Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hakkını vermek

Hakkını vermek
 

“Yaptığın işin hakkını ver”…. gibi sözleri pek çok kez duyar ya da söyleriz .Bu sözün, benim için taşıdığı anlamı ve önemini başımdan geçen bir olay ile paylaşmak istiyorum

1992 yılının Nisan ayı idi. Görevli olarak gönderiliğim M.T.A’dan dönüş yapıyorduk. Söğütözü ‘ne yaklaştığımız sırada önümüzde bulunan taksinin arka tekerleğinden taş fırladı. Ön tarafta oturduğum için fırlayan taş’ı ve bulunduğumuz arabanın ön camına geldiğini fark ettim.Refleks olarak sol kolumla yüzümü ve gözlerimi kapatmayı başardım. O sırada diğer arabadan fırlayan taş, ön cam’a isabet etmişti. Ön cam olduğu gibi kırıldı ve kırılan cam parçalarının büyük bir kısmı da benim oturduğum yere dolayısıyla da üstüme ve yüzüme geldi. Tabii şöför aniden frene basınca birde zincirleme kaza oldu. O sırada yakında bulunan polis ekibi kazanın olduğu yere geldi. Acilen Konya yolu üzerindeki Trafik ve Travmotoloji Hastahanesi’ne götürüldüm. Hastahane’ye gittiğimizde her zaman yapılan birtakım işlemler çabuk bir şekilde tamamlandıktan sonra, Acil Servisine götürüldüm. Serviste bulunan genç pratisyen doktor, öncelikle bana, bir ağrı kesici iğnesi vb. yaptı. Sonra yüzüme gelmiş olan cam parçalarını teker teker ve büyük bir özenle çıkardı.Ardından bana alnımda ve yanağımda dikiş atılması gereken birkaç yer olduğunu belirtti. Pratisyen doktorumuz dikiş atmaya yeni başlamıştı ki içeri başka bir pratisyen doktor arkadaşı geldi. Ve ”Yahu, bir an önce şu dikişleri at , olsun bitsin. Ne diye bunca zamandır uğraşıyorsun ki?” dedi. Bu söz üzerine genç pratisyen arkadaşımız, arkadaşına dönerek “Olur mu hiç? Her şeyden önce hastamız bir bayan üstüne üstlük yüzüne dikiş atıyorum” diye cevap verdi.Bu cevabı verdikten sonra da yapmakta olduğu işine devam etti. Uzunca bir süre geçip, gerekli yerlere dikiş atıldıktan sonra ifade vermek için karakola oradan da şirkete gittim.….

Yaşadığım bu olaydan birkaç gün sonra ise arabaların bakımını yapan firmanının, kaza geçirdiğimiz arabanın bakımı sırasında ön cama çift cam yerine eski tip tek cam taktığını öğrendik.

Genç pratisyen doktorumuz eğer isteseydi. Zamanını yaptığı bu iş için geçirmez, arkadaşının söylediği gibi gerekli olan yerlere çabucak dikiş atıp beni gönderebilirdi.Ancak yukarıda da belirttiğim gibi özenle uğraştı.Çünkü, öncelikle mesleğini ve yaptığı işi, daha da önemlisi insanları seviyordu.On beş yıl önce başımdan geçen bu olayı hatırlıyor ve hatırladıkça genç pratisyen doktoru minnetle anımsıyorsam, bu da pratisyen doktorun mesleğine duyduğu saygı ve yaptığı işi ne denli hakkını vererek yaptığının bir göstergesidir.

Bana göre “Hakkını vermek “sözünün gerçek anlamı ve önemi de buradan gelmektedir. Bundan dolayı da, ne yaparsak yapalım ama hakkını vererek yapalım.

(www.isparta.gov.tr)

 
Toplam blog
: 226
: 1337
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

1960 İstanbul doğumluyum. Kitap okumayı, yazı yazmayı, resim yapmayı ve yabancı dil'den Türkçe'ye..