Halk toplumsal refleksini yuh çekerek gösterdi

Fıkra bu ya, Temel köyden şehire gelmiş. daha küçük ortaokul talebesi. Okula başlamış ve sınıfta bir kızla arkadaş olmuş. Tesadüf kız aynı zamanda komşuymuş.

Bisiklete binmeyi henüz bilmeyen Temel, bisikletinden inmeyi hiç düşünmeyen kız arkadaşıyla oynamayı çok severmiş. Kız nereye gitse Temel de koşarak peşinden gidermiş.

Bir gün kız bisikletiyle bir engele takılıp düşmüş yuvarlanmış. Bu arada etekleri de açılmış ve kilotu görünmüş. Temelin şaşkın şaşkın baktığını görünce çok utanmış ve birden toplanarak kalkıp bisikletine atladığı gibi, sanki hiçbir şey olmamışcasına yoluna devam etmiş. Bir yandan da Temel'e şöyle sesleniyormuş:

– Nasıl, refleksim harika değil mi?

Refleksin ne olduğunu bilmeyen Temel biraz duraksadıktan sonra:

– Uy, buralarda ona öyle mi diyler, deyivermiş.

Refleksin ne olduğunu sanırım siz biliyorsunuzdur. Ben yine de Türk dil kurumunda yazan şeklini buraya almak istiyorum.

Refleks = Tepke = 1 . Dıştan gelen bir uyarım sonucu doğan hareket, salgı gibi iç tepkilere yol açan irade dışı sinir etkinliği, yansı. 2 . (ruh bilimi) Dıştan gelen bir uyarım sonucunda doğan ve hareket, salgı vb. tepkilere yol açan samimiyetsiz sinir etkinliği.

Yani iki anlamı var ve ikisinin de ortak yönü, bir sinir etkinliği oluşu. Ancak bu etkinliğin iki özelliğini de hesaba katmamız lazım. Biri irade dışı oluşu, ikincisi ise samimiyetsiz oluşu.

Şimdi sayın Genelkurmay başkanımızın halktan istediği "kitlesel refleks"in ne olduğunu belki daha iyi anlayabiliriz.

İşte bugünün haberlerinde mesaj yerine ulaşmış gibi. Ankara Kocatepe camiinde şehit Kadir Yalçın'ın cenaze töreninde "bozkurt" işareti yapan bir grup, terörü kınayan sloganlarla birlikte, Genelkurmay Başkanı Orgeneral yaşar Büyükanıt'ı alkışlamışlar ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü de yuhalamışlar.

Halkın kitlesel refleksi acaba böyle bir şey mi?

Bu tür refleksler çoğalırsa, sözgelimi, hükümet erkânı ve bakanlar, sokakta yürüyemez hale gelirlerse, her yerde herkes tarafından yuhalanırlarsa terör azalır mı, yoksa durur mu?

Bu nasıl bir bağlantıdır ki, terör sebebiyle her gün halkın gözünden düşmesi ve oy kaybetmesi beklenen bir hükümet, seçimleri kazanmak için var gücüyle uğraşırken, terörün azmasına izin veriyor, ya da onun artmasına katkı sağlıyor.

Mantıkların bu kadar köreldiği bir yerde, doğru bir hedefe varabilmek ne kadar mümkün, sakin tafayla bir düşünmek lazım.

Bugün Genelkurmay şöyle bir açıklama yapmaya ihtiyaç duymuştur :

"Silahlı Kuvvetlerce ulusumuzun tümüne yapılan "teröre karşı toplumsal refleksimizi gösterme" çağrısı belirli gruplara veya kesimlere mal edilemez. Bu çağrıda kastedilen; toplumsal tepkinin, kesinlikle şiddet içermeyen demokratik kurallar içerisinde gösterilmesidir."

Kesinlikle şiddet içermeden demokratik kurallar içerisinde gösterilebilecek bir toplumsal refleksin yuh çekmekten başka ne olabilecegini aklı eren biri bana anlatabilirse gerçekten çok sevineceğim.