Hamsi çapkınlığa çıkarsa...

Hamsi, ulusal sembolümüz. Peki "çapkınlık" milli niteliğimiz mi? O zaman biz çapkınsak hamsilerimiz de çapkındır denilebilir mi? Habere göre öyle de denilebilir.

Karadeniz'in kuzeyinde yer alan Azak Denizi'nin hamsileri ile bizim hamsiler karışmış. Rusya, Ukrayna, Gürcistan arasında bir iç deniz olan ve Karadeniz ile bağlantısı bulunan Azak Denizi'nin daha az tuzlu olduğu ve daha küçük bir alanı kapladığı biliniyor. Demek ki daha tatlı ve nazlı bir balık. O halde "dişilik" sıfatına daha yaraşıyor. Bizim hamsiler ise tuzlu, sert, deli, delişmen, karayel Karadeniz'in veledleridir. Ki, bu teşbihte onlara da "erkek" türünün baskınlığı yaraşıyor. O halde bir karışım olmuşsa-ki, bilimin yalancısıyım- demek ki gelin balıklar ithal ettik ve yeni bir tür hamsi evladımız doğdu! Hadi hayırlısı!

Milliyet'teki habere gelince; "Karadeniz'deki hamsi varlığının tespiti, geleceğe yönelik stokların artırılması ve yönetimi amacıyla “Karadeniz Ekosisteminin İyileşmesinde Biyolojik Gösterge Türler” adıyla başlatılan NATO destekli uluslararası araştırmanın ilk sonuçlarına göre; farklı popülasyonlar aynı bölgeye gelmiş ama aralarında genetiksel olarak bir karışım oluşmamıştır. Yani Azak hamsi popülasyonu Türkiye kıyılarına kadar gelerek Karadeniz hamsisi popülasyonu ile karışım göstermiştir. Bulgaristan ve Ukrayna kıyılarında görülmeyen bu durumun nedeni araştırılmakta"ymış. Bunlar Sinop'ta bilimsel çalışmalara katılan Türk bilim adamlarının gözlemleri. Ne diyelim. Yiyeceğimiz hamsi hemen bitsin bütün tepsi. Davet edin herkesi.