Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '12

 
Kategori
Güncel
 

Halkın kimi, hangi kayığa bindireceği, hiç belli olmaz!

Halkın kimi, hangi kayığa bindireceği, hiç belli olmaz!
 

Şu kavanoz dipli Dünya'da, bugün saltanat kayığına binenler, yarın binecek cankuntaran sandalı bile bulamayabilirler!...


Halkın, halkların kimi, hangi kayığa bindireceği, hiç belli olmaz! güzel okuyucum.

Tarihte görülen çok istisnai durumlar hariç, halk, hep güçten, güçlüden yana olmuştur.Güçlüden yana olmayı, gücü arkasına almayı daha garanti ve kestirme yol görenler, güce tapmış, hep kazananın yanında olmuştur; İnsanlık Tarihi boyunca, ne yazık ki...

Tıpkı, başarılı olanı dünya alem sahiplenip, başarısız olanı, yaşayan ölüye çevirenler gibi...

Ülkemizin yakın tarihine birlikte şöyle hızlıca bir göz atacak olursak; hemen şu yazacaklarımı görebiliriz kolayca:

Ulusal Kurtuluş Savaşımız'ın kazanılacağı gün gibi ortaya çıkana kadar, halkın büyük çoğunluğu ya kurtuluş mücadelesi yapanlara ayak sürüdü. Ya da padişahtan, saltanattan, güçlü gözükenden yana tavır aldı. Vatan için kelleyi koltuğa alanlara, bir avuç maceraperest muamelesi yaptı; hem de yıllarca...

Aynı halk, galip Türk Ordusu İzmir'e girerken, askerin ayak bastığı toprağa yüzlerini sürüyordu!

1923'ten 1938'e kadar Mustafa Kemal Atatürk'e minnettar olanlar, 1950'den  27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi'ne kadar katıksız Adalet Parti'li kesildiler! Aynı Adalet Partililer, ihtilalden bir gün önce düzenlenen Eskişehir Mitingi'nde 150.000 kişiyle bağrına bastıkları demokrasi kahramanları! Aydın Menderes'i; bir gün sonra darbeci askerlerin insafına bıraktılar!

12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980'de " Yetiş ordu! Asker yetiş! " diye çığırtkanlık yapanlar, askeri her fırsatta kışladan çıkartmaya çalışanlar; bu gün bütün askeri darbelere karşılar! Geçmişte yedikleri nane hatırlanmasın diye! en hızlı demokrattan daha hızlı darbe karşıtı oldular! Her başı sıkıştığında Asker'e, Türk Ordu'suna sığınanlar, generallerden medet umanlar, en azılı paşa düşmanı, asker karşıtı oldular!

1990'lardan 2000'li yılların başlarına kadar " Burası İran değil! Şeriatçılar dışarı! " diye nara atanlar, bu günlerde iktidar karşısında el pençe divan durmakta, Okyanus Ötesi'nden himmet beklemekteler!...

Son 10 yıldır sınırsız güce, güce dayalı kendine güven zırhına sarınanlar, bu gün geçmişin rövanşını almaya, vatanseverlik anlayışı kendilerinden farklı olan; ama bu vatan için kelle koltukta savaşmış, bireysel her tür çıkarını gözden çıkarmış, bu ülke için, bu topraklar için cansiperane bir biçimde çalışmış; ama şu, ama bu siyasi görüşe sahip olsa da, vatan davasına hizmet eden binlerce insanı sürüm sürüm süründürmekte; zindan köşelerinde her gün yeniden  öldürmekteler...

Bu gün " Halk arkamda! " diye diye caka satanlar, kurdukları Korku İmparatorluğu'nun gölgesinde keyif çatanlar, sahip oldukları bu gücün sınırsız olduğunu sanmaktalar!

Onlara bir tek şey söylüyorum: Sizden önce bu ülkeyi yönetenlere, güce sahip olanlara nasıl davranmışsa bu halk; bu gün size de aynı şekilde davranmakta!...

Olur da, rüzgar yön değiştirir, sahne önündeki aktörler gözden düşerse, bu gün keyif çatanları da, bundan önce onların yerinde olanların, bahtsız kaderi beklemekte; tarihin çok uzak olmayan bir geleceğinde...

O yüzden, halkın kimi? Ne zaman? Hangi kayığa bindireceği hiç belli olmaz!

Bu gün saltanat kayığının sefasını sürenler, yarın binecek can kurtaran sandalı bile bulamayabilirler!...

Demem o ki: Çok geç olmadan, iş işten geçmeden herkes aklını başına alsın; ağalar, beyler!...

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..