Halep’ten ayrılanlar kim, Halep’e dönenler kim?

Ortada gayet tuhaf bir durum var…

Çatışmaların yıllardır sürdüğü, yakılıp-yıkılan Halep’te bir “taraf” kazandı, diğer “taraf” yenildi… Çatışan taraflar, elbette silahlı kesimlerdi. Silahsız kesimlerin ise “tarafsız” olmaları gerekir, öyle değil mi? Çünkü ellerine silah almamış, çatışmaya girmemişlerdir. Dolayısıyla, çatışmadan kim galip çıkarsa çıksın, siviller için pek fazla bir şeyin değişmemiş olması lâzım!

Ama öyle olmadığını görüyoruz.

Halep’te çatışmalar sona erince, şehirden, ağırlıklı olarak sivillerin tahliye dildiğine şahit olduk… Ki içlerinde ihtiyarlar, tekerlekli sandalyeliler, çocuklar, kadınlar, hastalar da vardı…

Sivillerin şehri terk etmesi için sebep ne?

x   x   x

Halep’ten sivillerin tahliyesi sürerken, 24 Aralık tarihli Euronews’te bir haber başlığı:

“Halepliler, yıkıma rağmen evlerine dönmekten mutlu”

Yukarıdaki resim eşliğinde verilen haberde, “Halep’te hummalı bir çalışma var. İş makineleri enkaza dönen kentteki yolları temizlemeye çalışırken, memleketlerinden ayrı düşen Halepliler ise tüm yıkıma rağmen evlerine dönmenin mutluluğunu yaşıyor.” dendikten sonra dönenlerin şu görüşü paylaşılıyor:

“5 yıldır uzaktaydık. Sevincimiz büyük. Suriye ordusu kentimizi kurtardı ve sonunda gelebildik.”

Allah Allah!

Peki, şimdi Halep’e dönenler kim, daha evvel neredeydiler, nereden dönüyorlar?

Evlerinden zorla mı çıkarılmışlardı? Onların yerine, şu, şimdi Halep’i terk edenler mi yerleştirilmişti?

Belli değil!

Suriye’de vaziyet göründüğünden çok daha karmaşık!

x   x   x

Gerçek ne, bizim medya haberi nasıl veriyor?

23 Aralık Cuma günü, Habertürk ekranında haber başlıkları altyazı olarak, aşağıdan yukarıya doğru devamlı kayıyor. Bunlardan biri de şu cümle: Putin, Türkiye’nin yardımları olmadan Halep’ten sivillerin tahliyesi mümkün olmazdı.

Haberin aslı ne?

BBC Türkçedeki haberin ilgili bölümü aynen şöyle:“Putin, Doğu Halep'teki muhalif savaşçıların ve sivillerin tahliyesinin Rusya, Türkiye ve İran'ın yardımları ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın iyi niyeti olmadan mümkün olmayacağını da sözlerine ekledi” (23.12.2016)

Buyurun, bu çarpıtmaya veya eksiltmeye bakarak, Türk medyasına güvenin!