Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Hallerimiz...

Hallerimiz...
 

alıntı...


Dolmuştayım…

Geçmek bilmeyen dakikalar…

Yayalar, arabalar, etrafta tam bir hareket, biz bekliyoruz..

Bir kişi gelecek ya! Bekle Allah bekle...

Nihayet iki kişi birden geldi ve hareket ettik.

“Bundan bir öğrenci, bir öğrenci bir sivil daha” deyip paraları şoföre uzattı.

Paranın üstünü alan öğrenci “Yanlış para aldınız, 1 YTL’den de bir öğrenci alacaktınız” dediği ani görmeliydiniz.

Aniden kulakları kıpkırmızı oldu şoförün…

Burada iki durum olabilir…

Para üstününün doğru verilmediğini söyleyen insana bir tepki…

Yada bir şekle yakalanma, yani para üstünü bilerek eksik verme…Veya aşırı dikkatin getirdiği sorumluluk. Yolcuyu küçümseme, küçük görme, yanı “itiraz etmesen ne olurdu”, öğrenci olduğuna inanmama…

Gördünüz mü şimdi neleri söyledik, neler daha düşünebiliriz….

Amaç maksadın sorgulanmasıdır…

Maksadı sorgulamadan yargılama olmamalıdır bana göre…

Dolmuş şoförlerinin insanımıza çektirdiği bu çilelere ne zaman çözüm bulunacak?..

Kesinlikle halkımız daha duyarlı olunca tabii.

Mesela, hiç denedik mi? Asla ve asla ayakta dolmuşa binmemeye. Şunu şurasında iki en fazla 10 dakika beklersiniz binmeyelim ne var? Eğer araba kalabalıksa binmeyelim..

O zaman dolmuşçu neye göre çalışacağını ne kazanacağını daha iyi hesap eder.

Belki fiyatlar biraz artar ama hem binenler hem taşıyanlar bir sürü sıkıntıdan kurtulmuş olur…

Çoğu dolmuş şoförü esas mal sahibi değil, hemen anlaşılıyor.

Bin kere yazdık, ıslıkla, klaksonla mahalle arasından yola doğru yürüyen ama nere gideceği belli olmayan yolcuya saldırmayın…

Gelsin, yolu kontrol etsin , cebe intikal etsin o zaman kornayla ısılıkla uyarın” haydi, bir iki” diye…

Bu çağ dışı kazanma isteği zannedersem çalıştırdığınız şoföre verdiğiniz ücretin azlığından kaynaklanıyor…

Durakta kahya, elinde tespih, zor bir işi idare ediyor. Belli ki, her şoföre “haydi” demek zor…

Durakta beklemek ondan da zor.Güneş altında iftar vakti, beş kilometreyi ayakta göze alan bizlere bunlar az bile.

Bu zenginliği kaldıran dünyada başka fakir ülke var mı?…

Aynı yöne giden 5 altı çeşit ulaşım aracı, yolcu istediğine binemez, ambargo var..

Toplu taşıma aracı koyamaz belediyeler, dolmuşlar, minibüsçüler aç kalır…

Ama, kimse düşünmez ki o sermayelerle işsizlere iş verilir on senede…

Bunlar en temel alt yapı sorunlarıdır…

Burada böyle.

Başkentimizde şoför tam siper yatırdı yolcuları, yolda polis kontrolü varmış…Ben yatmadım, az kalsın dayak yedim.

Dolmuşa allahına dolarsak, sorgulamazsak, gitmek istediğimiz yere , istediğimiz araca neden binemediğimizi yetkililere sorup çözüm bulmalarını istemezsek daha çok sebep ararız geri kalmışlığımıza…

Paranın üstüne vermeyen şoför, yalandan “öğrenciyim” diyen aile babası, yolcuyu bu zamanda ıslıkla çağıran yüz kararı, olur böyle memleket markası.

Hallerimizden bir kesit sundum size…

İyi iftarlar..

Sevgi ve saygılarımla….


http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=125214

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=127460

www.karadenizvira.com

 
Toplam blog
: 449
: 609
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

Rizede yayınlanan ilk renkli gazete ViraHaberin kurucusuyum 5 sene baş yazarlığını yaptım. İLESAM..