Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '09

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Halkın arasına karışmak

Tamamen sıradan bir insan olarak halkın arasına karışmam söz konusu olamaz. Zaten oradayım. Ama başlık belki
böyle daha havalı olurda okunma sayım artar diye düşündüm. Zorunlu olarak genelde özel araç kullanmam gerekiyor. Ancak fırsat buldukça toplu taşıma araçları ile yolculuk yapıyorum. Geçtiğimiz cuma günü Söğütlüçeşme' den metrobüs ile Bakırköy' e gittim. Daha önce de birkaç kez aynı yolculuğu yapmıştım ama hep arkalardaydım. Bu kez öğleyin bir otobüsü atlayarak bekledim ve binince hemen sağdaki ilk koltuğa oturdum. Bunu bir araştırmacı gazeteci olarak -tamamen sizler için- basında yer alan yok artık bu muhalefet için yazılıyor dediğim bir olayı gözlemek amacıyla yaptım. Baştan söyliyeyim ben metrobüse karşıyım. Ama karşı oluş nedenim daha önce de yazdığım gibi bir çözüm olamayacağı. (Bence olmadı da zaten. Sanırım bir bölümü yargı sürecinde olan neden o otobüs alındı, neden pahalı alındı vb iddiaları için karşı değilim. Bu hat da otobüslerde hibe edilseydi de temelden karşıyım.) Efendim okuduğum ve yok artık dediğim şey otobüs sürücülerinin para ile akbil okuttuğuydu. Ve inanın doğru. Ve inanın gerçekten yok artık. Canımız halkımız elinde para önden biniyor. Sürücü para alıyor, gerekirse üstünü veriyor. Akbili vatandaşa veriyor. Vatandaş okutuyor. Sürücüye iade ediyor. Arkadan gelen aynısını yapıyor. Doğal olarak hızlanma için yapılan bir iş, işe yaramıyor. Çünkü insanlar akıcı bir şekilde binemiyor. Binemeyince otobüs yürümüyor vb vb. Allahaşkına bu ülkede hiç mi bir şey kurallı olarak işlemez. Eğer biletsiz otobüs uygulamasına geçtiysek geçmişizdir. Bu kadardır. Bu sulandırılamaz ki. Ya da benim kuşağım hatırlar biletçi uygulaması koyarsınız -bu biletçi kalkışta ayakta olur ve önce o dolaşır sonra yerine otururdu- sürücüyü meşgul etmezsiniz. Ya da koyduğunuz bir kuralı uygularsınız. Ki zaten metrobüs sadece belirli bir güzergahı gidecek insanlara nispeten hız kazandırdı. (O da gazetelerde sık sık okuduğumuz vukuatlar olmazsa) Ama o güzergah dışı için yolda yapılan düzenlemeler nedeni ile ulaşımı daha da yavaşlattı. Yani ortalama da bana göre katkı yapmadı. Yapması da olası değildi. Ama hiç değilse bari kötünün iyisini yapalım, o da yok.

Neyse Bakırköy' den de Taksim' e gitmem gerekiyordu. Halkın içindeyim ya oradan da otobüse bindim. İlk duraktan bindiğim için sürücünün hemen arkasına oturdum bu kez. Bindiğim özel halk otobüsüydü ve akbil uygulaması yanında para ile de yolcu alıyordu. Bu özel dedim takılmadım. Otobüs Topkapı' yı geçtikten sonra gördüğüm kadarı ile oldukça doldu. (İnancım arkalarda kesinlikle yer olduğuydu.) Para alan görevli lütfen arkalara ilerleyelim yer var demeye başladı. Sonunda sürücüye orta ve arka kapıyı kapama dedi. Camdan sarkıp duraklarda beyler arka ve ortadan binelim diye sesleniyordu. Nasıl para alacak diye düşünürken arkadan akbiller ve para öne yağmaya başladı. Akbil geliyor ön kapıdaki vatandaş basıyor ve elden ele geri gidiyor. Yine para elden ele geliyor ve geri gidiyor. Bakın bende gerçekten sorun var bunu itiraf ediyorum ama bu kadar da olmaz ki. Yani madem otobüste yer var neden öndekiler arkaya gidip, binmesi gerekenler önden binmiyor. Bu kadar o akbil senindi benimdi abi okut vb zahmetine ne gerek var ?

Sayın okurlar işte biz buyuz. Sorun çıkarma ve sonra sorunu çözme potansiyeli bu olan bir toplumun daha soyut, daha karmaşık herhangi bir olay için ne önermesini bekliyoruz. Gerçekten sürekli olarak bunu soruyorum. Biz kendimizden ne bekliyoruz? Sakın bu vatandaşların kendince bir çözümü vb demeyin. Kurallı bir toplumda sosyal olay ve ilişkilerde vatandaşların kendince çözümleri olamaz. Üstelik o bile değil. Köprülerde ve otoyollarda önce OGS uygulaması konuldu. Sonra KGS çıkarıldı. Peki ne farketmiş oldu sizce. Bunun belediye otobüsü sürücüsünün akbil okutmasından farkı ne? İşin matrağı sonra bu uygulamayı koyan sorumlular ne yaptı ? KGS' nin yavaşlamaya yol açtığını keşfetti ve KGS' de indirim uygulamasından vazgeçilebileceği belirtildi. Vazgeçildimi bilmiyorum. (Bu benim gibi bir araştırmacı gazeteciye yakışmadı.)

Bakın sayın okurlar bana her ne derseniz diyin ama her zaman dediğim şeyi bir daha tekrarlayacağım. Eğer vatandaş ben olursam bürokrat da böyle olur. Çünkü zaten o benim. Bu insanlara kızmayalım eleştirmeyelim. Ciddiyim. Ne zaman bir metrobüse binen 200 kişiden sadece biri para vermeye kalkar, kalan 199 kişi ve sürücü o vatandaşı aşağı indirir, o zaman bürokratda değişir siyasetçide.
 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..