Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '16

 
Kategori
Güncel
 

Hain tavuklar!

Hain tavuklar!
 

Mahallenin birinde hemen herkes tavukçuluk işi ile uğraşıyor, tüm tavukçular zar zor geçinirken içlerinden sadece bir "tavukçu" büyüdükçe büyüyordu. Herkes kendi işine o kadar dalmıştı ki, diğer tavukçular geçim ve borçlarını ödeme telaşına düşmüş, çok kazanan tavukçunun yanına çalışmaya, o tavukçunun sırlarını öğrenmeye casuslar göndermeye karar verdiler. Casuslar gitti, kimi geri dönmedi, kimi geri dönmesine rağmen işler daha da kötüye gitti. İşi öğrendim diye gelen sözde eğitimli adamlar da fos çıktı. Bu süreç uzun süre böyle devam etti.

                                                                      ***

Uyanık tavukçu, öncelikle diğer tavuk çiftliklerinde çalışan hain, çalışanları ayartarak işe başladı. Tavuk çiftliklerinin tüm sırlarına, çalışanlarının kapasitelerine hâkim oldu. Tavuklar üzerine en bilgili uzmanları buldu. Hem kendi tavuklarının verimini yükseltirken, diğer çiftliklerin de tavuklar hakkında çalışmalar yapılmasını emretti. Öyle ki, diğer çiftliklere yerleştirdiği ajanları vasıtasıyla tavukların en iyi özelliklere sahip olanlarını özel olarak yetiştirerek,  diğer tavuk çiftliklerinde beslenip kendi çiftliğinde yumurtlamalarını sağlayan özel teknikler geliştirdi. Artık, uyanık tavukçu diğer çiftliklerin fersahlarca önündeydi. Yıllarca diğer çiftliklerde çalışan uşaklar, kâhyalar, yöneticiler asıl maaşlarını uyanık çiftçiden aldıklarından hem de lüks ve şatafata alıştıklarından artık bu kötü huylarından vazgeçemezlerdi. Bu durum diğer çiftlikleri biraz daha batağa sürüklerken, uyanık tavukçu işlerini büyüttükçe büyüttü.

                                                                             ***

Devletler zekâ ile yönetilirse de çoğu zaman zekâ yetmiyor, tıpkı tavukçu çiftlikleri arasında uyanık, hilekâr tavukçunun yaptığını yapan diğer milletlere köleliği dayatan devletler var. Bu devletler şu zamanlarda “medeni devlet” olarak adlandırılan, devletleri tarif edebilir. Diğerlerinin neyi tarif ettiğini açıklamaya gerek yok. Ancak her onurlu çiftlik sahibinin yapacağı şey hain tavukları kesip yemek,  ihanet eden çalışanlarını ihanet ettiği patronlarına hediye etmektir. Aslına ihanet eden, ihanet edenin cezasını en iyi bilecek olan sahtekâr, uyanık tavukçu olacaktır. Artık işe yaramayacağı ve sırrı açığa çıktığı için tavukları dönüştüren adam, insanları belki de her gün ben eşeğim diye anıracak bir eşeğe dönüştürüp, bir sirke kiralayabilir hatta bu işten de ciddi kar edebilir. Hain eşeğe dönüşür, layığını bulur, diğer tavukçular da birlik olursa sıkıntı çözülür ancak kimin hain tavuk, kimin ajan çalışan olduğunu belirlemek çoğu zaman o kadar zordur ki, dost kim düşman kim birbirine girer. Tıpkı Anadolu ve Orta Doğu coğrafyasında olduğu gibi…

                                                                                ***

Benim ahırımın ineği, bana süt vermez de gider düşmanıma süt verirse ben bu durumda ineği kesimhaneye gönderir bari etinden faydalanırım. Öyle ya altını temizle, yemini ver, merada güt, akşam eve gelsin, gizlice gitsin benim kan düşmanım olan haneye süt versin. Böyle bir ineği dahi kimse beslemez değil mi?

                                                                               ***

Biz bir sofraya oturduk. Tam tamına seksen milyonluk bir sofra. Dev bir sofra. Gücü olanların sofraya azık getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde sofrada kimse doyamaz. Bazıları aç gözlülük yapıp, sindiremeyeceğinden fazlasını yemeye çalışırken, bazıları da gücü olduğu halde sofraya asla azık koymaya yanaşmıyor, aklınca uyanıklık yapıyor. Bu sofrada doyanlar; azık getirenler kurallara, yasalara, geleneklere uydukları için ve sofra adabına uydukları için doyabiliyorlar. Bunu kimsenin unutmaması gerekiyor. Ama kime?

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..