Hamam böcekleri!

Çatı katının elektrik hattını ben çektim!

Her prizden ve anahtardan sigortaya kadar ayrı hat döşedim!

Anahtarları ve prizleri gittim Koçtaş’tan aldım!

Sordum hem de!

“Kardeş, bunların içinde böcek möcek olmaz değil mi?”

“Yok Abi, ne böceği? Altı ayda bir böcek taraması yapıyoruz burada! İlaçlıyoruz etrafı!”

“İyi o zaman!”

Kekelese almayacaktım!

Bir ay kadar önce dairenin kapısını açtığımda dışarıdan içeriye doğru bir hamam böceğinin telaşla girdiğini gördüm! Üzerine bassam ezilecekti ama ezip de hanımdan fırça yiyeceğime, takip edeyim şunu da gözden ırak bir yerde katledeyim diye düşündüm!

Ben bunları düşünürken gözden kayboldu!

Hamam böcekleri nereye gider?

Hamama tabi ki!

Tamam da; ya bu konu ettiğimiz böceklerdense?

Yatak odasını alt üst ettim! Yok!

Salonda olabilirdi! Zaten koltukların yerini beğenmiyordum, bir sebeple onların da yerini değiştiririz hesabıyla salonu güzel bir elden geçirdik! Gene yok!

Kaldı ıslak zeminler!

Ertuğrul Ata’nın “Islak zeminlere uyarlı bir böcekse bu bildiğimiz hamam böceğidir baba!“ söylemine aldırmadan “bulmadan bırakmayacağız!” emrimi tekrarladım!

Evyenin altındaki dolapta bulduk onu!

Hem de iki tane!

Genelde böyle durumlarda biri sağa biri sola kaçarak şaşırtma yaparlar! Bunu bildiğimden iş taksimi yaptım hemen!

“ Siz sağa kaçanı, ben sola kaçanı yakalayacağız! Unutmayın; siz sola, ben sağa!”

“Baba ters söyledin!”

“Kaçıyorlar lan!”

Kaçtılar!

O günden beri evde bazı önlemler denedik!

Özel bir şey konuşacaksam televizyonun sesini sonuna kadar açıyordum başlarda! Tabi bu sıkıntı vermeye başladı. Şimdi onu bıraktık, not yazmaya başladık!

Kulağımızın arkasında kalem var hepimizin! Cepli gömlek de giyiyoruz haliyle!

Hamam böcekleri de çoğaldı ne hikmetse!