Hangi hallerde sıranızı başkalarına verirsiniz?

Markette alışveriş arabanızı doldurmuş olarak gişelere gidiyorsunuz. O sırada elinde 2 parça mal olan biri sizden sıranızı istiyor. Tabii ki “Buyurun” dersiniz. Veya tam tersi siz 2 parça malla birinin sırasını isteyebilirsiniz. Bütün bunları büyük olasılıkla yaşamışsınızdır.

Bir kamera şakası izlemiştim. Elinde 2 limon olan kişi, alışveriş arabası tıka basa dolu olan başka bir müşteriden sırasını istiyor ve izin alınca gişeye limonların parasını öderken, o anda kameralarla birlikte bir sunucu elinde iki limon alan adama “Beyefendi siz marketimizden alışveriş yapan 500.000 inci müşteri olarak bir otomobil kazandınız.” Diyor. Adama sırasını veren arkadaki kişinin yüz ifadesini görmeliydiniz. “Ama sıra bendeydi” demesini. Değişik kişilerle tekrarlanan bu kamera şakasında sahneler hep aynıydı. Arkadaki kişilerin sıralarını vermekten dolayı pişmanlığı.

Markette sıra vermek, doktorda acil hastalara yerini vermek normal davranışlar içersinde sayılırsa da, maç bileti kuyruğunda önden sıraya girmek isteyenlerle, feribota sırasız girmek isteyen uyanık sürücülere ise hiç tahammül edemem. Ama yine de her şey görüldüğü gibi olmuyor.

Uzun yıllar sağlık teşekküllerinde çalışan ve emekli olduktan sonra bir üroloji doktorunda sekreter olarak çalışan bir tanıdığım anlatıyor:

Üroloji doktorunda muayene olmak için bekleyen insanlar arasında yaşlı bir kadın sessizce yerinde oturuyor. Adamın biri de bekleme odasında bir aşağı, bir yukarı odayı arşınlıyor. Doktorun yanından çıkacak hastadan sonra sıra yaşlı kadında. Adam ise devamlı saatine bakarak odada dolaşmaya devam ediyor. Sıra yaşlı kadında olmasına rağmen, kadın adama dönerek “Sizin acil durumunuz varsa benim sıramı alabilirsiniz.” Diyor. O sırada içerdeki hasta çıkıyor. Adam, yaşlı kadına teşekkür bile etmeden sekretere, hanım sırasını bana verdi diyerek doktorun odasına giriyor.

20 dakika sonra ise adam, muayenehaneden dışarı çıkıyor. Yaşlı kadın doktorun yanına girdikten 5 dakika sonra doktor sekreterine hemen ambulans çağırmasını söylüyor ve kendisi de hastaneye telefon ederek, acilen ameliyathanenin hazırlanmasını istiyor. Kadın böbrek kanaması geçirdiğinden hemen ameliyata alınması gerekiyormuş. Doktor daha sonraki randevularını iptal ederek, hastasıyla birlikte hastaneye gidiyor.

Ertesi gün doktor muayenehaneye geldiğinde sekreter hanım, doktora yaşlı kadının sırasını verdiği adamın hastalığının ne olduğunu doktora soruyor. Doktor kayıtlarına bakıyor ve sekreterine adamın hastalığını söylüyor.

“Adamın 8 yıldır çocuğu olmuyormuş.”