Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Haiti depreminden Tekel işçilerine… Para icat oldu mertlik bozuldu!

Haiti depreminden Tekel işçilerine… Para icat oldu mertlik bozuldu!
 

topnewsin


Haiti depremleri can kayıplarının yanı sıra, yağma, linç ve açlığın en sefil görüntülerine de neden oldu. Dünya tiksindirici bir gelir adaletsizliği ve infial uyandıran servet tekellerinin izleğinde debeleniyor. “Yıkılmak” için depreme ne gerek?..

Gelişmiş ülkeler, sınırlarına vuran göç dalgasıyla, gelişmekte olan ülkeler insan ticaretine varan acımasızlıklarla ve bizim gibi bu iki kategori arasında sayılabilecek ülkeler ise, sosyal devletin yerini sadaka kültürünün almasıyla, ağır yaralı.

İnsancıl sol anlayış, gerçekten yeni bir dünya arayışını elzem gördüğü içindir ki; “Ekonomik Güvenlik Konseyi”ni önerdi, o arada, borçların bir kereliğine yarılanmasını ve Dünya Bankası’nın yeniden yapılanmasını dillendirdi… Bizim yıllar önce söylediklerimiz şimdilerde aklı-selim çevrelerde yankı buluyor.

Dertleri dünya kadar olan Türkiye yarınını kaybetmemeye çalışırken, Dünya, geleceğini arıyor! Ancak verili koşullarda umutlar yeşermekten ırak, insanlık silahı paraya tahvil eden hırslara adeta tutsak…

Çok yakın bir örnek Tekel işçilerinden… Kamudaki savurganlığın belki de binde biriyle onların ve bütün benzeri mağduriyet sorunları olanların durumunu iyileştirmek olası… Ama olmuyor! Çünkü bir seçimlik saltanattan öte; vatandaşın adı yok!

Hak arayan işçi olursa terazinin diğer yanına “işsizlik” konuluyor. Hak arayan memur olursa türlü “yaptırımlar” ile terbiye edilmek isteniyor… Kendi evimizdeki yaraların, elimizdeki yanıkların dermanı gündeme alınmazken, uzaklardaki yaraların sarılmasına yönelik sembolik yardımlar ön plana çıkarılıyor.

Oralara da yardım elbette yapılmalı, bu insancıl anlayışımızın da bir gereği ama kendi vatandaşımızın sorunlarının çözümüne sürekli bir ilgi içinde azami özeni göstermeliyiz…

Evet, Haiti’yi vuran depremden önce yeryüzündeki dengesizliğin yarattığı fay kırıklarıdır. Japonya’da yıkılmayan Endonezya’da yer ile yeksandır; Kanada’daki kasırga, fukara ülkelerdeki rüzgar olup, sonuçları açısından bin beter etkiler bırakır.

Haiti’de kişi başına gelir 560 dolar. (1) Şimdi oraya sağlıkçısından çok askeri inen, ABD’nde 44-46 bin dolar. (2)

Peki nedendir?

Kaynakların, sağlığa, eğitime, alt yapıya; yollara, ambulansa, erken uyarı düzeneklerine, kaliteli mal ve malzemeye, felaket sonrası bakıma/ öncesinde barınmaya ayrılamamasındandır.

Bu bir kara düzendir. Bu, bence “yeni ortaçağ”dır.

İşte dünyayı para tapınaklarının oyun çamuru haline getiren düzenin öncelikleri: (3)

- 2008 yılında Küresel toplam askeri harcamalar 1, 464 trilyon dolar, (on yılda yüzde 45 artmış)

- Bu harcamalar, Küresel Gayrisafi Hasılanın yüzde 2, 4’üne karşılık gelmekte,

- Bu harcamalar, yeryüzünde kişi başına 217 dolara karşılık gelmekte, (yani aşı bulamayan Afrikalı bebeklerin de 217 dolarlık rızkları, bu askeri harcamalara gitmekte)

- Bu harcamalar, tüm Afrika ülkelerinin toplam Gayrisafi Hasılasına denk,

- Bu harcamalar, yeryüzünde yapılan bütün kalkınma yardımlarından 13 kat fazla,

- Bu harcamalar, yeryüzünde bütün sağlık programlarına yapılan harcamalardan 700 kat fazla…

Bu duvara dayanan tablodur!

Duvarların dünyasındaysa dehşet dengesinden sorumlu birden fazla taraf bulmak ve kimi faturaları paylaştırmak daha kolaydı. Ancak haniyse çeyrek asırdır ABD, tekil liderliği dileyen ve onu kabule şayan tutumu nedeniyle eski dünyanın duvara dayanan iş bu düzeninden daha fazla sorumlu sayılıyor…

Irak ve Afganistan işgalleri nedeniyle son on yılda askeri harcamalardaki artışın yüzde 58’ine katkı sağlamış durumda! Cephaneliğe nur (para) yağdıracak savaşlar için bütçe dengesi dışına taşırılacak fon-lama anlayışı en son, sağlık alanında sosyal devlete yönelişle çarpışmıştır.

Ve bu küresel tabloya değen diğer fırça darbeleri de vardır…

Küresel kriz çevrimlerinin bile baskılamadığı askeri/silahlanma harcamalarına daha mütevazi katkılar Rusya, Çin, Hindistan, İsrail, Güney Kore gibi devletlerden de gelmektedir. Demokrasinin maliyetinin giderek daha pahalı hale geldiği her beldede ucuzlayan; insan yaşamının ta kendisidir.

Kaçınılmaz ve artan önemi bir yana iç güvenliğin silahlı kolluğa, dış güvenliğin konvansiyonel silaha indirgendiği bir dünyada, insancıl sol anlayışa göre, genel güvenliğin ekonomik boyutuna vurgu yapılmaması, bir kısır döngü yaratmaktadır.

Gerçekten “barışı” koruma adına yapılan harcamalar 8, 2 trilyon dolar tutarında olup toplam küresel harcamaların yüzde 56’sına karşılık gelmektedir. Bir yandan silahlanma harcamaları dünya hasılasının yarısıdır diğer yandan barışın korunması harcamaları dünya harcamalar toplamının yarısıdır.

Gerçekte bir yerde, ikisi de aynı kapıya çıkmaktadır. Dünyada yaratılan ve harcanan gelirlerin yarısı silaha/askeri alanlara gitmektedir.

Oysa, Haiti’nin de dahil pek çok halkın yarasının bu paraların çok azıyla sarılması ve hakça bir yaşam kurulması olanaklı olabilirdi…

Türkiye ise henüz görece hafiflemeyen dahası belki de giderek artan güvenlik gereksinmeleri için askeri harcamalarını karşılamada gösterdiği haklı özen içindedir.

Buna karşılık, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik alanı aleyhine meydana gelen yetersizliğin, savurganlık ve yenilenmeye karşılık gelmeden kimi idarelere aktarılan bütçe ve fon kalemlerinden kaynaklandığı bir dengesizlik içindedir.

2010 yılı bütçesine göre;

- Toplam borcumuz 460 milyar TL,

- Dış borcumuz yaklaşık 260 milyar dolar, (AKP 7 yılda 70 yıla oranla bu kalemi neredeyse ikiye katladı)

- KOBİ ve GAP’a ayrılan kaynak 419 milyar TL, Diyanet’e ayrılan 2, 6 milyar TL,

- Asgari ücret net 521, 89 TL, ortalama emekli aylığı 660 TL,

Ülkemizde kişi başına gelirin tam olarak ne olduğu bir yana 2009 yılı için kişi başına gelir kaybı 1890 dolar. Bir yılda bir milyona yakın kişi işinden oldu…

Bu kara düzen, Tekel dahil emeği terk etmiştir. Sosyal devlet giderek yok olmaktadır.

Evet, bu düzende ve yeryüzünün egemen düzeninde, adeta insan yoktur!

Galiba “silah icat oldu mertlik bozuldu!” yerine “para icat oldu mertlik bozuldu!” diyebiliriz…

<ı>R.Bülend Kırmacı

<ı>www.insancilsol.com

(1): Depremin vurduğu Haiti’de ABD egemenliği tartışması, Referans, 19.01.2010

(2): Güngör Uras. Brıc ülkelerinde nüfus fazla, kişi başına gelir az, Milliyet, 18.06.2009

(3): Held, David. London School of Economics, Prof., “IMF and World Bank”, http://www.social-europe.eu/ Journal,

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..