Hak gücün (kuvvetin) üstündeymiş

Adliye bahçesinde yazıyor, ben demiyorum bunu…Kendimizi adaletin güçlü kollarına bıraktığımızda, o hassas terazi tartacak hakkımızı ve sahibine verecek yani. Güçlü olana değil, haklı olana; hakkı olana!

Oysa şimdi hak denince düşünüyorum da, emeğin karşılığı desem kısaca. TDK bir çok şekilde anlatıyor bu kelimenin anlamını ama ben kısaca emeğin karşılığı demek istiyorum…

Peki ya güç? Kuvvet anlamındaki güç, yani zor olan değil; kolayın karşıtı da değil. Üstün olma hali…Kaba kuvvet ya da günümüz şartlarında; mevki ya da para sahibi olma olabilir mi?

Anlamlar karışıyor bir anda ve söz geçerliliğini yitiriyor günümüz şartlarında ve bu coğrafyada.

Gündemimize tapudaki rüşvet olayı düşüyor bir anda. Tapu dairesi neredeyse tüm çalışanların gözaltına alınmasıyla iş yapamaz hale geliyor. Geçen yıllarda gümrükteki rüşvet skandalı da gündemi uzun süre meşgul etmişti. Bu çarkın nasıl döndüğünü hepimiz biliyoruz aslında. Eğitimden tutun da, sağlık, adalet gibi en temel haklarımızı alacağımız birçok birim de aynı durumda ne yazık ki. Bir çoğumuz hayatımızın bir bölümünde bir şekilde buna mecbur bırakılabiliyoruz, yani alan da veren de suçlu ya…Alan tarafında olmasak da, veren tarafında olabiliyoruz. En çok da trafikte ''çorba parası'' dağıtıyoruz gönüllüce.

Tapu rüşvetiyle ilgili yorumlara bakıyorum. Bir vatandaşımız diyor ki ''ev sahibi olan kişi tapu devir işlemini yaparken çok mutlu oluyor ve bu yüzden memurlara hediye veriyor. Bunda ne kötülük var ki? '' . İnanamıyorum, dehşetle okuyorum haberi ve yorumları…

Rüşvetin kapalı kapıları açtığı bir sistemde, hak nereye düşüyor güç nereye diye düşünüyorum. Vatandaşlık hakları herkese eşit muamele gerektirirken, bakıyoruz ki güç (para) hakların önünden almış yolunu gitmiş de geri dönüyor. Tüm işlerini halletmiş bir şekilde hem de. Aynı haklara sahip diğer vatandaşlar da '' ya sabır'' diyerek, ümitle sonuca ulaşmak için sırada!

Çocuklarımıza verdiğimiz öğütlerin başında geliyor, ''haklı ise sadece hakkını savunması'' ya da bunu bir şekilde ispatlayarak sonuna kadar mücadele etmesi. Oysaki biz bile inanamaz olduk söylediklerimize. Acaba çocuklarımıza inandırabiliyor muyuz?

Eğer inancımız varsa ''ilahi adalete'' sığınıyoruz sadece. Hakk (Allah) her gücün üstündedir, diyerek!