Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Halil İbrahim bereketi

Halil İbrahim bereketi
 

Birçok insanın zaman zaman dile getirdiği bir terim vardır, bereketli, bereketsiz. Önce bereket nedir, bunu bilmemiz gerekir.

Bereket; bolluktur, çokluktur.

Bereket; bolluk, çokluk, feyiz gibi Cenab-ı Hakk’ın lütfu, ihsanı manalarını içerir. Araf suresinin 96. ayetinde ise iman ve takva sahibi toplumlara gökten ve yerden bereket kapılarının açılacağı, insanların başına gelen felaketlerin ise onların tuttuğu kötü yol sebebiyle olduğu açıklanmıştır. Bu ayetin tefsiri yapılırken gökten ve yerden gelecek bereketler; yağmurun yağması, toprağın verimli kılınmasıyla mahsül ve gelirin çoğalması, böylece nimet, ferah ve saadetin artması şeklinde yorumlanmaktadır.

Mümin her türlü hayrın, nimet, bereket ve bolluğun Allah'ın kullarına bir ikramı olduğuna inanır; dua, niyaz ve dileklerinde daima ona yönelir. Her şeyi ondan ister, her hayrı ondan beklerse güven ve huzura ulaşır. Ona bu inancı, davranışlarına da yansıyarak kamil bir insan olmasını sağlar.

Birçoğumuz ALLAH halil ibrahim bereketi versin deriz. Halil İbrahim bereketi nereden geliyor.

Bakın nereden geliyormuş hemen anlatayım.

Büyük din ve bilim adamlarından Ulu Arif Çelebi...... anlatıyor :
> >>Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış. Büyüğü Halil, küçüğü ise İbrâhim.. Halil, evli çocuklu. İbrahim ise bekârmış. Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin. Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş, bununla geçinip giderlermiş.

Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı, ikiye ayırmışlar.
İş kalmış taşımaya.

Halil, bir teklif yapmış: İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim, sen buğdayı bekle.

Peki abi demiş İbrahim... Ve Halil gitmiş çuval getirmeye.

O gidince, düşünmüş İbrahim: Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine.

Böyle demiş ve kendi payından bir miktar atmış onunkine... Az sonra Halil çıkagelmiş. Haydi İbrahim! Demiş, önce sen doldur da taşı ambara.
Peki abi!

İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola .O gidince, Halil'i düşünür bu defa:

Der ki: Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var, ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek, ev kurup evlenecek. Böyle düşünerek, kendi payından atar onunkine birkaç kürek.. Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü kendi payından atar.

Bu, böyle sürüp gider. Ama birbirlerinden habersizdirler. Nihayet akşam olur, karanlık basar. Görürler ki, bitmiyor buğdaylar. Hatta azalmıyor bile.. Hak teala bu hali çok beğenir. Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir k ... Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler, şaşarlar bu işe. Aksine çoğalır buğdayları. Dolar taşar ambarları. Bugün 'Bereket' denilince, bu kardeşler akla gelir. Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir...
işte böyle. ALLAH HEPİNİZE HALİL İBRAHİM BEREKETİ VERSİN

 
Toplam blog
: 88
: 850
Kayıt tarihi
: 08.10.07
 
 

İnsanın insanlara verdiği değerlere sahip çıkılmazsa İNSANLIK ölür.. Önce değerlerimize sahip çık..