sormam. Bir araya geliş amacımız bellidir" demiş. Gizli belge iddialarını kabul etmeyen Özmen, "Bana bilgi belge verdiği iddia edilen bürokratlar nerede?" diye sormuş.

İyi ki, savcı suç oluş tatbikatı istememiş.

- Genel Kurmay’ın hazırladığı kanun teklifine göre, çifte vatandaş olanlar Türk Subayı olabilecekmiş.

Ülkemizde özerk bölgeler ihdas edilip o bölgelere ayrı pasaport verilecek de, Genel Kurmay ön almak için mi bu yasa teklifini veriyor acaba? Yoksa başka bir uyruğu olanın Türk Subayı olmasının ne gibi bir amacı olabilir ki? Öz be öz Türk evlatlarının suyu mu çıktı?

- Ayrıca, aynı kanun teklifinde Genel Kurmay Albaylıkta ve General rütbelerinde ki bekleme sürelerinin kısaltılmasını istemiş.

Daha önce yazmıştım. Genel Kurmay askeri cezaevlerinde tutuklu bulunan silah arkadaşlarını emekli edip hepsini sivil cezaevine göndermek istiyor diye.

- Bekir Bozdağ, Esad’a destek vereceğini açıklayan Lübnan Hizbullah’ına ‘şeytan’ demiş.

Ya benim dediğimi yaparsın ya da şeytan olursun. Bizden yana olduktan sonra Obama ve Netanyahu bile ahretliğimizdir.

- Emniyet, biber gazının etkisini azaltmanın en iyi yolunun limon ve su değil, süt ve süt ürünleri olduğunu açıklamış.

Halka hizmet işte böyle olur. Ayrıca Başbakan boşuna ‘ayran milli içkimiz’ dememiş demek ki. Bundan böyle meydanlara giderken limon yerine ayran koyacağız ceplerimize.

- Bülent Arınç, bir toplantıda “Onuncu Yıl Marşı’nı çalacağınıza, Mehter Marşı çalın” demiş.

Sanki birbirlerinin ikamesi. Yoktan yeniden varoluşun destanı olan Onuncu Yıl Marşı böyledir işte. Kimine gurur verir, kimini rahatsız eder. Tarih, Lübnan Kralı Abdullah’ın babasının İzmir Marşı’nı duyduğunda çektiği vicdan azabı için akıttığı gözyaşlarını yazdı. Çok acımasızdır Tarih, günü gelince başka gözyaşlarını da yazar.

- Saat 22.00’dan sonra alkol satılmayacakmış. Halkın sağlığını koruma amacıyla ve dinin gereği olduğu için yasak getirilmiş.

Velev ki doğru olsun, niye saat 22.00? Ben yanıt vereyim: İktidarı destekleyen yabancı sermaye gruplarına ait AVM’ler 22.00’de kapanıyor da ondan.

- Vatandaşların bankalara borcu sadece 2010’dan bu yana %90 (doksan) artmış.

Daha rahat sömürebilmek için, muhtaçların artması düzenin gereğidir. Yoksa kim takar halkın sağlığını.

- Milletvekili olabilme şartları arasından ‘ilköğretim mezunu’ olma şartı çıkarılıyormuş.

Melelere maaş bağlanması yetmemiş demek ki, şimdi de kıyak emeklilik yolu açılıyor.

- “Üçüncü köprü İstanbul’un Kuzey’de kalan son ormanlarını ve ciğerlerini yok eder. Cinayettir. Kesinlikle karşıyım” diyen Erdoğan III. Köprü’nün temelini dualarla attı.

Yorumsuz

- Taksim Gezi Parkı…

Müsaadenizle bir şiir denemesi, bendenizden:

Ben bir Çınar ağacıyım

Taksim Gezi Park’ında.

Bir beni koruyanlara bakıyorum,

bir de onlara gaz sıkanlara

ikisi de topraktan insan.

 

Ben bir sedir ağacıyım

III. Köprü ayağında.

Bir benim için üzülenlere bakıyorum,

bir de kesmek için tören yapanlara

ikisi de topraktan insan.

 

Ben bir çınar, bir sedir

ağacıyım,

yerlerde boylu boyunca cansız yatan.

Beni koruyanlar mı

yere yatıranlar mı

insan.

İZMİR, 31 Mayıs 2013.

 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..