Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '07

 
Kategori
Anılar
 

Hamburger Ve Çekim Sahası

Hamburger Ve Çekim Sahası
 

Birkaç ayda bir hamburger yiyen birisi olarak yine mekân olarak büyük hamburger devine gitmeyi kararlaştırdık. Sık sık gitmediğimiz için her gittiğimizde elemanların değiştiğini gördüm. Herhalde çalışma koşulları ve strese dayanamıyorlardı. Üzerlerinde sarı kısa kolluları ve sarı pantolonları vardı. Ön tarafta bayanlar arkada ise erkekler vardı. İçlerinde kızlardan biri beyaz giyinmişti. Hareketlerinden diğerlerinin şefi olduğu anlaşılıyordu. Sarı giyen kızın birisine bağırmaya başladı. Diğeri cevap bile vermiyordu ama moralinin bozulduğu açıktı. Siparişlerin hazırlandığı sırada kasiyer tavukta indirim olduğunu söyledi, “Yap bakalım!” dedik. Madem geldik tam olsun.

Ortalama ödenen hesaplar orada çalışan elemanların nerdeyse bir günlük paralarından bile çoktu. Bu bile çalışanlarının morallerini bozmaya yeter de artar bile. Üst kısma çıktık. Yemeklerimizi yerken lise son sınıfta olduğu ellerinde bulunan test kitaplarından anlaşılan üç genç geldi. Sipariş falan vermemişlerdi. Anlaşılan burası onlar için ikinci bir evdi. Şöyle bir gelip etrafa bakınmışlardı. Derken içerdeki resimler dikkatimi çekti. Doğum gününü kutlayanların resimleri asılmıştı. Bayağı çoktu. Artık aileler çocuklarının doğum günlerini çeşit çeşit tatlılarla, böreklerle evde değil bu büyük hamburger işletmesinde yapıyorlar demek ki! Herhalde fiyakası bayağı büyük olmalı.

Bu sırada yaşlı bir adamla 6-7 yaşlarında torunu olduğu anlaşılan küçük bir kız çocuğu yukarı çıktılar. Küçük kız kısa şortlu, saçları kısa kesim ve gözleri renkliydi. Yaşlı adam torununu yemek yedirmek için evden almıştı. Ne de olsa şu sayılı günlerinde torunuyla baş başa kalıp, onun hamburger yerken yüzünde oluşacak mutluluğu paylaşacaktı. Büyük ihtimal o dakikalarda küçük kızın annesi ile komşusu arasında şöyle bir konuşma da geçmiş olabilirdi:

-Hayatım, Ayça görünmüyor ortalıkta, uyuyor falan mı?

-Yok şekerim dedesi hamburger yemeye götürdü.

-Ay ne iyi adam şu kayınbaban senin. Keşke bizimki de ara sıra ufaklığı götürse ya nerde!

Dedesi kıza oturacakları masayı gösterdi. Tam o sırada kızcağız elindeki kolayı düşürdü. Kola yere düşünce ortalığa saçıldı. Yaşlı adamcağız küçük kıza eğilip tam teselli edecekken kız yeşil gözlerini dedesine dikip sertçe, “Senin yüzünden oldu.” dedi. Yaşlı adam torunundan bu sözleri duyduğuna inanamadı duymamış gibi yaparak “Ne?” dedi. Kızcağız az önce söylediği nankör kelimeleri tekrarladı. Büyük ihtimal müdürlükten emekli yaşlı adam meslek yaşamı boyunca görmediği hareketi ufacık torunundan görmüş olabilir.

Yemeğimiz bittikten sonra oradan çıktık. Eşim kolasını içememişti. Bahçeye çıkınca ise gördüklerimiz reklamların ve küreselleşmenin gücünü bir kez daha gösteriyordu. Ayakkabı boyacısı küçük çocuklar herhalde yan tarafta bulunan dev alışveriş marketinden aldıkları hamburger ekmeklerini ve hamburger köftesini nedense büyük hamburger devi işletmenin bahçesinde yemeye çalışıyorlardı. İlahi kapitalizm sen nelere kadirsin! Eşim elindeki kolayı dayanamayarak çocuklara verdi. Çocukların ziyafetleri için eksik son parça tamamlanmıştı. Genelde fazla yüzgöz olmadığım çocuklar adeta beni utandırırcasına teşekkür ettiler. Hayatımda duyduğum en güzel “teşekkür ederiz” sözcüklerine şahit olmuştum. Olayın şokunu üstümden atamamışken arabayla önlerinden geçerken tekrar teşekkür ettiler.

Biz çıkarken her fırsatta fast food tarzı beslenmeye karşı olan meslek grubundan DR plakalı iki araç içeri girmeye çalışıyordu.

Akşam olunca küçük kızı ve ayakkabı boyacısı çocukları düşündüm. Birisi elindeki fırsatların değerini bilmiyor. Diğerlerinin ise değerini bilecekleri bir şeyleri bile yok.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...