Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '16

 
Kategori
Anılar
 

Halk şairi Aşık Halil Karabulut 'u anarken

Halk şairi Aşık  Halil Karabulut 'u anarken
 

Aşık Halil Karabulut ( 1926- 16 Ağustos 2010 )


Halk şairi Halil Karabulut Çukurova / Osmaniye - Kadirli ilçesinin yetiştirdiği Türk halk edebiyatında önemli yer tutan bir halk şairidir.1926 Kadirli’de doğmuş ve 16 Ağustos 2010 yılında aramızdan ayrılmıştır. Vefat etmeden önce zaman zaman telefonla görüşüyor birbirimize mektuplar da gönderiyordu. Bir kendisine bir mektup yazmış ve bazı sorular sormuştum.  12.06.1998 günlü mektubunda bana daktilo ile yazdığı mektubunda şunları yazmıştı. Aynen yazıyorum:

           Çok değerli şair dostum kıymetli eğitimci

           Abdülkadir GÜLER Bey,

        Mektubunuzu aldım, memnun oldum. Kitabımı beğendiğiniz için teşekkür ederim. Ben de eserinizi çok kıymetli bir eser olarak gördüm, yazacaktım ki mektubunuz geldi. Tebrik ederim, Başarınızın devamını dilerim. Doç. Dr. Saim Sakaoğlu’nun adresi aşağıdadır. İsterseniz gönderirler. Son şiiriniz Hacı Halil Paşa Halk Kütüphanesi çok şahanededir, tam bir kadirşinaslık belgesidir. Aziz üstadım bir kısım sorular sormuşsunuz, sırası ile cevaplıyorum.

        Hayat Hikâyem, 1926 yılında Adana’nın Kadirli ilçesinin Mehmetli köyünde doğdum. İki yaşında iken babamı kaybettim, yetim büyüdüm. Küçük yaşta iken çitçiliğe başladım. Baba mesleğimiz çiftçiliktir. Köyde zor şartlar altında büyüdüm. 15-16 yaşında iken şiir yazmaya başladım. Şiirlerim daha çok manevi yönde ağırlık kazandı. Birçok şiir yarışmalarına katıldım, bir kaçı hariç genelde hepsinden birincilikler aldım. Konya Aşık lar Bayramına tam 15 kez katıldım, bundan da ödüller aldım. Cumhuriyetimizin 50.yılında Başbakanlıkça açılan şiir yarışmasına katildim, 1974 Kıbrıs Barış hareketine deniyle açılan şiir yarışması, 1981 de Atatürk’ün doğumunun 100.Yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırmaları Dairsi Başkanlığının  açmış olduğu Halk şairleri arası Eser yarışmasına da  katıldım ve birincilik ödülü olarak 5000 TL kazandım,.Yine Kültür ve Turizm Bakanlığının  Türk İstiklal Savaşı konulu  şiir yarışmasında da birincilik aldım. Bundan da 12.500 TL aldım. 

       Halk şairi halk içinden çıkmış halkın diliyle konuşan dertleriyle dertlenen, ilgilenen, tarafsız olan halk kültürünü sesi ve sazlarıyla yaşatan, hece ve düzgün uyak (kafiye) ile yazan bu vasıflara haiz olan şiir yazanlara halk şairi diyoruz.

        Gençlere mesajım ise: Güzel ahlak sahibi olmak, bilgili, görgülü, faal milliyetçi, yani milletini, vatanı seven birlik ve beraberlikten yana olmalarını tavsiye ederim. İçinde yaşadığı topluma faydalı birer insan olsunlar. Türkçeye gelince arı ve duru konuşur yazarım, Yabancı ağdalı ve anlaşılmayan sözcüklere asla iltifat etmem. Tarihimize ve kültürümüze yakışır şekilde yazmalıyız. Çünkü zengin ve onurlu bir tarihimiz vardır. Tek keleme ile yaşayan Türkçeden yanayım. Size iki şiirimi ekte sunuyorum. İlginize teşekkür eder, bu vesileyle selam ve saygılarımı sunuyorum.” Bunları bana12.06,1988 tarihli mektubunda yazmışlardı. Dostlumuz devam etti, Lakin bir türlü bir araya gelmek kısmet olmadı. Bu mektubuyla birlikte bana iki şiirini ek olarak göndermişlerdir. Bunlardan “Teşhis” başlıklı şiirinde şunları yazıyor:

Bir kimse görürsen neşesiz, kırgın

Ya kesesi boştur, ya borcu çoktur

Kim talihten dertli, feleğe dargın

Can evinde eşi zehirli oktur

***

 

       

Görsen ki bir kişi kendini över

Madeni adidir, yok onda değer

Kim gaddar, kavgacı, şirretse eğer

Onda ilim kısa,  işkembe çoktur   

***

                Her kimin yüzünde parlıyorsa nur

                Vardır o kimsenin kalbinde huzur

                Şu Âşık Halil’in teşhisi budur

                O gizli halleri anlayan doktor

       Onu Âşıklar bayramına davet eden Feyzi HALICI, Âşık Karabulut’un 2003 yılında bana imzalı olarak armağan ettiği “Şiire Adanan Ömür“adını taşıyan kitabının giriş bölümünde şunları yazıyor: “ Halk şairlerimiz; sanatı canı kadar seven milletimizin gören gözü, duyan kulağı, konuşan dili olma özelliğini Orta Asya’dan itibaren benliğinde yaşamış, yaşatmış yüzyıllar boyunca bunun en canlı ve güzel örneklerini başarıyla  vermişlerdir. Konya’da başlattığımız“Âşıklar Şöleninin” altıncı yılında, yani 1972’de tanıdım. Değerli halk şairi Halil Karabulut’un, Yunus Emre gibi memleket tüten, toprak tüten bir kişiliği vardı. Bir şeyi yapmış olanın bir görünümü vardı. O halini bu gün de aynen yaşamaktadır. Yüksek sesle ve albeni’li konuşmayan“ haddeden geçmiş nezaket” içinde, yalınca bir sesle  şiirlerini söyleyen  bu gönül şairimiz,asırlardan beri bur süzme bal lezzetinde,bu sanatı devam ettiren gerçek aşıkların günümüzdeki  örnek temsilcisidir.O’nun şairliği yanında, bir gönül ressamı olarak olayları değerlendirişi, tatlı bir nağme halinde mısralara di-uyarlılığını emanet edişi vardır ki bu hal, onun , ölümsüz kişiliğinin aşikar bir aynası  ve mikrofonudur. Halil Karabulut’un dili, deyişi, nakış nakış mısraları örtüşü, gönül ufkumuzu bir refah. Bir serince rüzgar örneği tutar da tutar. Güzel deyişleri  Çukurova’ya has,yep yeni sözcüklerle , derin, anlamlı  bir güzellik iklimine  insanı alır, götürür. (1)  

        Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU’da halk şairi Halil Karabulut’u yakından tanıyor. Onun hakkında birçok araştırmalar yapmış ve bunları “Seninle Aşkınla” da (1987), adını taşıyan  bir kitapta toplamışlardır. S.SAKAOĞLU Âşık Halil KARABULT için şu tespitleri yapıyor: “ 25 yıllık dostum, büyüğüm Halil Karabulut hakkında çok  şeyler yazdım, yayınladım. Bunlar kitaptı, makale idi, konferans metni idi vb. Onu iki yıl sonra 1975’te Konya’daki Aşklar Bayramında tanıdım. Değerli öğrencilerimle birlikte Ali Berat Alptekin ve Esme Şişek’le birlikte Bağdaş Yaylasındaki evlerinde bizi ağırladı. Ankara’da vereceğim konferans için Ankara’ya davet ettik, Hâsılı şiir ikliminde dostluğumuz pekişti. Karabulut sessizce çağlayıp durdu. Onu, ancak  şiir zevkini yakalayabilmiş olanlar işetebildi. Karabulut bizim insanımızdır, bizim aşağımızdır., bizden biridir. Bizsim görmediklerimizi gözlerimizin önüne serivermiştir. (2)   

Türk halk edebiyatının önemli duayenlerinden iki önemli imza Feyzi Halıcı ve Prof. Dr. Saim Sakaoğlu bunları söyledikten sonra bizlere söz düşmez sanırım.

Eserlerinden bazıları: Destan Atatürk( 1987).Senin Aşkınla Prof.Dr. Saim Sakaoğlu tarafından hazırlanmıştır (1987), Damlada Derya Gizlidir, Haz: Folklor Araştırma Dairesi ( 1987),Şiirlere Adanan Ömür ( 1999),Altın Mısralar ( 2001) 

Şiirleri, Çağrı, Türk Edebiyatı, Defne, Yeni Defne, Öncüler, Size, Tarla, Gülpınar, Burak, Karınca, Güneysu ve Ozan gibi dergilerde, Türkiye’de Yarın, Tercüman, Güneş, Hür Anadolu, Devrim, Mücadele ve Son Havadis gibi ulusal gazetelerde ve bir zok seçkilerde yer almıştır.

Âşık Halil Karabulut 16 Ağustos 2016’da aramızdan ayrılmıştır. Vefatının 6. Yılında saygıyla ve rahmetle anıyor, mekânı cennet olsun diyorum.

1-  Feyzi Halıcı, Şiire Adanan Ömür-   Aşık Halil Karabulut, Kadirli Belediyesi Hizmet yayınları, 1999

2-  Prof.Dr. Saim Sakaoğlu, Altın Mısralar, Âşık Halil Karabulut- Kadirli Belediyesi Hizmet Yayınları, 2001

 

Abdülkadir GÜLER 

15.06. 2016- SÖKE

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..