Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hakiki e-günlük:)

Merhaba e-günlük
Havalar sulu ve sıkıcı gidiyor. Sen ne diyorsun bu duruma, normal mi?
Boşver aldırma doğa bildiğini yapar. Onun dinamiğine kimsenin aklı ermez. Yapacak tek şey uyum sağlamaya çalışmak. İnsanoğlu gibi kendini aldatma huyu yoktur...

Dün akşam sana yazdıktan ve MB sayfalarına yolcu ettikten sonra, yavru bir kumru, kediler tarafından kovalanıyor du ki; bir hışımla koşup kurtardım. Arabayı yolun ortasında bırakıp inince herkes deli demiştir:) Hafif kanadı yaralanmış, biraz korkmuş, biraz morali bozulmuş. Onun dışın da tansiyonu ve kalp atışları normal, şekeri, kollestrolü normal:) yani ilaç yazmaya gerek yok. Biraz ağrısı var ama o da geçecek. Şimdi dükkanda yanımda koli için de sakin sakin oturuyor. Yemleri ve suyu yanında. Uçmasını becerdiği zaman özgürlüğüne kavuşacak. Zaten o da bunun farkın da. Onu çevirme yapmayacağımı anlamış durumda:)
Dün akşam bir şey daha oldu. Geçenler de peşimi bırakmayan hatun dükkana geldi:) Yani korktuğum bir gün gecikme ile başıma geldi. Ben işyerim de, birlikte yaşadığım bayanla çalışıyorum. Üstelik sürekli hareket halindeyim ve bu tür bir olay beni negatif etkiler. (hayır etkilemez) Neyse, geldi ve selamlaşıp oturdu. Beşinci kez özür diledikten sonra nezaket icabı "bir şey içer misiniz?" diye sorduk ve çay rica etti.

Böyle bir durumda ne yapılır bilmem ki. Aslında erkek olsa ne yapıldığını bilirim ama bu bayan enteresan bir kişilik:) Arkadaşımla "bu nereden çıktı" diye göz göze bakışıp duruyoruz. Hatun kişi çok hoş sohbet, hemen konuşmaya başlıyor ve biz bloke vaziyetteyiz. Ara sıra telefon çalıyor ve ara veriyor, sonra yine devam ediyor. Ben servise gidip geliyorum ve halen dükkan da bilmem kaçıncı çayını içiyor.

Benim gelenim gidenim bellidir, kapımız herkese açıktır. misafirperverlikte kusur etmeyiz ancak, burada bir negatif niyet kokusu almaya başladım. Kumru yavrusunu o gelmeden önce bulmuş, dükkanın bir köşesine koymuştum. Onunla da yoğun ilgilenmeye başladı. Biz sessiz ve ne yapacağını bilmez vaziyette sadece izliyoruz, izliyoruz, izliyoruz...

Hatun kişi durdu, durdu ve "bu gece bana gelip misafirim olun" dedi. Biz iyice şaşırdık. Yer ve zaman kavramları uygunsuzluk sinyali veriyor du ve karşı taraf israr ediyor du.

Artık dayanamıyordum ve söze girdim. "hanımefendi, bizim işimiz ve beslediğimiz hayvanlar yüzünden hiç vaktimiz olmuyor. Sadece pazar günleri ev işlerinden arta kalan zaman da müsait oluyoruz lütfen bizi bağışlayın" diye kibar bir giriş yapayım dedim. Ne tahmin edersin sevgili günlük cüğüm? Köpeklerimiz de davet edildi:) Var bu iş de bir iş ama çözemedim gitti. Yine güzel bir dille bunun mümkün olmadığını anlattım. İsrar devam ediyor. Ben de bu sefer aynı şeyleri israrla tekrarlamaya başladım ve sonun da galip geldim. (tabi şimdilik.) "Ben sizleri çok sevdim yine uğrarım" deyip gitti. Arkadaşımla uzun süre şaşkın bir şekil de bakıştık. Akşam eve gidince de tartıştık. Zaman ne gösterir biliyorum ama "bilemem" yazacağım...

Bana ders oldu sevgili günlüğüm. Artık üst katlardan çöp, izmarit, kabuk atanlara ses çıkarmıyorum:)

Sevgili e-günlük, bu konu hakkın da seni bilgilendirmeye devam edeceğim ancak, bugün iyice düşünüp yeni bir strateji geliştirmem gerek:)
Gelelim bahçe işlerine. Dün akşam biraz vakit buldum ve söylediğim gibi bahçe de az kalan belleme işlerini bitirdim. Şimdi havalar açsa da domates, biber eksem diye bekliyorum:)

Şimdi servisten geldim yine yağmur bastırdı. (15:50) Hava da soğuk. Böyle nemli soğuğu da hiç sevmem. Bir zamanlar doğu illerimize gitmiştim. -20 dereceyi gördüm ama hiç İstanbul'da üşüdüğüm kadar üşümedim. Hava nemli olunca hissedilen soğuk, sıcak da farklı oluyor.

Sevgili e-günlüğüm, "bugün de akşam oldu, " veya "akşam oldu hüzünlendim ben yine" diyerek sana hoşçakal diyorum:)
"Her şey güzel, herkes mutlu olacak"

Biliyor musun? Kış ayların da, Moskova'da ki buz pateni pistleri 250, 000 metre karelik bir alanı kaplarmış.

Güzel söz: "Fazla güven duyduğunuz takdirde aldatılacağınız muhakkaktır. Fakat güvenmezseniz, hayatınız cehennem azabından farksız olur." FRANK CRANE

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..