- Kategori
- Futbol
Hakem raporu mu önemlidir? Görüntü mü?
Futbol yazarlarının duayenlerinden Atilla Gökçe, şu futbolsuz günlerde artık macun gibi uzayıp giden Meireles olayına ait ‘’akla ziyan’’ sorular sormuş.
Üstadın çok konuşulan ama cevabı da bulanamayan sorularının arasında bir soru var ki gerçekten tartışılmaya değer
‘’Hakem raporları tüm dünyada esas kanıt olarak kabul edilirken şimdi durum değişmiş midir? Bundan böyle benzer durumlarda hakemlerin olayı gören dördüncü hakem, futbolcular ya da saha içindeki foto muhabirlerinden tanık ifadesi alarak raporlarına eklemeleri mi gerekecektir?’’
Diye soruyor Atilla Gökçe
Herkes 15 gündür bu olayı konuşuyor. Tükürdü mü? Tükürmedi mi? Hakem neden öyle yazdı? Tahkim neden 8 maçı sildi?
Öncelikle oyuncunun hakeme olan gereksiz itirazının ne getireceğini bile bile bu davranışlara girmesi yanlıştan öte, profesyonellikle izah edilemez bir durum. Takımına verdiği zarar son 10 dakika oyundan atılmak değil sadece. 12 maç oynamamak bir futbolcu için ne ifade eder herhalde bunu en iyi kendi bilir.
İşin sadece ceza yönü ile ilgilendiğimiz için, futbolcuların derbi maçlardaki çılgın ruh halini rahatça göz ardı edebiliyoruz. 4 tarafı rakip taraftarla çevrilmiş, taç atarken bile arkadan tükürüp isabet ettirilen, her türlü küfür ve aşağılamadan nasibini almış, üstelik mağlup durumdaki bir takımın oyuncusunun tartışmalı sarı kartlarla oyundan çıkarılmasının tepkisi farklı olabiliyor. Bu oyuncu hayatında hiç kırmızı kart görmemiş olsa bile.
25 kameranın kayıt yaptığı bir müsabakada bir oyuncunun görüntülere rağmen bu ülkenin spor ekranlarında hala tükürüp, tükürmediği tartışıyorsa, futboldaki devrime ilk önce köhne spor yorumcularının işgal ettiği spor programlarından başlamak şarttır. Yoksa olayları sanki algılayamama gibi bir durum çıkıyor ortaya.
Eğer 25 kameraya rağmen bir futbolcu hakeme çaktırmadan tükürebiliyorsa, bunun ihtisasını yapmış demektir ki, profesyonelliğine ettiğimiz sözleri gelmek almak zorunda kalırız!
Atilla Gökçe ‘’peki hakem raporda yalan mı yazmıştır?’’ diye soruyor akla ziyan sorularında.
Hakem istediğini yazabilir. Meireles’in hakaretleri karşısında onun çok ağır bir ceza almasını isteyebilir, ne bileyim günahı boynuna. Ne Meireles hakeme itiraz eden ilk futbolcu, ne de hakem, raporu tahkimde bozulan ilk hakem.
Benim söylemek istediğim futbolda artık bir şeylerin değişmesi gerektiği zamanının gelmiş olduğudur çünkü Atilla abi soruyor yine akla ziyan sorularında;
-Hakem raporu yerine artık görüntülere mi bakılacaktır?
Hakem raporu bir söz eyleminde olabilir belki ama onu da Fırat Aydınus’un Caner Erkin’i söylemediği anlaşılan ‘’lan’’ kelimesi yüzünden attığı ve raporuna da bile bile söyledi diye yazması, sonuçta görüntülerden bunun mümkün olmadığının anlaşılması gibi. Olayı çözen yine görüntüler olmuştur.
Görüntü eğer varsa tercih sebebi olmalıdır. Sahada 3 hakem vardı eskiden. Sonra 4 oldu, şimde 5 oldu veya oluyor. Eskisinden farklı olarak hakemlerde kulaklık var. Eh bir de 25 tane kamera. Hakemler bütün bunlara rağmen böyle kritik kararlarda çok dikkatli olmalı. Futbolcu da. Hakemin de böyle zorluk derecesi yüksek bir maçta psikolojisinin bozulması normal değil midir? Hakemin yazdığı tanrı kelamı mıdır? Körüne körüne bir hakem raporu insafını kabullenmek nasıl bir teslimiyet savunuculuğudur?
Görüntü yoksa elbette hakem raporu, gözlemci raporu her türlü rapor geçerlidir ama görüntüler ayna gibi ekrana geliyorsa o hakem raporunun yazılı olduğu kağıdın yeri,yeniden dönüşüm için ayrışma kutusundan başka bir yer değildir. İşte tahkim de bu ayrışmanın sonuçlandığı yerdir.