Hak aramanın dini mesuliyeti ve çok eşlilik üzerine...

Geçen hafta Düzce'de müftülüğün, DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikasına üye oldukları için 120 işçinin işten çıkarılmasının ardından camilerde okuttuğu hutbeyle işverenlere destek verdiğine dair haber üzerine ne müftülükten ne de diyanetten bir açıklama geldi.

Cemaate okunan hutbede “İşi gereğinden fazla yavaşlatmak ve işyerine zarar vermek, kârı ve kârlılığı azaltıcı davranışlarda bulunmak çalışanı ağır dini mesuliyet altına sokar” denilmişti.

İnternet ortamında ve gazetelerde “Grev günahtır” başlığı ile verilen haber, AKP'li belediyelerde aile içi iletişim danışmanlığı yapan, moda deyimle “muhafazakâr kesimin yaşam koçu” Sibel Üresin’in “Çok eşlilik yasal olsun” düşüncesi kadar ilgi görmedi.

Gölkaya İlçesine bağlı Kuyudüzü Mahalle Camii imamı-hatibi Nevzat Özal tarafından hazırlanan ve Diyanet İşleri Bakanlığı tarafından da onaylandığı öne sürülen hutbenin Düzce'nin tüm Camilerindeki cemaate duyurulduğuna dair haber arada kaynadı gitti.

Ulusal medyanın görmezden geldiği haberi okuyunca aklıma “Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır.” Hadisi şerifi geldi.

Yazının burasında ‘Madem çalışma yaşamını hutbe ile düzenleyeceksiniz o zaman patronlara karşıda hutbe verin bi zahmet kıymetli müftü beyler, Hadis-i şerife göre “dilsiz şeytan” olarak nitelenmezsiniz hiç değilse.’ demeden geçmeyeceğim.

Kutsal kitabın neresinde insanları açlık sınırının altında çalıştırın, hak ararlarsa “ağır dini mesuliyet altına girersiniz diye cehennem ile korkutun” diye yazıyor.

İnternet ortamından bir yorum ,”Grev haçlı Avrupa’sının para göz Kapitalistlerinin işleridir. İslam’da greve gerek yoktur.” diyor

Dini çok eşli patronların çıkarına yorumlamanın nasıl bir Müslümanlık olduğunu da tartışmayacağım.

Hayır, çenemi tutacağım! Ama kıt bilgimle, haksızlığa karşı çıkmamanın ne hukuk düzeninde ne de dinde yeri olduğunu düşünmüyorum. Olsa olsa bu anlayış Emevi anlayışıdır!

Sömürüye, haksızlığa karşı çıkanların güç ve dini kullanarak susturulması başka türlü açıklanamaz.

Esra Elönü’nü, Sibel Üresin’in “Çok eşlilik yasal olsun.” söylemine verdiği yanıtta “Nisa suresinin hangi savaştan sonra nazil olduğunu okusun. Sadece yetimleri ve dulları korumak için çok eşliliği tavsiye eden dini günümüz koşullarında erkeğin uçkur paratoneri olarak görmek isteyen zihniyet bağnazdır asıl gericilik budur.” dan yola çıkarak; ‘dini patronun sömürüsü için paratoner olarak görmek isteyen zihniyet bağnazdır, asıl gericilik budur.’ diye yazıyı noktalıyorum.