Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '09

 
Kategori
Futbol
 

Hamsi 'tav'a gelemedi

Hamsi 'tav'a gelemedi
 

Her ne kadar Trabzon Galatasaray'ın 2 puan önünde olsa da, bu maç esas Trabzonspor için ölüm kalım maçıydı. Kendi sahasında vasat takımlara karşı aldığı 2 yenilgi bu maçı daha da önemli kılmıştı, bugün de yenilse şampiyonluk yarışından havlu atabilirdi. Bu nedenle maça daha konsantre, daha coşkulu ve daha istekli başladı. Galatasaray ise Hamburg maçının yorgunluğu, sakatlıklar ve Perşembe günü oynananacak Hamburg maçından önce doğabilecek olumsuzluklar sebebiyle maça daha kontrollü başladı. Puan cetvelinde alt sırada olan olmasına rağmen, sanki beraberliğe oynar gibiydi. Yattara'nın yokluğu Trabzon için dezavantaj gibi görünse de, maç içinde bunu avantaja dönüştüren bir kişi çıktı sahneye: Yeni transfer Alanzinho. 1 gol , 1 asist, onlarca estetik hareket, onlarca çalım. Sayesinde Trabzon oyunun kontrolünü hep elinde tuttu, maç berabere bitse de, daha çok pozisyona giren, daha etkili ve daha tempolu oynayan ve 2 puanı kaybeden takım Trabzonspor oldu. Atılan 2 gol de çok güzeldi. Yattara çok iyi futbolcu olmasına rağmen Trabzonspor'a çok faydalı olamıyor, hele bu sene çok etkisiz, onsuz Trabzonspor daha mutlu. Galatasaray'da Ümit Karan ununu elemiş eleğini asmış, tek yaptığı hakemle uğraşsın el kol sallasın, işe yarar bir hareketi yok, oyunu açacak, takımı ferahlatacak, defansa pres yapacak hareketlerden kaçındı. Sanki 'ne şiş yansın ne kebap' der gibiydi. Artık Ümit Karan Galatasaray için miadını doldurdu. Futbolu yeni takip etmeye başlayan Galatasaray taraftarı bir çocuğa Hasan Şaş diye bir futbolcuları olduğunu söyleseler herhalde inanmaz. Ben bile varlığını unutmuştum, ama maçtaki oyunuyla değil, 'dakika bir gol bir' denecek şekilde havaalanında bir taraftarı çıkışa davet etmesiyle gündeme oturdu. Bu sene sonunda bu iki futbolcunun devam etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Galatasaray bu kadar yorgunluğa, sakatlığa, riske edilmeyen futbolcularına rağmen iyi mücadele etti, çok iyi oynamasa da oyunu dengelemeye çalıştı. Defansta bu kadar eksiğe rağmen Meira'nın yokluğunun bir avantaj olduğunu ispatladı. 2 gol yemesine rağmen Galatasaray defansı bana göre sınıfı geçti ve umut verdi. Meira saatli bomba gibiydi, beklenmeyen hatalarla yarattığı gol pozisyonları Galatasaray'ı çok zor durumda bırakıyordu, gitmesi -üstelik para kazandırarak-hayırlı oldu. Zenit Meira'yı alırken hangi maçları izledi, çok merak ediyorum (!) Yunus Yıldırım, sanırım kendini Premier Lig hakemi sanıyor, 'ikili mücadeleleri devam ettirme, oyunu kesmeme' olayını biraz abarttı, öyle faulleri vermedi ki, oyunun ve futbolcuların gereksiz yere gerilmesine sebep oldu. Hakemin adaletine güvenemeyen futbolcular, bu sefer adaleti kendileri dağıtma ihtiyacını duydular, bu da maçı sertleştirdi. Galatasaray'ın golünden önce kesin olarak faul vardı, ayrıca Yaser'e gösterdiği kırmızı kart çok çok ağır oldu. Çok gergin geçen maçın hakkını veremedi. Trabzonspor taraftarı 61. dakika şenliklerini artık bir Cumhuriyet Bayramı havasına dönüştürmüş, ahtapot şeklinde balonlar, konfetiler, bordolar maviler. Taraftar uyuyan devi uyandıracağına, uyumayan devi uyutuyor. Oyunu soğutuyor, takıma yarar getireceğine zarar veriyor. Dünyada hiçbir yerde oto plakasındaki şehir kodunu dakika şenliği yapmayı akıl edecek bir şehir daha yoktur herhalde. 2-2'lik sonuç ne Trabzon'u, ne Galatasaray'ı mutlu etmiş olmalı, ama haftaya çok zorlu bir maça çıkacak Sivas ve Beşiktaş'a derin bir oh çektirdiği kesin.

 
Toplam blog
: 55
: 969
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

29 yaşındayım. İTÜ Tekstil Mühendisliği mezunuyum. Evliyim. Çocukluğumdan beri futbol gönüllüsüyüm. ..