Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Halt etmiş sözler

Halt etmiş sözler
 

...


Ne zaman kullanırız" halt etmiş", "halt etmişsin" deyimini? Herkesçe doğru bilinen bir işin veya olayın, sözün bir başkası tarafından reddedildiği durumlarda.. Karşı tez yani...Ben de şimdi uzun süre kafama takılmadan asılı duran bir kaç halt etmiş atasözü ve atasözü cinsinden söylenegelen sözlerden söz edip az kafanızı yormaya çalışacağım

Hangisiyle başlayalım? Buldum! "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır." Vallahi yalan , billahi yalan! Kırk yıl mecazi de olsa yalan. Kahveyi geç de yediği ekmeği sana borçlu olan, geldiği yeri, oturduğu koltuğu borçlu olan nice adamcık var hatır gönül bilmeden gezer olmuş alemde. Kahve ne olaki yanında bu kadar iyiliğin yemenin yanında...?!

İkinciye gelelim: Benim de bir zaman içinde bulunduğum eğitim camiasının fedakar ve cefakar insanları öğretmenlere az değinecek bir söz. Söyleyeni adı gibi yüce insan olsa da şimdiki insanların bu yücelikten yok haberi..." Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" Doğru mu? Söz doğru, uygulamada var mı geçerliliği? Yok. Malesef yok. Okulların duvarından içeri bakın, bahçe dışında gezen öğrencilere bakın; sınıfa girme imkanı bulursanız daha iyi gözlemlersiniz...Ger saat birşeyler öğreten öğretmenlere, öğrencilerin reva gördüğü davranışları izleyin de söz doğru mu yanlış mı; geçerliliği kaldı mı siz karar verin. Elinde sigara, gömlek dışarda, gravat yamık yumuk yular gibi boyunda...Öğretmen , artık öğrenciden kaçar olmuş görmemek için. Olan itibarım da muhatap olup gitmesin diye. Hani kölelik? Köle olmasın ama bari edepli olsun ...

Biraz da başka cenaha kayalım. "Anasına bak kızını, kenarına bak bezini al." Ne kadar doğru bilmem ama yaşadıklarımız ve tanık olduklarımızdan hareketle sayalım bir kaç cümle: Anası o....u kendisi o.... gördüm lise ikinci sınıfta iken...Genetik mi, yönlendirme mi, zorlayıp alıştırma mı bilmem...Sene seksen bir o zamanlar...Sonra bir iki örnek daha gördüm ama bu kez roller aynı değil. Haya ve edep dolu bir annenin yakınından geçmeyen kızı...Gel zaman git zaman...Bir örnek daha deli ve bir o kadar da akıllı anne...Kız? Hangini saysam!? Kenarına baktım, bezi aldım mı desem? Anasına bakıp kızı mı? Bez de yanıltıcı, kız da...Yanılma sebebi kayıtsız şartsız doğru kabul gören atasözümüz. Anasına bakarsan anası ağlayacak masumun. O zaman baba annemin harika sözünü zikredelim burda: "Bir ağaçtan ok da çıkar bo...da". ... Nasıl? Sanırım bu sözü de çürütür bu söz...

"El eli yıkar el döner yüzü yıkar." Fiil olarak doğru. Eller yıkar birbirini musluk dibinde, sonra döner avuçlar yukarı vaziyette yüzü yıkamak için doldurur akan sudan yıkayıverir yüzü...Buraya kadar gerçek anlamıyla temizlik eylemi. Gelelim asıl manaya: Yani sen bir iyilik ve adetten olan bir hareket yapınca; karşılık olarak muhatabın da yeri geldiğinde sana ayniyle mukabele eder. Yalan mı desek, yanlış mı desek, geçerliliği kalmadı mı desek? Çok el yıkadım bu anlam da ma hiç biri dönüp dokunmadı bile yüzüme. Alayı yüzsüz ve nankör güruhundan adamcık...

Bu günlük bu kadar deyip nokta koyalım, sonra devamı gelecektir her halt gibi sözlerimizden de halt edenlerin...Aslında halt eden söz değil , onu bu hale sokan mahluk-ı acayipler...
 

 
Toplam blog
: 45
: 766
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

Yazmak bir yetenek işinden çok,duygu işi olmalı. Arada yazdığım oldu ama öylesine...Yıllar sonra ba..