Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '17

 
Kategori
Güncel
 

Halk Özel Harekat - HÖH

Halk Özel Harekat - HÖH
 

Ankara Gölbaşı’da 4 yıl oturdum. Bilirsiniz, Polis Özel Harekat merkezi Gölbaşındadır.

Komşularımız çoğunlukla özel harekatçıydı. Ve orada oturduğumuz 4 yıl içinde yurdumuzun muhtelif yerlerinde terörle mücadele ederken şehit düşen kahramanlarımızdan  pek çoğu komşumuzdu.

Yanımızda yöremizde apartmanlara asılan dev bayraklar süsledikleri evlerde ateş düşmüş yuvaların, kor düşmüş yüreklerin dumanını gölgeleyemezdi.

Babacıklarının, anacıklarının (şehitlerimiz bazen de bayan polis olurdu) peşlerinden yanaklarından boncuk boncuk  süzülen gözyaşlarını silmeye kıyamadığımız yavrucukların yüreklerimizde açtıkları yaralar onların yaşadıklarının yanında sönük kalır.

15 Temmuz gecesi kendi savaş uçaklarımızdan yağan ölümle şehit verdiğimiz 42 polisimizden çoğu yine bizim oturduğumuz sitedendi. O yuvaların ışıkları yanmadı bir daha…

Ankara’nın ayazını bilirsiniz. Gölbaşının Elmadağ eteklerine doğru Ankara kışının iliklere işleyen soğuğunu ise ancak yaşayan bilir. Bizler o soğuk kış günlerinde kaloriferli evlerimizde huzurlu ve sıcak yuvalarımızın mutluluğunu yaşarken,  karın sisin içinde zorlu kış koşullarında terörle mücadeleye hazırlanan polislerimizin sabahlara kadar yürüttükleri eğitimleri esnasında yaşadıkları ızdıraplardan bırakın haberimizin olmasını, ruhumuz bile duymazdı…

Ve bilir misiniz, o pırlanta gibi çocukların pek çoğu işletme, mühendislik, eğitim gibi polislik mesleği dışında eğitim alanlarından geliyorlar.

Bir Temmuz günü bu pırlanta çocuklardan tanıdığım birinin ziyaretindeydim. Havanın çok sıcak olduğundan söz edecek oldum, ortamda bulunan yirmili yaşlardaki meslekte henüz ikinci yılında olduğunu söyleyen aslan parçası, “… aman abi, daha kemiklerim ısınmadı… kışın ayazlarda sabahlara kadar dışarıda kaldığımız gecelerin üşümüşlüğünü atamadım henüz…” diyip gülümsemişti.

Ne kadar çabalasam, anlatamam onların yaşadıklarını… Bilgim, mahalle komşuluğu ve medya yayınları üzerinden uzaktan izlemekle edinilenlerden ibaret… Ancak yaşayan bilir.

Ve onlar da anlatmazlar pek.

Türkiye neredeyse yarım asır oldu, terörle mücadele ediyor. Ve galiba en büyük başarı son bir iki yıl içinde elde edildi.

Onlar bu başarının isimsiz kahramanları.

Özel Harekatçılar.

Ünvanları polis ise PÖH, yani Polis Özel Harekat ve ünvanları jandarmaysa, JÖH… Jandarma Özel Harekat.

Bu isimlendirmeyle kahramanlığın, mücadele azminin, gözü pekliğin markası oldular.

Ekonomi ve ticaret dünyasında iyi bilinir. Kalitelerinin sağladığı saygınlıklarıyla piyasaya ağırlıklarını koyan markalar taklit edilerek gerçek markanın itibarından yararlanmaya çalışan girişimciler olabilmektedir.

Tıpkı bunun gibi PÖH ve JÖH markalarının taklit edilmesi yoluyla menfaat sağlama çabalarına da tanık olunmaya başlandı.

Ticari marka sahteciliklerinde olduğu gibi, sokakta FETÖ darbesine karşı canı pahasına mücadele veren halk deneyimiyle  PÖH ve JÖH markalarının birleştirilmesinden türetilen ve sözüm ona Halk Özel Harekat isminin kısaltılmışı olan bir sahte HÖH markasıyla menfaatlenme çabaları baş göstermeye başlandı. Öyle ki bu çevreler işi PÖH ve JÖH araçları görüntüsü verilmiş araçlarla boy gösterme kadar vardırdılar.

Seçilen HÖH markasıyla, devletin Özel Harekatçılar gibi anayasal ve yasal silahlı kurumlarıyla paralellik görüntüsü algısı oluşturulmaya çalışıldığı gözlerden kaçmıyor. Bu yolla kamuoyundan yükselebilecek tepkilerin  sindirilmesine çalışıldığı anlaşılıyor.

PÖH ve JÖH, meşruiyetlerini anayasadan ve yasadan marka değerlerini ise kahramanlıklarından almışlardır.

Ticaret hukukunda dahi markaların taklit edilmesi, istismar edilmesi girişimlerine karşı koruyucu hükümler mevcutken Ülkenin asli silahlı güçlerini taklit ederek devletin çeşitli katlarına yaranma çabasında olup  kişisel şöhret ve ikbal peşinde koşan kimilerince ve üstelik sanki devletin bu türden yasa dışı ve esrarengiz yapılanmaları varmışçasına töhmet altına sokulmasına yol açan oluşumlara izin verilmemelidir.

Halkın 15 Temmuz gecesi kahramanlığına romantik bir isim bulma niyeti dışında amaçlar yoksa bir diyeceğimiz olamaz. Ancak bir milis yapılanması çabasının dışa vurumu söz konusuyla buna itiratımız vardır.

PÖH ve JÖH gibi markaların itibarlarının korunması zorunluluğunun yanında ayrıca halkımızın bu türden yasa dışı oluşumlara iltifat ederek güç ve cesaret vermekten özenle kaçınması gerekir.

İhtiyaç halinde ülkenin seferberlik kanunları işler.

Binlerce yıllık devlet geleneklerine sahip Türkiye Cumhuriyetinin HÖH gibi yasal dayanaklardan yoksun basit yapılanmalara ihtiyacı yoktur.

 

Kenan IŞIK

 

 

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..