Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '11

 
Kategori
Eğitim
 

Halis'in Kuralay'ın Hayata Dokunuşları

Halis Kuralay, doğuştan görme engellidir. Halis’e bir kız arkadaşı, gömleğinin kirli olduğunu söylediğinde biraz utanır ama çok mutlu olur. Çünkü birisi onunla ilgilenmiştir. 

Ders yaparken daktilo, kabartma kullanır, ders çalışırken okuyucu arar. 

Bir arkadaşının Duvar Gazetesi ve yazılarının altındaki öğrenci isimlerini okumasıyla, kendisi de şair olabileceğini hisseder ve Atatürk’le ilgili bir şiir yarışmasında birinci olur. 

Rüya yaşamaktır der ve âmâların da rüya görebileceğini söyler. 

Önceden namaz kılamazken, okulunda mescit olduğunu fark ettiği zaman, artık namazlarını kılmaya başlar. Bunun yanında görme engellilere de namaz öğretmeye kalkar. 

Bir gün bir elektronik mühendisi ile tanışır. Mühendis görme engelliler için yarasaları örnek alarak konuşan gözlük yapmaya karar verir ve rapor hazırlamasını ister. Halis pek de bunun taraftarı olmaz. Askere gidecekleri zaman adam sorar: Okuma-yazman yok herhalde, der. Halis’in, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunuyum demesi, onu çok şaşırtır. 

Lions derneğinden beş bayan Halis’e ve iki görme engelliye yardım etmek ister. Gözlerinin açılması için. Ama o bunu reddeder. Benim zaten kurulu bir düzenim var, der. 

Büyük Çekmece Lisesindeyken, sosyal etkinliklerden mahrum kaldığını fark edince, İstanbul içinde bir okula tayininin alınmasını ister ama kabul edilmez. 

Samsun’a kampa gidiyor tek başına. 

Boğaziçi Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünü kazanıyor. Ailesinde, hatta sülalesinde tek kazanan kişi olması, onun için bir ayrıcalıktır. 

Üniversitede her görme engelliye bir asistan verilir. Bir de üniversite kütüphanesinde Braille diye bir bölüm bile var. Sadece görmeyenler için düzenlenmiş. Kitapların dili İngilizce’dir. 

Norveç’te bir kampa katılır. Her kültürden insanla kaynaşır. İşportacıya özenip Emiönü’nde sabun satmaya karar verir. Amacı maddi değil, hayatı öğrenmektir. Tekrar vazgeçmeyip, kitap ve dini kasetler pazarlamaya çalışır. Bunun manevi boyutundan doyuma ulaşmaya çalışır. Hatta hiç para kazanmayı düşünmez. Bu olay, kendisine sabretmeyi, insanlarla anlaşabilmeyi öğretir. 

İstihdam sekreterliği yapar. Örneğin; memleketi Çanakkale’de sebze-meyve satılacak tahtadan kasa yapma projesiyle uğraşır. Topluma görme engelliyi tanıtmak için Vurgu adında bir gazete çıkarır. Boğaziçi hareketi, dernekler arasında az da olsa yumuşama sağlar. 

Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek ister. Çünkü engellilerin de imtihandan sorumlu oğlunu bilir. Pakistan’dan kabartmalı Kur’an getirtir. Önce öğrenip, sonra da Kabartmalı Kur’an Öğrenme Seti hazırlarlar. Halis, Beyaz Ay Derneğinin kurucusudur. Burada görme engellilere bilgisayar kullanmayı öğretir. Görme engellilere, ekranda yazan yazıları sesli olarak okuyan özel ekran okuyucu programları geliştirir. 

Bu sayede, Beyaz Ay kurslarına katılan birçok öğrenci üniversite sınavını kazanır. Yani sıra ilkokulu, ortaokulu, liseyi dışarıdan bitirme kursları düzenleyerek, birçoğunu diploma sahibi yapar. 

İngilizce kursları başta olmak üzere, santral operatörlüğü, bağımsız hareket, kabartma yazı, çorap örme kurslarıyla eğitime ağırlık verir. 

Bir de dergi çıkarır. Bu dergi sesli bir dergi ve teyp kasetinden oluşur. Bu Beyaz ay 8 şubeye ulaşır. 

Halis Kuralay, öğretmen olabilmenin genel şartı, görmek değil, bilgidir, güzel ahlaktır, iyi iletişim kurabilmektir, der. 

Halis Kuralay’ın eşinin gözleri görmektedir ve aynı üniversite Kimya Bölümü mezunudur. 

Sonuç: 

Toplumumuzda görme engelliler, daima pasif ve yardım edilen konumundadır. Oysa onlara imkanlar verilmesi veya önlerinin açılması durumunda, aşamayacakları engel yoktur. Halis, bunun tipik bir örneğidir. 

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..