Hakim Bey sordu...

HÂKİM SORDU…

Duydun mu hocam diye başlayan mesaj atmış bizimkiler(?)

“Taksim ve Gezi Parkı eylemlerine katılan yaklaşık bin kişinin tespiti yapılarak haklarına dava açmaya hazırlanılıyormuş…

Açsınlar ne olacak ki? Başbakanın talimatıyla açılan “Tencere Tava” davası var ki dünyanın gelmiş geçmiş en garip davaları arasında daha şimdiden yerini aldı bile…

***

Hâkim sordu;

“Söyle Leyla Hanım niye tencere tava çaldın?”

-Evde yağ yok salça yok yemek yapacak hiçbir şey, açlıktan, dese ne diyecek hakim

“Niye melodik ve ritmik çaldın niye balkona pencereye mi çıktın” diyecek…

***

18 yaşında Taksim ve Gezi Parkı eylemlerine katılan bir genç yakalanmış ve hakim karşısına çıkarılmış,

Hâkim de ciddi ciddi sormuş;

“Arkadaşlarınla kol kola yürümüşsün,”

-Evet!

“Her yer Taksim her yer Direniş, diye de bağırmışsın…“

-Evet!

“Polis müdahale edince ara sokaklara mağazalara kaçmışsın”

-Evet!

“Yaralanan (terörist) arkadaşlarına yardıma koşmuş polisi engellemişsin,”

-Evet!

Hakim ne soracağını bile bilmiyor, kendisine demişler ki yargıla ve kodese tık olmadı bundan sonraki yaşamını alt üst edecek dışlanacak açlıktan geberecek kararlar al…

Hakim soruyor mecburen;

“Bunları neden yaptın, bunlar devleti bölmek parçalamak içindir, suç olduğunu bilmiyor musun?”

-Ne zamandan beri, dese çocuk(?) ne diyecek ki hakim?

Ya da

-Demokratik ve anayasal haklarım gereği dese nasıl bir yalan uyduracak ki hakim?

***

Polis artık devletin polisi değil dün anladım; sokakta gördüğüm polislerin hiç biri sevgiyle saygıyla bakmıyor vatandaşa, herkes terörist herkes muhalif herkes suçlu…

Basit bir hatalı park için bile “Yunus” dedikleri polis her an vatandaşı dövecek kadar kızgın…

Bir dostum “Tayyip’ in Polisleri” dedi gülümsedim!

Doğru söze ne denir ki? Bu tip polisler devletin hatta halkın polisi asla olamaz…

Elbette içlerinde hiç de düşünüldüğü gibi olmayan binlercesi de var ama “İstisnalar kaideyi bozmaz” diye bir laf da var maalesef…

***

Eğer bu ülkenin yargıcı hakimi savcısı;

Demokratik hakları, anayasanın verdiği güvenceyle protesto etmek dayatmalara itiraz etmek sosyal yaşamına müdahaleyi reddetmek için yollarda yürüyen, duygu ve düşüncelerini silaha şiddete yer vermeden sloganlar atarak dile getiren, arkadaşlarını yalnız bırakmayan koruyan savunan gençlere;

Sırf bu nedenlerden dolayı ceza verecek ise bana göre; hiç biri o unvana o makama layık değildir…

Hakim bu ülkenin hakimi, savcı bu ülkenin savcısı hatta yargı da bu ülkenin yargısı olamaz…

Şayet her şeye rağmen böyle karar verirse ya da vermek zorunda(?) kalırsa;

Devletin hakimi savcısı değil tıpkı “Tayyip’in hakimi savcısı olmaktan da kurtulamazlar…

Ben bu ülkenin vatandaşına mermi sıkan dipçikle vuran süngüleyen askere bile ” Türk askeri” dir, demiyorsam polise de hakime de savcıya da hiç demem…

***

Başbakan onun Valisi onun Polisi sürekli söyleniyor; O eylemler de eylemcilerin arasında “illegal terör” örgütleri olabilir” hatta var...

İyi de kardeşim senin devlet olarak görevin o değil mi?  Yani iyi niyetli barışçıl hatta masum halkın arasına sızan ve kötü niyet besleyen terör örgütlerine illegal oluşumlara engel olmak, değil mi?

Ama daha bugüne kadar hiçbir terör örgütünü illegal örgütü yakalayıp “hakim” karşısına çıkarmadınız, varsa yakaladıklarınız “cezalandırmadınız…”

Yakaladıklarınızın hemen hepsi bu ülkede yıllardır faaliyet gösteren örgütler ve ne gariptir ki hiçbirinin Gezi Parkı eylemlerinde olmadıkları iddia ediliyor…

Bu ülkenin öğretmeni bu ülkenin doktoru bu ülkenin avukatı iş adamı sanatçısı aydını akademisyeni gazetecisi terörist olabilir mi?

Daha doğrusu bu ülkede AKP iktidarına muhalif olanların hepsi nasıl terörist olabilir, hakim bey…

***

İbrahim Tatlıses’in oğlu İdo, DJ’lik yaparak kazandığı para ile biriktirdiği okul harçlıklarıyla annesine 300 milyarlık lüks bir otomobil hediye etmiş…

***

Haklısınız Hakim Bey!

“Boynumuz kıldan incedir zaten kefenimiz de oldum olası cebimizde, verin kararınızI; insan bir kere ölür bin kere ölmez ki?”

Erdoğan ÖZGENÇ