Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '19

 
Kategori
Felsefe
 

Hakikat ve Hakikat Sonrası

Hakikat ve Hakikat Sonrası

İlk çağlardan günümüze değin insanlar gerçeği aramışlar; hakikat ’a ulaşmaya çalışmışlar,doğrunun peşinden koşmuşlar. Hakikat ’a ulaşmaya çalışmışlar, doğrunun peşinden koşmuşlar mı ? Ne dersiniz? Hakikat nedir ?Hakikat;  asıl,  doğru, esas, gerçek, gerçekten.Hakikat, bir şeyin aslı ve esası, esas olarak kullanılan.

Gerçekten mi? Sahiden mi? Cidden mi? Esas mı? Bu soruları, gördüklerimizle beynimiz arasında uyuşmazlık olduğunda dile getiriyoruz. Ayrıca bu tür sözel alışkanlıklar, birbirimizi ne kadar düzenli aldattığımızın da bir ölçüsüdür. Artık dünyaya kâr/fayda ve zarar gözlükleri ile bakıyoruz.

Hakikat,bir felsefe terimi olarak da düşünceyle nesnesi arasındaki uygunluk ya da düşüncenin gerçekle uyuşması biçiminde tanımlanabilir.

Felsefenin temel kavramlarından olan hakikat, felsefi düşünüşün gelişim sürecinde düşünürlerin çözmeye çalıştığı ana sorunlardan biri olmuştur. Bilgiye ilişkin oluşu nedeniyle de idealizmle maddeciliğin savaşımı hakikat sorunu çevresinde gelişmiştir. Söz gelimi nesnel:idealist görüşte, insan beleğinde bağımsız, kendi başına buyruk, maddi olmayan fikrî (ideal) bir varlık durumuna indirgenen hakikate ahlakî değerler de yakıştırılmış (Platon, Husserl), giderek hakikat fikrî nesnelerin bir özelliği sayılmıştır (Balzano, Hegel). Öznel-idealist görüş ise hakikati öznenin alanına kaydırarak nesnel gerçeklikte ilgisini yok saymakla kalmamış, tersinden yola çıkıp hakikatin nesnel gerçekliği yaratan bilinç içeriklerinin uyumu olduğunu öne sürmüştür (Berkeley,Hume).

Hakikat düşüncesini ,düşünürler ,yorumlamışlar:Nesnel görüşte olanlar,bağımsız bir varlık olduğu,nesnelerin bir özelliği sayıldığı,ahlaksal,etik değerler de içerdiği görüşündeler.Öznel görüştekiler ise,hakikat ’ın nesnel gerçekle ilgisi olmadığını,nesnel gerçekliği yaratan bilinç içeriklerinin uyumu olduğu görüşündeler.

İslamî görüşe göre Kuran, hakikatler âleminin güneşidir. O güneşin ışığıyla bakılınca, her şey gerçekte olduğu gibi görünür. Onun ışığıyla bakılmazsa, her şey karanlıklar içinde kalır. . (Bakara, 2/257)

Tasavvufta hakikat ;dinin, başka deyişle şeriatın iç yüzü olarak yorumlanmıştır.

Şeriat, kulluğu gerekli kılan bir iştir. Hakikat ise, Tanrının besleyiciliğini ve her şeye malik olduğunu görmektir. Şeriat, O’na ibadet etmen, hakikat ise, O’ nu görmendir. Şeriat, O’nun emrettiği ile kalkıp oturmak, hakikat ise takdir ettiğini, gizlediğini ve açıkladığını  görmektir.” (Kuşeyrî, Tasavvufun İlkeleri). Şeriat, görünendir; hakikatsa görünmeyen, gizli olandır.Başka bir deyişle görünendeki görünmeyendir.Buna göre hakikat, somut ve nesnel olarak var olan anlamındaki gerçek kavramıyla karıştırılmamalıdır.

Şeriattan hakikate giden yol tarikat’ tır . Mevlana, Mesnevi’de bu kavramları şöyle yorumlar:
Şeriat bir muma benzer, yol gösterir. Ama ele mum almakla yol alınamadığı gibi ele mum almasan da yol alınmış olamaz. Yola düştün mü bu gidişin tarikattır;  dilediğine eriştin mi bu, hakikattir. Bunun için, ‘hakikatler meydana çıkarsa şeriatlar geçersiz olur.” demişlerdir (…)

 “Gerçek, varlığın bir özelliğidir, varoluş tarzıdır; ‘hakiki’ ya da ‘hakikat’ ise özne ile nesne arasındaki bir ilişkidir; özne ile nesne arasındaki uygunluktur, bilginin gerçeğe uygunluğudur, yani bilgiye ait bir ilintidir.” (Selahattin Hilav).

Örneklenirse, “Bahçemizde bir ağaç görürüz, bu bir nesnel gerçekliktir; bu ağaç bilincimizde yansır, bahçemizdeki ağaca uygun olarak doğru yansıdığı ölçüde hakikattir.” (Orhan Hançerlioğlu).

Marksizm’e göre hakikat, bilginin bilgi konusuyla tam uygunluğudur.Bilginin  doğruluğunun, yani hakikatin ölçütü de pratiktir. Nesnel gerçekliğin bilinçteki yansısı, gözlem, araştırma, deneme ve uygulama ile sınanıp doğrulanarak hakikate ulaşılır.

 

Makyavelizm, siyasi söylemin ortak bir terimi olduğunu; çünkü Makyavel’in tüm liderlerin bir noktada yalan söylemesine ihtiyaç duyabileceğine olan inancını somutlaştırdı. Hakikati kendi çıkarları için “çeviren” siyasi alavereciler, ne yaptıklarının tamamen farkında oldukları için, bunlar saçmalama olarak görülemez, çünkü başkalarını etkileme gibi açık bir amaçları vardır. Bu durum kötücül bir biçimde de görülür.

 

Duyguların ve kişisel yaklaşımların belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede ussal gerçeklerden, olgulardan daha fazla etkili olması durumu anlamına geliyor. Kuramsalve pratik köklerine baktığımızda hakikat fikrine yönelik yıllar öncesine dayanan ve büyük ölçüde sol siyasetten gelen görececi saldırıların bugün sağ siyasetin temsilcileri tarafından benimsenmesini içeren bir bileşimle karşı karşıyayız.

Hakikat Sonrası

Sonrası sözcüğünün zamansal anlamdan ziyade; gözden düşme, önemini yitirme durumuna işaret ettiğinin altını çizmek gerek. Bu durum, bazı kişilerin kanaatlerini hakikat ile uyumlu hale getirmektense, hakikatı kendi kanaatlerine uydurmak için eğip bükmeye cesaret bulduğu giderek gelişen uluslararası bir trendin parçası olarak gözlemleniyor.

Hakikat sonrası,son dönemin en çok tartışılan kavramlarından biri olarak öne çıkıyor. Hakikat sonrası, 2016’da Oxford sözlüğü tarafından yılın sözcüğü seçildi. Duyguların ve kişisel görüşlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede ussal gerçeklerden, olgulardan daha fazla etkili olması durumu. Kuramsal ve pratik köklerine baktığımızda hakikat fikrine yönelik yıllar öncesine dayanan ve büyük ölçüde sol siyasetten gelen görececi saldırıların, bugün sağ siyasetin temsilcileri tarafından benimsenmesini içeren bir bileşimle karşı karşıyayız. Buradaki sonrası sözü,zamansal anlamdan ziyade gözden düşme, önemini yitirme durumuna işaret ettiğinin altını çizmek gerek. Bu durum bazı kişilerin görüşlerini hakikat ile uyumlu hale getirmektense, hakikat ’ı kendi görüşlerine uydurmak için eğip bükmeye cesaret bulduğu, giderek gelişen uluslararası bir trendin parçası olarak gözlemleniyor.

2016 yılında dünya genelinde hakikat sonrası kavramının giderek popüler olmasındaki temel etken kuşkusuz Donald Trump’ın Amerikan Başkanlığı’na seçilme süreci ve sonrasındaki başarısıdır. Hatırlarsak, seçim kampanyası boyunca izlediği seçim stratejisini rakibi Hillary Clinton üzerinden gerçek olmayan etkenler üzerine kurgulamıştı. Trump. Seçimi kazandıktan sonra ise, başkanlığının ilk yılında 2.140 yalan söylemiş. Bunlar, kendisine bir evren kurmak ve bu evrene kitleleri ikna etmek için başvurduğu yalanlar

20 yılı aşkın bir süredir kullanılan hakikat sonrası terimi, ABD Başkanı Ronald Reagan döneminde ortaya çıkan uygulamalara gönderme yapmaktadır. Reagan’ın başkan olduğu dönemde kullandığı söylemlerin de gerçek hedef ve niyetini belli etmeden gerçekliği gizlemeye çalışması, bu yöndeki tartışmaların zeminini oluşturmaktadır. Örneğin, Reagan, 1986 yılında ortaya çıkan İran’a silah sattığı iddialarını reddetmiş ve bu doğrultuda açıklamalarla kamuoyunu ikna etmeye çalışmıştır. Ancak ilerleyen dönemde iddiaların doğruluğunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Haber programlarından haber kanallarına evrildik. Neoliberalizm haberlerin para kazandırabileceğini gösterdi. Bu ise yanlı haber-yandaş medya ya giden yolu oluşturdu.

 

Haber izleyenlerin içinde artık çok sayıda yanlı izleyeci bulunduğu için geleneksel ve seçilen medya arasındaki çizginin anlaşılması zor.Pek çok kişi, haberlerini, doğruyu söylemeye ilişkin ölçütleri tartışmaya açık olan kaynaklardan almayı yeğlemektedir. Tüm medyanın öyle ya da böyle yanlı olduğu kanısında olan kişi, kendi lehine yanlı olan bilgi kaynağını seçmektedir. Neoliberalizmin yol açtığı ekonomik krizler, geleneksel medya ekonomik krizleri, özellikle yazılı basını ağır yaraladı.

Hakikat sonrası siyaseti, bugün dünya genelinde birçok siyasetçi, siyasi stratejisini gerçek olmayan kavramlar üzerine kurgulamaktadır. Seçmenlerin gerçek hissedeceği ve duygularını coşturacağına inandığı şeyleri, hiçbir dayanağı olmamasına karşın söylemekten çekinmemekte ve başarıyı da bu sayede yakalamaktadır. Bugün, seçmenler, politikacıların ne söylediklerinden çok söylediklerinin, seçmenleri nasıl etkiledikleri önemseniyor; bu nedenle de politikacılar da gerçekler üzerine değil; duygular üzerine giderek çıkarlarını korumaktadır. Yönetenlerin ve politikacıların yalan söylemeleri, uydurma beyanlar, propaganda üretilmeleri sonucu okur,izleyici kesintisiz bir şekilde yanlı yayınların etkisinde kalıyor

Hakikat sonrası siyaset  tartışmanın büyük ölçüde, politikanın detaylarından kopuk şekilde duygulara yöneldiği ve hakikatlere yönelik kanıtların yok sayıldığı bir politik ekin (kültür) olarak tanımlanıyor. Bu tür politikanın belirleyici özelliği  de şaşırtıcı olmayan bir biçimde seçim kampanyası yürüten uzmanlar, medyanın ya da bağımsız uzmanların yanılmış oldukları saptansa bile, konuşma noktalarını yinelemeyi sürdürüyorlar.

 

Hakikat sonrasına ivme ve yaygınlık kazandıran şey iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve buna dayalı olarak sosyal medyanın tüm kamusal alanı kapsamak için çalışmasıdır. Hakikat sonrasıyla ilgili yeni olan şey, insanların yalanları kabul ediş tarzı ve haber üreticilerinin denetlenemezlikleridir. Bugün internete erişimi olan ve okuma yazma bilen herkes, herhangi bir konu hakkında yalan haber yazabilir; bunu yayabilir, binlerce kişinin buna inanmasını sağlayabilir. Yeni iletişim teknolojileri ve sosyal medya kullanımındaki hızlı artış, bu tarz yalan haber üretimi ve yayılımını hızlandırmaktadır.

Bu durum,işten çıkarmalar, okuyucu sayısının düşmesi gibi sonuçlar doğurdu. Daha kolay daha çabuk ulaşılabilir seçilen medya elimizin altında yer almaya başladı. Örneğin Facebook büyüdükçe, haberleri kendinde toplayarak güçlendi.

 

Hakikat sonrasının en derin köklerinden biri, kişisel önyargılardır. İnandığınız bir şeyin doğru olmadığını söyleyen bir bilgi ile karşılaşınca. psikolojik gerilim yaşarız. Bu gerilim çoğu kez kişinin inançlarını değiştirmesiyle çözülür.

 

Artık nesnel hakikat öldü. Bu düşünürler, hakikate ilişkin bütün savları, bunları dile getiren kişinin siyasal ideolojisinin yansımasından başka bir şey olmadığını savundular. Hatta bilginin bir iktidar biçimi olduğunu dile getirdiler. Hakikat sonrası siyaseti bugün dünya genelinde birçok siyasetçi, siyasi stratejisini gerçek olmayan kavramlar üzerine kurgulamaktadır. Seçmenlerin gerçek hissedeceği ve duygularını coşturacağına inandığı şeyleri hiçbir dayanağı olmamasına karşın söylemekten çekinmemekte ve başarıyı da bu sayede yakalamaktadır. Bugün seçmenler, politikacıların ne söylediklerinden çok söyledikleri şeyin, onları nasıl hissettirdiklerini hatırlamakta bu yüzden politikacılar da gerçekler üzerine değil ; duygular üzerine giderek çıkarlarını korumaktadır. Yönetenlerin ve politikacıların yalan söylemesi, uydurma beyanlar, propaganda üretmeleri sonucu, okur,izleyici kesintisiz bir şekilde yanlı yayınları izliyor.

Hakikat artık yarar için feda edilmiştir. En fazla kâr için hakikat çerçevelenmekte ve kendisi- yle ilgisi bile olmayan bir durum ortaya çıkmaktadır. Bilim düşmanlığı, evrim teorisi, iklim değişikliği üzerine devam eden tartışmalar bunun örnekleridir. İşin bir de talep tarafı var. Hakikat sonrası nasıl işler Hakikat sonrasıgerçeklik” olarak sunulan olguların mutlak şekilde doğrulanan bilgiler olmadığını, bireylere “gerçek” olarak hissettiren olgulardan oluştuğunu savunmaktadır. Bu düşünceye göre gerçeklik, zamanla önemsizleştirilen bir biçime dönüşmüştür.

Grup Kutuplaşması

Grup kutuplaşması, aynı görüşteki  insanların bir araya geldiklerinde, görüş ve savlarının daha keskin bir duruma bürünmesidir. Bunun temelde iki nedeni vardır: Birincisi ortak görüş ve savlara sahip insanlarla bir araya geldiklerinde, grup içindeki bireyler bilgi alışverişi yaparak inandıkları ortak değerlere daha fazla inanmaya başlamalarıdır. İkincisi ise grupta kabul görmek için inanılan değerlere daha gerçekçi bir bakış açışı geliştirmelerinden kaynaklanmaktadır. Kutuplaşmanın olduğu yerde de gerçekçi ,usçu temeli olmayan medya içerikleri var olmakta ve her bir kutup da birbirleri hakkında, hakikat sonrası gerçekliğe sahip olmaktadır. Kutuplaşma, sosyal medyada hakikat sonrası bilginin oluşmasını sağlayan temel etkenlerden biridir. Kutuplaşan gruplar dış görüşlere karşı körleşir, kutuplaşan gruplar asılsız savlar üretir ve bunlara inanır. Kutuplaşan gruplar kararlarında gerçekçi değil; duygusaldır. Sosyal paylaşım sitelerinde kendisine yakın insanları izleyenlerin içine düştükleri durum eko odası önyargısı diye adlandırılıyor. Farklı düşünsel durumlar almış bireylerin hesaplarını izlemek, bu anlamda tek ve kendimize yakın bir sesi duymamıza neden oluyor.

Davranış bilimciler yaptıkları deneylerde, kendilerine siyasi olarak faydası dokunan inançlarından birinin yanlış olduğu yönünde bir kanıt sunulduğunda partizanların kanıtı reddedip hatalı inançlarına daha da inatla sarıldıklarını keşfettiler.( barbarosenec@gmail.com)

Nietzsche diğerlerini aldatma becerisinin iyi liderliğin temeli olduğunu düşünüyordu.

 

Sonuç

Hakikat’ ı felsefeciler, düşüncenin gerçekle uyuşması biçimi olarak görmüşler Nesnel görüşte olanlar,bağımsız bir varlık olduğu,nesnelerin bir özelliği sayıldığı,ahlaksal,etik değerler de içerdiği görüşündeler.Öznel görüştekiler ise,hakikat ’ın nesnel gerçekle ilgisi olmadığını, nesnel gerçekliği yaratan bilinç içeriklerinin uyumu olduğu görüşündeler.

 Kuran ışığıyla bakılınca, her şey gerçekte (hakikatte) olduğu gibi görünür.(Bakara, 2/257)

,Tasavvufta hakikat ; dinin, başka deyişle şeriatın iç yüzü olarak yorumlanmıştır Mevlâna’ya göre dilediğine ulaşma hakikat ’tır. Makyavelistler, siyasilerin hakikat ’ı kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları görüşündeler.Marksizm’e göre hakikat, nesnel gerçekliğin bilinçteki yansımasıdır.

Hakikat  sonrasında, düşüncenin gerçekle uyuşması değil, kitleleri etkileyerek istenilen amaç çerçevesinde toplama önemlidir. Politikacı, bu yöntemle başarıya ulaşacağı inancındadır. Bu aşamadan sonra toplum ayrışır. Öyle ki artık önemli olan belli bir yerde, grupta yer almak; yalan da yanlış da olsa liderin söylediklerini benimsemek esastır.Trump. Seçimi kazandıktan sonra , başkanlığının ilk yılında 2.140 yalan söylemiş. Bunlar, kendisine bir evren kurmak ve bu evrene, kitleleri sokmak için başvurduğu yalanlar. Günümüzde,liderlerin yalan söylemesi,taraftarlarınca doğal karşılanmakta,usun süzgecinden geçirilmemekte,lider ne söylerse söylesin alkışlarla onaylamaktadırlar. Bu nedenle yönetenlerin ve politikacıların yalan söylemesi, uydurma beyanlar, propaganda üretmesi kaçınılmazdır. Doğru, hakikat, gerçek, dürüstlük,bilim değil; ne olursa olsun, usçu temeli olmayan medya içeriklerin var olması; görüş ve savların daha keskin bir duruma bürünmesiyle gruplar oluşmaktadır.

Her grubun, TV kanalı, gazetesi ayrıdır. Kendi TV kanalındaki programları izler, gazetesini okur. Farklı sözel ve yazılı basında söylenenlerle, yazılanlarla ilgilenmez. Kesintisiz bir şekilde yanlı yayınların etkisinde kalır. Politikacılar da gerçekler üzerine değil, duygular üzerine giderek çıkarlarını korumaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..