Halk uyanıp ayağa kalktığında her şey onun önünde eğilir!

CHP FARKLIDIR! Milletvekili adaylarının büyük çoğunluğunu 600 binden fazla parti üyesi oy kullanarak belirlemiştir! 2011 yılında seçilen 135 milletvekilinin 40'a yakınının partili olmadığı sonradan anlaşılmıştı! O zaman, eski yönetime muhalif olduğumuz ve büyük çoğunluğunu tanımadığımız için bizi atlatmışlardı!  

2015 seçimleri için ise, diğer partilerde bir iki kişinin iki dudağı arasından çıkacak söze bakılırken; CHP'de 29 Mart 2015 Pazar günü 45 seçim çevresinde Hâkim Nezaretinde ÖNSEÇİM yöntemiyle, 10 seçim çevresinde Örgüt Nezaretinde EĞİLİM yoklaması yöntemiyle, 367 milletvekili adayını parti üyeleri belirlemiştir! Oranı 367/550= %67’dir! Hâkim nezaretinde yapılan önseçimlerde sonuçlar değiştirilemez! Örgüt nezaretinde yapılan eğilim yoklamasında da Sayın Kılıçdaroğlu’nun duruşu nedeniyle sonuçlar değiştirilememiştir!

Yaşamının büyük bir bölümünü CHP içinde mücadele ederek yaşamış partililer, partiye el koymuştur! Geçmişte; siyasi çalışmalarını ahbap-çavuş ilişkileri ile müphem bir şekilde yürüten, müzmin ve kronik olarak milletvekili sandalyesinde oturan, yandaşlarını yerel meclislere atama yöntemiyle yerleştiren, birçok ünlü dâhil kim varsa önseçimlerde tasfiye olmuştur… Önseçime katılmamış olan, fakat iki dönemden fazla parlamentoda görev yapmış olan mevcut milletvekilleri (Sayın Baykal hariç) önseçime katılmış olsalardı kesinlikle eleneceklerdi…

2000yılı itibariyle Baykal-Önder yönetiminde o zamanki diğer MYK üyelerinin de katkılarıyla unutturulan geleneklere yeniden dönülmüştür. Mesela100 mevcut milletvekili önseçime katılmışsa, 90'ı seçimleri kaybetmiştir. Üyeler çalışkan milletvekillerini ön sıralara getirmiştir!

Geriye kalan 183 milletvekili adayı için; 30 seçim çevresinde 491aday adayı arasından, 147 adayı Parti Meclisi (PM) Merkez Yoklaması yöntemiyle belirlemiştir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu gereği %5 oranında önseçim yapılan yerlerde 28 kontenjan, eğilim yoklaması yapılan yerlerde 8 kontenjan olmak üzere toplam 36 kontenjan adayı, 461 aday adayı arasından, CHP Genel Başkanı tarafından belirlenmiştir.  Sayın Kılıçdaroğlu, MYK Üyeleri ve Grup Başkan Vekilleri hariç, önseçimlere katılmayan mevcut milletvekillerinin %99’unu kontenjan adayı göstermemiştir!

KONTENJAN ADAYLARI BELİRLENMEDEN ÖNCE: ”2010 yılından sonra, Sayın Kılıçdaroğlu kimleri MYK Üyesi olarak atadı! Kimleri; bilhassa 2014 yerel seçimleri sonrası başarısız oldukları için görevden aldı! Görevden alınan ancak, Avrupa Parlamenterler Birliği ve Sosyalist Enternasyonal için belli görevlere seçilenler hariç olmak üzere; Sayın Kılıçdaroğlu görevden aldığı (eski) MYK Üyelerini, kontenjan milletvekili sıralarına yazamaz! Yazarsa, kendi kendisiyle çelişmiş olur! Yazarsa, başarısız olmuş kişileri milletvekili yapmış olur! Yazarsa, parti kamuoyunda olumlu karşılanmaz! Çünkü onlar, üyelerin karşısına çıkmaktan korkmuşlardır! Çünkü onlar önseçimden kaçmışlardır” diye yazmıştım.

Büyük ölçüde düşündüğüm gibi oldu! Ancak, İstanbul 3.bölge 1.inci sıraya Bihlun Tamaylıgil (2014 yerel seçim komisyon üyesi) yerine başka bir kadın aday, İstanbul 3.bölge 5.inci sıraya Erdoğan Toprak yerine, Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın aday gösterilmesi çok daha isabetli olurdu…

YUNANİSTAN BAŞARDI BİZ NİYE BAŞARMAYALIM! Ben sonuca bakarım! Yunan halkının kömür, nohut ve makarna almadığını, aldıysa da oy vermediğini, "Ya Allah, Bismillah" benzeri söylemlerin sökmediğini, kilisenin de iktidara talip olmadığını görüyoruz! Yunan solu bize göre gelişmiş sol; baraj %3, sekiz parti barajı aşıyor. Üçü dördü sol parti... 12 Eylül'den sonra SHP, CHP, DSP değişik hükümetlerde iktidar ortağı oldular! O zamanki parti yöneticileri seçim barajını düşürdüler mi? Biz toplum olarak çabuk unutuyoruz!

2002'de seçimlere gidilirken baraj %5'e düşürülse, AKP kendi başına iktidar olamıyordu! AKP %34, CHP %19, DYP %9.5, MHP %8.5, Genç Parti %7.2, ANAP %5.5 oy almış ve barajı aşmıştı! Hatta o zaman adı DEHAP olan parti de barajı geçebilirdi! Büyük bir öngörüsüzlükle, “Cumhuriyetin Temel İlkeleri’nde” şu veya bu biçimde uzlaşan partiler AKP'yi elbirliği ile iktidara taşıdılar...