Hakemler Sezonu Açtı

Bu yıl yine futbol ve futbolun güzelliklerini konuşmak yerine futbolun aktörlerini konuşmaya devam edecek olmamız bir arpa boyu yol alamadığımızı gösteriyor.

Başakşehir - Bursa maçının hakemine bir teşekkür etmek gerek. Ziraat Türkiye Kupası maçlarından takip ettiğim hakemimiz Ümit Öztürk gelecek vaat eden bir hakem.

Göztepe- Fenerbahçe maçının hakemi Yaşar Kemal Uğurlu benim hiç umudum olmayan ancak ilk dönemlerde çok şey beklediğim bir hakemimizdi. Maç, iki takımın da sezon başı olması hasebiyle ortada futbol anlamında çok fazla salçası tuzu olmayan bir maçken bir yan hakem facias, ofsayt, gol... Pişmiş aşa soğuk suyu kattık. Haydi şimdi ayıkla pirincin taşını!

Tam "Olur, sezon başı" derken hakem Hüseyin Göçek'in Durica'nın Fofana'ya acımasızca yaptığı harekete gözünün önünde sarı kart vererek göçük altında kalması... Ey Durica, sen ki ayağı kırılan sakatlıktan yeni dönmüş,ayak kırılması nedir bilen bir topçusun. İnsan hiç arkadaşına, meslektaşına öyle acımasızca girer mi?

Ayrıca federasyona sesleniyorum: Acil görüntülerden bu acımasızlıklara ve sahtekarlıklara dur deyin! Yoksa marka değerini artırmak bir yana olmayan markamız daha doğmadam ölür. 

Aynı maçta Perera'nın out'a çıkan top sonrası arkadaşının ayağına bilerek basmasına kırmızı kart verilmeliydi. Sonuçta iki oyuncusu atılması gereken Trabzon maçı 2-1 kazandı. Konya da ayağı kırık bir oyuncuyla evine döndü. İşte bu bizim futbol anlayışımız.

Gelelim uluslararası arenada maç yöneten, Türkiye'de istediği gibi idare eden "topclass" hakemimize. Cenk'e ve Talisca'ya sesleniyorum: "Efendi Beşiktaş diye bas bas bağıran başkanınızı duymuyor musunuz? Kendinizi atmayın. Marka sözü 'EFENDİ BEŞİKTAŞ' olan bir takımın oyuncuları efendi olmazsa o zaman o sadece sözde kalır. Gördüğünüz gibi hakem hakkında ağzımı bile açamadım. Tebrikler Cüneyt Çakır!